Sanayi devrimleri,

Güç,

Denge,

Sömürge oluşumu ile, hammadde ve enerjiye hakim olarak üretmeyi, zenginleşmeyi, zengin olmak için yok etmeyi, hakim alanlar yaratmayı,devletlerin yıkılmasına kadar bir çok sebep sonuç ilişkilerini beraberinde getirerek dünyanın şekillenmesini sağladı.

Ukrayna üzerinden AB,Çin ve Rusya’yı hedefine alarak kendi enerji ürünlerinin ekonomisinin büyük çoğunluğu enerji ihracatına bağlı olan Rusya’nın pazarlarına kaya gazı ve kaya petrolu ile girmek isteyen ABD yaptırımlarla bunu desteklemek istemiş ve müttefik olarak gördükleri ülkelerinin bu yaptırımlara uymasını istemiştir.

Dünya ülkelerinin dış politikada bağımsızlığı savunma ve enerjiden geçtiğidir.

Enerji bağımsızlığı siyasi bağımsızlıkla eşdeğerdir.

Enerji var ise ekonomi olur.

Enerji yok ise devletlerin ekonomisi olmaz. Ekonomi ise siyasi hayatın temelidir.

Enerji yok ise ticari iştigal ve hayattan söz edilemez.

Enerji yok ise üretim ve ulaştırma olmaz ve lojistik tıkanır ekonomi çıkmaza girerek ülkelerin yönetimsel olarak çöküşleri ve sömürgeci yapıların kontrolüne girmesine neden olur.

Hakimiyetin yolu enerji ve ticaret yollarına sahip veya hakim güç olmaktan geçmektedir. Dünya ticaretinde değişen ticaret dengelerinin enerji çeşitliliği ile kendini göstermeye başladığı petrolun yerini daha çok doğalgazın aldığı, ticaretin ise deniz ticaret yollarından daha hızlı ve kısa sürede ekonomik olarak lastik tekerlekli ve demir tekerlekli (RAYLI SİSTEM) üzerinden yapılmasının yollarının açıldığı, bir çok ülkenin kazan kazan ilkesi ile ülke menfaatlerinin ön planda tutan yönetimlere sahip olması ile daha önce hakim güç olarak bütün bu yapıları kontrol eden ülkelerin güç,prestij ve hakimiyet alanlarını kayıp etmelerini aynı zamanda da kendi iç dinamiklerinde sorunlarla baş başa kalmalarına neden olduğu gerçeğidir.

21.Y.Y. için doğalgazın ulaşım hariç hayatın her alanında kullanılması ile enerji kontrolünün denizlerden boru hatlarıyla karaya taşınması, karadan da boru hatları üzerinden daha güvenli ve ucuz maliyetli olarak ülkelere ulaştırılması enerji jeopolitiğinde büyük değişimlere sebep oldu.

Petrolün % 70’inden fazlasının denizlerden taşınması ABD hakimiyeti altında ve gemi sahibi ülkenin çıkarları doğrultusunda yapılırken bu durum hakim ülkelerin bütün hakim alanlarını kayıp etmelerine neden olmaya başladığı görülünce ve boru hatları, yeni güvenlik teşkili oluşturulmaya başlayınca ABD hakimiyetinin önemi azalmaya ve kendine karşı birlikte yürüyen bir çok emperyal devlet kendi emperyal yapıları üzerinden yürüme yolunu seçtikleri gerçeğini ortaya çıkardı.

Denizlerdeki hakimiyeti ile enerji ve ticaret yollarını kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyen emperyal ülkelerin salgın krizi ile yaşadıkları medikal ürünler çekişmesi Ukrayna krizi ile enerji üzerinden kendini göstermeye başlamıştır. ABD bu süreçte kendi kaya gazını Rus doğalgazına karşı AB ülkelerine pazarlamaya başalamış LNG santrali kurulması ile desteklemeye başlarken 110’dan fazla LNG gemisi ile Kriz sonrası Avrupaya LNG gazı satmış ve krizle beraber hem enerji üreticileri hemde savunma sanayi üreticileri yeniden sahneye çıkmaya başlamışlardır.

Ukrayna krizi enerji ve ticaret jeopolitiğinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır.Batı ve dünya Ukrayna üzerinden Avrupaya ulaştırılan bir çok ürüne ulaşmakta sıkıntı yaşayacağı salgın ve finansal kriz sonrası enerji,gıda ve hammadde krizleriyle karşı karşıya bırakılmak istenmiştir.

Brexit ile İngiltere AB’nin zayıflatılmasının ilk adımı olarak stratejik olarak planlanması büyük ekonomik güç olan ancak siyasi ve savunma gücü olmayan AB kendi içinde çıkış yollarını ararken Fransa ve Almanya başat aktör olarak rol almak istemişlerdir. Macaristan, Polonya AB yasalarını kendi menfaatlerine ters düşen yapılarına karşı gelmeleriyle AB içinde çatlak seslerin yükseldiğidir.

