Bankalarda isimleriniz gizli olsa da siz bizsiniz, bizdensiniz; size, yani bize bu “yardım dilenen insan” imajını nasıl yakıştırıyorsunuz?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre bankadaki mevduat oranında artışıyla Türkiye şampiyonu olan Kastamonu’nun aynı zamanda Türkiye’nin en fakir ilerinden biri olduğunu biliyor muydunuz?
Evet, bankalarda 75.868 milyon lirası olan Kastamonu’nu aynı zamanda yoksul illerde ama Adıyaman’ımız yüzde 10.4’lük oranıyla Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'in dâhil olduğu TRC1 iller grubunda ve yoksul olmayan (yani başka deyişle zengin) illerden biri olarak öne çıkıyor.
TÜİK’in analizine göre son 5 yılda “Mevduat Artışı” yaşayan şehirler listesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesinden sadece Adıyaman’ınımız 4. sırada görülüyor. Son 10 yıla bakıldığında ise Türkiye 2.’siyiz. 2015 yılında bankalarda 1.546 milyon liramız varmış, bugün ise 44.853 milyon liramız. Bu rakamın kolayca yazılışına bakmayın ben tam olarak kaç lira olduğunu bilmiyorum, bakın tamı tamına 44.853.000.000 lira, okunuşunu ve alım gücünü sizler daha iyi hesaplayabilirsiniz.
Peki, bu kadar çok paramız bankalarda yatıyor, madem mevduat zenginiyiz, neden yoksuluz? Sahi, biz yoksul muyuz, fakir miyiz yani? Neden ilimize gelen her yetkiliden teşvik, hibe, kredi, bağış.. Kısacası yardım istiyoruz ki?
Arkadaşlar, dünyadaki krizlerle, pandemiyle, başta Adıyaman’ımız olmak üzere 11 ilimizi yerle bir eden depremle uğraşan Türkiye’nin bunca yaşadıklarını görmüyor muyuz? Hemen yanı başımızda İsrail kaynaklı devam eden ve ülkemize sıçratılmaya çalışılan savaş ve zulmün farkında değil miyiz, buna rağmen de Adıyaman’da Türkiye’nin en büyük inşaat şantiyesini kuran devletten daha ne kadar “imdat” isteyeceğiz?
Bakın, yüzde 11.1 ile Türkiye’de en çok işsizi bulunan illerdeniz; mevcut Organize Sanayi Bölgemizde domates biber yetiştirenlere sesleniyorum; ya elinizdeki arazileri üretime kazandırın veya üretim için yer bekleyenlere insanca terk edin! Yıllardır kalkınmaya çalışan Besni, Gölbaşı, Kâhta Organize Sanayi Bölgelerinde yer sorunu var, lütfen merkezdeki atıl tuttuğunuz yerleri yetkililere teslim edin, tesisler kurulsun, gençlerimiz (ki onlar sizin de gençleriniz) iş bulsun, çalışsın, geleceklerinden emin olsunlar…
Resmen açıklanamazsa da intihar edenlerimiz kim? Uyuşturucu illetiyle mustarip olup çocukların yerlerde debelenişinden hiç mi etkilenmiyorsunuz? Hadi, kulların durumunu umursamıyorsunuz, Allah’tan da mı korkmuyorsunuz? Siz de Çelikhanlı, Tutlu, Samsatlı, Sincikli ailelerin evladı değil misiniz? Oralarda yoksullukla boğuşan insanların acısını nasıl hissetmezsiniz?
Bu bankalarda görülen mevduat denilen şeyin para olduğunu bilmiyor değiliz, çoğunun faize yatırıldığını çoluk çocuk herkes biliyor… Bankalarda isimleriniz gizli olsa da siz bizsiniz, bizdensiniz; size, yani bize bu “yardım dilenen insan” imajını nasıl yakıştırıyorsunuz?
Haydi, inancınız neye varsa, ben Allah için diyorum; yapın yatırımlarınız veya yatırım yapanların önünden çekilin.
Mehmet Emin Danış