Bir ilçede olması gereken vasıflara sahipsin, senin de nüfusuna oranla devletten gelen belirli bir bütçen var ama ne olmuş da sen bu kadar kenarda, sessiz, içine kapanık bir hal almışsın?
Vay, Besni Sana Ne Olmuş?
Ey Besni, daha öncelerinden, tarihteki konumundan vaz geçtim;
1950’li yıllarda il olmak konusunda Adıyaman şehir merkeziyle yarışan, özellikle kendine has kavunu, üzümü, mısırı ve Antep fıstığı gibi tarımsal ürünleriyle, kilimcilik başta olmak üzere tekstil ve el sanatlarıyla meşhur şehirken ne hallere gelmişsin?
Uşak iline göçenlerin sayesinde Uşak’ı ülkenin sayılı sanayi şehirleri arasına koyan Besni, sana ne olmuş?
Gaziantep’in dev sanayicileri arasındaki evlatların ülke ekonomisine yön verirken nasıl olur da cadde ve sokakların köyü andırır?
Senin 13 bini aktif, 18 bin çiftçin var, senin 2500 esnafın var, senin OSB ve Küçük Sanayi Siten var.. yani sen de ülkemizin tüm ilçeleri gibi bir ilçede olması gereken vasıflara sahipsin, senin de nüfusuna oranla devletten gelen belirli bir bütçen var ama ne olmuş da sen bu kadar kenarda, sessiz, içine kapanık bir hal almışsın?
Gerçi Kahta dışında şehir merkezi de dahil tüm Adıyaman'ın hali perişan Gölbaşı, Tut, Çelikhan, Sincik, Gerger, Samsat köye dönmüş ama sen biraz daha mı geri kalmışsın ne?
1990’lı yıllarda sanayide en büyük hamleni atmıştın, unutmam, Beteks’te Halı Ali Özbay ve Kadir Özbay’la beraber kıa bir süre daha misafirin olmuş, ekmeğini yemiş, suyunu içmiştim…
Aradan geçen 30-35 yıl insanlar için uzun olsa da şehirler için çok kısa bir zamandır ve sen o kısa zaman diliminde beldeyi andırır bir hale gelmişsin… Diyorlar ki, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası'nda temsilcin bile yokmuş...
Nerede merhum Milletvekilleri Halil Ağar, Arif Atalay, Kemal Tabak’ın, merhum Belediye Başkanı Hüseyin Baykara ve Allah uzun ömür versin Nuri Tuğsuz’un ülkemizin tüm yoksul dönemlerine rağmen yaptığı yatırımlar? Aradan geçen zamanda onca yiğit tarafından temsil edilen sen değil misin, merhum hayırsever Mehmet Erdemoğlu ve çocukları Ali ve İbrahim Erdemoğlu’ndan başka ekonomisi düzgün evladın yok mu, sadece onlar mı eksiklerini tamamlayacak?
Yok mu viraneyi andıran görüntüne proje üretecek, uygulayacak, seni eski günlerine döndürecek kadroların, yetiştirmedin mi, yoksa yetiştirdiklerin vefasız mı çıktı?
“Yiğidi öldür, hakkını yeme” demişler, tamam, aradan geçen zamanda göreve gelenler, şu anda yönetenlere bir şey diyemem; pandemi yaşadık, deprem yaşadık, ülke olarak defalarca ekonomik kriz yaşadık, darbe girişimiyle bizi yok etmeye çalışanlar oldu kabul ama ya bundan sonran ne olacak?
Manavında o meşhur kavununu, üzümünü tekrar görebilecek miyiz?
Avuç avuç Antep fıstığını tüketebilecek miyiz?
Akşam serinliğinde modern cadde ve sokaklarında çocuklarınla gezinip, temiz havanı içimize çekebilecek miyiz?
Dükkânında kaderine susmuş esnaflarınla geçmişi anıp gelecekten ümitle söz edebilecek miyiz?
Dünyanın dikkatini çeken Eğitim Bayramında eskiden olduğu gibi binlerce bilim insanını kucaklayabilecek miyiz, yoksa son senelerde olduğu gibi biz bize mi toplanıp, konuşacağız?