Münhasır ekonomik bölge anlaşması yapılmış huzurlu ülkeler arasında hiç bir sorunun yaşanmadığı Karadeniz ve kıyı ülkeleri neden emperyal devletlerin çeşitli oyunları ile hedefe alınmıştır.

Dünya ticaretin en önemli pazarlarından olan Avrupa pazarının bütün enerji ve ticari ürünlerin geçiş güzergahında olan Ukrayna’daki kriz emperyal devletleri nasıl karar masasında oturmalarını ve hakim olmalarını sağlayacaktır.

Karadeniz’de doğal gaz ve ondan 164 kat değerli gaz-hidrat rezervi bulundu. Dünyada şu anda sadece ABD,Japonya ve Rusya gaz-hidrat çıkaracak teknolojiye sahipler.Gaz-hidrat; “denizin altında suyun basıncı ile sıkışıp kayalaşan ve gaz üreten bir nevi petrol türevi”. Ukrayna krizinin diğer adı olarak Romanya,Gürcistan ve Bulgaristan NATO üzerinden Karadeniz içinde olan ABD hakim olmak istediği nedenin altında yatan gerçeklik burada yatmaktadır.

Yöneten,Yönettirilen,Yönlendirilen,Uygulama ülkeleri ile sahada devamlı hakimiyet sağlamak isteyen emperyal yapıların bu doğrultuda bir çok enstrumanı bir arada kullandığı asla unutulmamalıdır.

SSCB dağılması sonrası SSCB ülkelerini açık kapı politikası ile NATO içine alarak kuşatma doktrinini devam ettiren ABD’nin bu tutumuna karşı Rusya 2+4 anlaşması(BatıAlmanya-Doğu Almanya,Rusya,İngiltere,ABD, Fransa) ile verilen sözlerin tutulması ve Nato üzerinden kuşatılmayı kabul etmeyeceğini defalarca hatırlatmasına rağmen gerekli cevapları alamamıştır.

Rusya NATO genişlemesine karşı kendi güvenlik anlayışını oluşturarak ;

Yakın Çevre

Güvenliğin Bölünmezliği ile kendini yapılandırma yoluna giderek cevap vermiştir.

Yakın Çevre;

SSCB sonrası Rusya’nın güvenliğini SSCB sonrası ortaya çıkan ülkelerin NATO’ya katılmasını ve NATO ile entegrasyona girerek ASKERİ YIĞINAK yapmasını Rusya’ya karşı güvenlik tehditi olarak görmesi ve gerekli tedbirleri almasını içermektedir.

Güvenliğin Bölünmezliği ise;

Egemen ülkelerin güvenliğinin tekil birimler değil,karşılıklı ilişkiler üzerinden bütünlük içinde temin edilmesidir.

Hiçbir ülkenin güvenliği başka ülkenin güvenliği uğruna başka bir ülkeyi tehdit etmesine müsade edilmeyecektir. Politikalarını açıklayarak cevap vermekten asla vazgeçmeyeceklerini beyan etmektedirler.

ABD bütün bu süreçlerle beraber değişen dünya dengeleri içinde Rusya,Çin ve Türkiye’yi kuşatma doktrinleriyle zayıflatma ve kriz ile kaos ortamına sürükleme çabaları aslında kendi iç dinamiklerinde çöküşlerin başladığı gerçeğini görmesinden kaynaklanmaktadır.

Dünya yeniden şekillenirken Atlantik yapılanmasının Ukrayna’daki güç gösterisini sadece yaptırımlar üzerinden yaparak kendini göstermesi Rusya’nın sahip olduğu yeni teknolojik savunma ürünlerine karşı yetersiz kaldığının kanıtıdır.Bu durum yeni dünyada ABD’nin varlık yokluk savaşı olarak görülmelidir.

Trump sonrası yaşanan iç dinamiklerdeki değişimin dünya kamuoyu önündeki imajının gerçekliğini göstererek aslında ABD’nin çöküşler içeriden başlar çevreden şekillenir gerçeğini ortaya çıkarmıştır.2008’de başlayan finansal krizle başlayan Trump ile parçalanma Biden ile kutuplaşmanın sürecinin ABD iç dinamiklerinde devam ettiğidir.

Ekonomisi dünyanın en borçlu ülkesi konumunda görülen ABD hakim olduğu ticaret,enerji yolları ve savunma alanındaki hakimiyetlerini yeni jeopolitik oluşumlar karşısında yeniden tehdit ve kriz kaos üzerinden dizayn etmeye çalıştığı gerçeğini bütün dünya ülkeleri en kıs sürede görmeye başladıkları gerçeğidir.