Hoş bir seda ve gönülleri fethederek Besni’den ayrılıyorsunuz.

Çok sayın kaymakamımızın Besni’den kendi isteği ile memleketi olan Erzurum’a yakın Rize’nin Ardeşen ilçesine atanması gerçekleşmiştir. Kendisi zannederim hafta sonu ayrılacaktır.

Sayın ve çok muhterem kaymakam beyle tanışmamız şöyle olmuştur. Bir gün Besni’nin Kızılay Başkanı Sayın Ali Erdoğan Beyefendi ile karşılaşmamızda Sayın Ali Erdoğan bana Kaymakam Bey seninle görüşmek istiyor deyince, düşündüm ve Kaymakam Bey nereli diye sorduğumda Erzurumlu dedi. Öyleyse hemen görüşelim dedim ve Ali Beyle o gün yanına gittiğimizde bizi çok güzel karşıladı. Kısa görüşmemizden sonra bizi kapıya kadar nezaketle uğurladı.

Erzurumlu Hasan Kaleli İbrahim Hakkı hazretlerinin miladi 23,  1703-1780 arası yaşayarak bütün dünyaya Türk İslam, Müspet ilmini altın harflerle yazan büyük İslam mütefekkir âlimlerinden biridir. Bu vesileyle o büyük zatın kitaplarından okuyucularıma en az (Mağrifetnamesini) okumalarını tavsiye ederim. Yine Erzurum kongresinde büyük fedakârlık gösteren ve ilk Erzurum milletvekili olan Hüseyin Avni Bey (Ulaş) birinci Türkiye Millet Meclisinin çok sevilen ve sayılan kahramanlarındandır. Eski köy odalarında ismi geçen büyük bir zattır. Kabri pir nur olsun mekânı cennet olsun. Yine Erzurum ilk milletvekili Celalettin Arif Bey ki kendisi aynı zaman da hukuk profesörüdür. Mecliste saygınlığı olan kahraman cesur yürekli Erzurum mebusu bil ahire Roma Büyük Elçiliğine tayin edilmiştir. Nur içinde yatsın mekânı cennet olsun.

Yunan top sesleri Ankara’dan duyulmaya başlayınca hükümetin Kayseri’ye taşınılması düşünüldüğünde işte o an mecliste bulunan Erzurum mebusu olan çok muhterem cesur kahraman (Burak Bey) kürsüye fırlayarak şöyle bağırdı ( Arkadaşlar nereye gidiyoruz? Düşman bizi burada kendisini yenmek için tekbir ararken bulmalıdır. Diye haykırıp ben buradan bir adım atmam deyince bu sözler bir ruh fırtınası koparmış ve meclis yerinde kalmıştır. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun.

Yine Erzurumlu nene hatun 1857-1955 de yani 98 yaşında ahirete intikal etmiştir. Yine köy odalarında ismi gecen cesur yürekli bir kahraman hanımefendiydi. Eskilerin 93 harbi diye vasıflandırılan Osmanlı Rus harbinde çok cesur yürekli fedakârlık gösteren bu hanımefendinin de iki cümle sözünü nakledeceğim. Birincisi henüz 20 yaşında ikinci çocuğunu emzirip şöyle demiştir. Seni bana Allah verdi bende seni ona emanet ediyorum. Diyerek Rusların ve Ermenilerin ( Aziziye Tabiyası) işgalleriyle Türk askerlerini öldürüp ele geçirdiklerinde Tabiyanın alınmasında yiğit cesur Erzurumluların başında çok büyük faydalar göstermiş olup kendisi yaralanmış olmasına rağmen bir kumandan gibi aziziye kampını Rusların elinden alarak gerek Ruslara gerek Ermenilere büyük zarar vermiştir. Kendisini bir Amerikan Nato subayı ziyaret ederek sorduğu soruya şöyle demiştir; o zaman vazifemi yapmıştım bugün de ilerlemiş yaşıma rağmen aynı hizmeti daha mükemmeliyetiyle yapacak güç ve heyecana sahibim demiştir.

Evet, yukarda kısaca Erzurum’da yetişen insanların cesur, metin, kimseler olduğunu kısaca izah ederken, daima konuşmalarında karşısındakinin de bir insan olduğu hesabı ile alçak ve mütevazi oluşları kendilerini sevdirmektedirler.

İşte insan hayatında, sevmekten ve sevilmekten üstün bir şey yoktur. Çevremizdekilere en büyük armağanımız ancak sevgi olabilir. Bugün sıkıntısını çektiğimiz en büyük yokluk birbirimizi layıkıyla sevmememizdir. Halka burz etme kimseyi hor hakir görme kimseyi kınama Allah (zc) hazretlerinin yarattıklarına şefkatle, muhabbetle, merhametle muamele etki ve başkalarını sevmesini bil ki başkaları da seni sevsin. Türkçemizde de yaratılanı severiz yaratandan ötürü deriz ya.

İşte en güzel vasıflarla bezenmiş idarecilikte de herkesin gönlünü almasını bilen ve herkesin gönlünde bir taht kuran Sayın Kaymakamımız Emrah Yılmaz Beyefendiyi ayrılığı sebebi ile unutmayacağımız güzel hatıralarla uğurlarken bundan sonraki hayatında da aynı mümval üzere olacağından hiç şüphemiz yoktur. Kendilerine vazifelerinde üstün başarılar sağlık sıhhat ve afiyetler dilerken Allah’u Teâlâ’dan çocuklarının zihin açıklığı vermesini niyazı ile bütün geçmişlerine de Allah’u Teâlâ’dan af ve mağfiret dileyerek kabirlerinin cennetten bir bahçe olmasını niyaz eder saygılarımı sunarken ben 90 yaşındaki Kenan Göksu’yu memnuniyetini belirtirim. Büyük bir zatın sözleriyle yazıma son veriyorum.

Her acize şefkat et şefi ol,

Mahluka tevazu et refi ol,

 

Mazharı feyz olmaz düşmeyince hake nebat,

Mütevazi olanı rahmeti rahman büyütür,

 

Şeriatte edebin saklamayan,

Tarikatta pişip pürhan olamaz,

 

Mağrifet abından içip kanmayan,

Hakikat babında umman olamaz.