Başlıkta fareler diye hitap ettim. Çünkü ordu demeye yakıştıramadım. Ordu: bir devletin askeri gücü olduğu gibi, şerefli, insan onurun ve kendi memleketini yabancı güçlere karşı koruyan bir topluluktur.

Hatırlanacağı gib 1967’de Mısır, Suriye, Ürdün, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Filistin hepsi birleşerek İsrail’e harp ilan etmişlerdir.

Ne demişlerdi hepsi bir ağızdan hatırlarsınız (Telavü’de buluşalım).

Harp başladı. İki buçuk milyonluk yahudiye karşı 160 milyonluk topluluk Yalelliyi basıp fareler gibi Yahudilerin önünde silah bile patlatmadan girecek delik aramışlardır.

İsrailliler eğer Amerika dur demeseydi yukarıda farzettiğim devletleri bütünüyle hiç zahiyat vermeden zaptetmiş olacaktı ve zaptettide.

Sinayi, Gazze’yi, kaybeden Mısır ordusu mevcut 300’ün üzerindeki uçaklarını bile havalandıramadan, İsrailliler hepsini imha etmişlerdir. Yine hatırlanacağı gibi Mısır ordusu 1973’te Yomkippur savaşında da önce Sina’da (Barlev hattını) geçip Süveyş’in doğu yakasına geçmiş olsada, bu hattı geçen Mısır ordusuna İsrailliler bir hafta sonra, Sina’nın batısına geçerek Mısırlıları arkadan kuşatıp çok perişan ettiler.

2,5 milyonluk Yahudi karşısında 80 milyonluk Mısır ordusu kedinin önünden kaçan fare gibi girecek delik ararken, şimdi kendi ülkesinin insanlarını acımasızca katlediyor.

Vurulup öldürülen bir kadının yanında çocuğunun ağlayıp gözyaşı dökerek (uyan anne) diyerek çırpınıp ağlamasını televizyonda görünce insanların en vahşi hayvandan da vahşi olduğuna hükmetti.

(Anne uyan) diye feryat eden o çocuğun gözyaşını göremeyecek kadar, vahşileşmiş bir canavar ruhlu insan dünyada olmaz ve şimdiye kadar gelmemiştir ve kıyamete kadar da gelmez.

Ancak firavun ülkesi Mısır’da firavun ruhlu ve firavunların son neslinden kalan Mısır’da Abdulfettah Es Sisi olduğunuda belirtmek isterim.

Yaşım 88’de yani nüfusta 1929 yazılı ama esas doğumum 1926. Ben ilkokul mezunuyum. Çünkü ortaokul 2. Sınıfından ayrıldım. Okumayı çok seven bir kimseyim. Sohbet toplantılarında bunu dinlemeyi severim. Öyle tek taraflıda dinlemem. Her iki tarafıda dinlemeliyim. Mesela Mustafa Kemal’in (nutkuda) var. Kazım Karabekir’in İstiklal harbide var. Yakup kadri Karaosmanoğlu’nun politikada 45 yıl olduğu gibi, Samet Ağaoğlu’nun Kuvayı Milliye ruhuda var. Kuran tefsirleri dahil dini kitaplarımla beraber 400’ün üzerinde kitabım var. Çünkü Allah (zz) hazretlerininde ilk emri okumaktır.

Bu yaşıma gelinceye kadar dünyada hukukun üstünlüğü, demokrasi,  cumhuriyet, özgürlük anlayışı sadece güç haritasını şekillendirenlerde değil, aydınlarda ve düşünürlerde de yok.

Gördüğüm kadarı ile herkes kendi menfaati icabı güç ilişkileri çerçevesinde bir yol izliyor. Hemde bulunduğu yerden aşiretten, çevresinden bakarak bir yol takip ediyor. Yani insanlığın ortak iyiliği değil, kendi çıkarına göre hareket ediyor.

Beni mazur görsün okuyucularım ama Mısır’da milyonlarca insan özgürlük ve adalet istiyor. Onlara destek olmayı değil onları anlamayı, dinleme yerine o masum insanlara kurşun yağdıranlar, onları kıyıma uğratanlar alkışlanıp yardım ediliyor. Böyle hayasız akıl ve mantıktan noksan olarak bir dünya akıl ve mantık işi değil.

Saygılarımla Kenan Göksu