Dünyanın yaşamakta olduğu Ekonomik krize paralel olarak yaşanan enerji krizi;Türkiye'nin dışa bağımlı olması ve döviz kurlarındaki artış nedeni ile hayli kabarık bir fatura olarak önümüze konmakta,Elektrik,doğalgaz ve akaryakıt zamları ile birlikte:ürün ve fiatlardaki maliyet artışı ile kişi ve kurumların bütçelerini bir hayli zorlamaktadır.

Hal böyle iken vede önümüzde kış olmasına rağmen Avrupa Birliği Ülkeleri başta olmak üzere bir çok Ülke enerji tasarrufu yapılması için vatandaşlarına ve kurumlara çağrılar yapıp,tasarrufu zorunlu hale getiren yasal yaptırımlar uygulamaktadır.Enerjide dışa bağımlı olup bütçesinin yarıdan fazlasını ithal enerjiye yatıran Türkiye ise bu konuda Rusya ile olan ve bugün için geçerli iyi ilişkilere güvenip  tasarrufu arka plana atmakta belki de çok yakın olan seçimlere yönelik bir hükümet politikası izlemektedir.

Sınırlı sayıda olan doğal kaynaklarımız göz önüne alınarak her alanda enerjinin etkin ve verimli kullanımına yönelik stratejik kampanya ve politikalar üretip en kısa zamanda uygulamaya geçirilmelidir diye düşünenlerdenim.

Almanya,Fransa, İtalya,İspanya hatta Amerika gibi milli gelirleri yüksek ve dış ticarette bütçe fazlası veren Ülkeler yaklaşan kış şartları ve ekonomik durağanlığı ve üretim daralmalarını da dikkate alıp Rusya'nın doğalgaz kısıtlaması ile birlikte tasarrufu ön plana alırken,döviz pozisyonu ve bütçemiz müsait olmadığı ve kurlardaki sürekli artışa rağmen bir tasarruf tedbiri almıyor olmamız düşündürücüdür. Bir yıllık süre içerisinde %150-250 arasında zamlanan elektrik doğalgaz,su ve akaryakıt fiyatları bile tasarrufu ön plana almamızı gerektiren bir sebeptir. Avrupa da bir sokak lambasının sarfettiği enerji hesaplanıp,Sokak aydınlatması kısıtlamaları, vitrinler ve kamudaki enerji tasarrufu bizde de uygulansa ve tasarrufa gidilerek Ülke çapında toplu bir  kampanya başlatılsa insanlarımızın duyarlılığını artırıp gelecek kuşaklara da örnek bir davranış bırakırız.Bunu yapsak kötümü olur.

Türkiye enerji ekonomisi bakımından çeşitli arz talep politikaları üretsede dışa bağımlılığımız hala üretim ve enerji dengesi açısından eksi pozisyondadır. Dünya ülkelerinin gelişme, büyüme ve zenginleşerek stratejik ve siyasi pozisyonunu öne çıkarıp söz sahibi olması için enerji üretimi ve tüketimi dengesi hep kritik bir faktör olmuştur. Ülkeler artan nüfus oranları,ekonomik üretim ve sarfedilen enerji konularında gelecek planlamalarını ne kadar doğru ve istikrarlı olacak şekilde yapar ve uygularsa,doğal enerji kaynaklarını daha verimli kullanıp yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye sokmak konusunda aceleci davranıp bu süre içerisinde de Ülkedeki kamu ve özel sektörle birlikte birey olarak  vatandaşlarınıda dahil ettiği enerji tasarrufundan taviz vermezse başarıya ulaşır. Ayrıca bu bağlamda Dünyada var olan kuraklık ve iklim değişikliğini de unutmamak gerekir.

Sanayi devrimleri ile beraber hızla makineleşen Dünya Sanayii sistemi aynı hızla enerjiyede ihtiyaç duymaktadır. Fosil kaynaklı enerji kaynaklarının dünyaya verdiği zararı hepimiz biliyoruz.Bu yüzden yenilenebilir alternatif enerji kaynakları artırılarak yurt içi enerji kaynakları bir an önce devreye sokulmalıdır.

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü verlerine göre (YEGM 2017)Türkiye"de enerji tüketiminin en fazla olduğu sektör:Metal,çimento,seramik,cam v.b. olmakla birlikte geri kalan kısımları ise Tekstil, otomotiv,kağıt, şeker ve gıda üretim sektöründe olmaktadır. 2007 yılında yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu(EVK)ile enerjiyi verimli ve yerinde kullanma konusunda yasal bir çerçeve oluşturulsa da hala istenilen verimlilik ve tasarruf sağlanamamıştır.

Rusya-Ukrayna savaşı Dünya Ülkeleri ile birlikte Türkiye'ye de enerji konusunda ve enerji verimliliği ile yenilenebilir enerji konusunda arayışlar içerisinde olması gerekliliğini ve dışa bağımlılıktan kurtulmanın ekonomimizi rahata kavuşturacağının işaretlerini ve gerekliliğini göz önüne sermiştir. Bu enerji kaynaklarından başlıcaları Rüzgar, Kayagazı, jeotermal ve güneş enerjisi ilk akla gelenlerdir. Güneş enerjisi kurulum ve kullanım açısından en pratiğidir. (Bir sonraki yazımda Türkiye "de güneş ışığı ve enerjisi konusuna değineceğim)

Liberal ekonominin yarattığı tüketim toplumlarında ana tema "Hızla üret, hızla tüket ve tükettir"olduğu için Sanayide üretim çarkları hep bu yönde olacaktır.Bu çarkların dönmesi ve fabrikalarımızın çalışıp üretim ve ihracat yapan bir konumda olup ülkemize döviz girdisi sağlaması için enerjimizi yerinde ve tasarruflu kullanmamız gereklidir. Bu tasarrufa vatandaş olarak bizlerde katkı vermeye hazır olmalıyız.