Çoğu nakliyeci esnafımızın halkın talebini karşılayacak donanımda değil. Çoğu konutun cephesi nakliye için uygun değil. Hamallar ise ayrı bir sorun.

6 Şubat depremiyle yıkılan Adıyaman’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkı gözetiminin yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Murat Kurum’un gözetiminde, şehirde Vali Dr. Osman Varol’un da sıkı takibiyle son aşamaya gelen yeniden ayağa kalkışın sonuna gelmek üzereyiz…

Türkiye’nin en büyük inşaat alanı görünümünde olup yaklaşık 3 yıldır toz, asbet ve inşaatların neden olduğu altyapı bozukluklularıyla boğuşan Adıyamanlı depremzedelerin yeni konutlarına geçişi başladı; şehir merkezinde yaşayan depremzedelerin göç hazırlıkları hızla devam ediyor.

Geçen hafta, şehir merkezindeki konteynerlerden yeni yapılan deprem konutlarına geçiş süreciyle ilgili bir açıklama yapan Adıyaman Valisi Dr. Osman Varol’un verdiği bilgiye göre 16 bin 467 konut inşa edildi. Anahtarı teslim edilen 5.889 aileden 1.495’i yeni evlerine taşındı…

Elbette bu gelişmeye sevinmek gerek, Allah’ın izniyle kara günler sona ermek üzere…
Geçtiğimiz günlerde Adıyaman’a gelen Bakan Murat Kurum, Emlak Konut GYO tarafından, Adıyaman İndere'de 5 milyon metrekare alan üzerine yapılan 16 bin 822 ev ve iş yerinin büyük bölümünün tamamlandığı belirtmişti.

Şehir genelindeki durumla ilgili konuşan Vali Varol da; “Şu anda 5.900 konut tamamen oturmaya hazır. Buna rağmen vatandaşlarımızın bir kısmı taşınmayı erteliyor. Oysa en kötü ev, en iyi konteynerden kat kat daha iyidir. Vatandaşlarımızı bu modern konutlara geçmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Buraya kadar her şey güzel, hatta çok çok çünkü ben dahil Adıyaman halkının büyük çoğunluğunun yıllardır istediği gibi şehir Karadağ’a taşınıyor… Ovadaki tarım arazileri betonlaşmaktan kurtaracak bu gelişme keşke deprem afetinden önce olsaydı…

Son olarak deprem öncesi yayınladığı bana ait Adıyaman Doğru Haber Gazetesi’nde manşete de taşıdığım bu talebimiz mutlu sona doğru giderken en zor kısma geldik… Taşınma…

Adıyaman’da küçümsenmeyecek ölçüde sorun olan nakliye sorunu var. Toplam sayısı 10’u geçmeyen nakliyeci esnafımızın kamyon, kamyonet, asansör ve taşıyıcı insan sayısı en kısa zamanda “evini geçmek zorunda” olan halkın talebini karşılayacak donanımda değil. Çoğu konutun cephesi nakliye için uygun değil. Hamallar ise ayrı bir sorun.

Bir şekilde taşımak üzere vatandaşlarla anlaşan bu esnaflarımızın fiyat politikası ayrı bir sorun, bu konuda görüştüğüm nakliyeciler özetle “ben kamyonumu getireyim, asnasörü de temin edeyim ama taşımada çalışacak insan gücünden mahrumuz” dedi.

Hamal diye tabir edilen taşımacı insanlar yüksek bedeller talep ediyor, çoğunluğu serbest çalıştığı için belirli bir fiyatları yok, bazılarının ticari kabiliyet ve kültürü yok… Bu insanlar bazen fiyatta anlaşılsa bile yükleme aşamasına gelindiğinde kendilerine güvenerek anlaşma yapan nakliyeciyi ve vatandaşı zor durumda bırakabiliyorlar. Anlaşılan fiyattan cayıp daha yüksek bedeller talep edebiliyorlar. “Nasılsa vatandaş taşınmaya mecbur, evi kolilemiş, ev sahibine çıkacağım demiş, nakliyeci de kamyonu ve vinci getirmiş, yani vazgeçemezler” diye düşünerek işi yarım bırakmakla tehdit edebiliyorlar.

Ayrıca İndere (Zey) bölgesinde başka ve önemli bir sorun daha var ki, bunun çözümü uzmanlara kalıyor. Konutların çoğunda bina cepheleri yol seviyesinde değil, binaların ön kısmı yola bakarken arka kısmı bahçeye veya yüksek (uçurumu andıran) tarafa bakıyor. Bu sorunlu bölgeye kamyon ve yükleme asasörü giremiyor. Binalarda asansörler aktif değil, aktif olsa da bu asansörler eşya taşımaya uygun değil.

Örneğin dün ben evimi taşıdım. Evim arka tarafa, şehir yönüne, yani uçurumu andıran tarafa bakıyor. Kamyon ve yükleme asansör arka tarafa geçemedi. Karşı komşumun evi henüz boş olduğundan onun balkonundan ve odalarından geçerek eşyalarımı evime taşıdık ama dar koridor ve kapılardan taşınırken 2 mobilyam kırıldı. Bu mobilyamın bana maliyeti yaklaşık 65 bin liraydı, kırılanların yerine almak üzere bugün mobilyacılara gittiğimde 100 bin liralık fiyatlarla karşılaştım.

Yetkililer taşınmayı bir an önce masaya yatırmalı.

Nakliyeci esnaflar ve çalışanlarla bir araya gelerek fiyat politikasını netleştirmeli ve kamuoyuna net bir fiyat tablosu açıklanmalı, böylece fırsatçıların önüne geçilmelidir.

Ayrıca arka cephede bulunan konutlar için nakliyeden kaynaklanan sorunları da bir şekilde asgariye indirmenin tedbirini almak gerek.

Az değil, on binlerce konut şehiriçi göç edecek, ortada büyük bir ekonomik piyasa var, kötü gelişmeler olmadan, nakliyecileri ve vatandaşları rahatlatacak tedbir alınmalıdır.

Bu arada evimi yaparak bana neredeyse sorunsuz bir şekilde teslim eden AHES İnşaatın Adıyaman'daki sorumlusu Yunus Emre Gözüm ve yine bu süreçte çok yardımcı olan Mühendis Mahmut Bilgin'e de teşekkür ederim.

Mehmet Emin Danış