Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Nur Suresi ayet 19’ da şöyle buyurmaktadır.(insanlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir siz bilmezsiniz)

 Evet saygı değer okurlarım, yukarıdaki Ayet-i Kerimede de açıkça bildirildiği gibi toplumda ahlaksızlığın, ayasızlıkların, olumsuzlukların yayılmasını arzu edenler, o topluma karşı en büyük saygısızlığı işlemiş olurlar. Daima bu gibi hallerden kaçınmamız gerekir.

Öyledir kişinin işlemiş olduğu günah, ayıp olan kusurlarını başkalarının açığa vurması dinimiz tarafından yasaklanırken hatta ve hatta başkalarının kusur ve günahları, ayıp ve kusurlarının açıklanması hiçbir suretle uygun görülmemiştir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v)Efendimiz bir Hadisi Şerifinde şöyle buyurmaktadır.(İşlediği günahları açığa vuranlar dışında ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın gece kötü bir iş yapıp Allahu Teâla onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp ey falan ben dün gece, şöyle şöyle yaptım demesi, aşikarı işlemiş olduğu günahlardandır. Oysa kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmiştir. Fakat o Allahu Teâla’nın  örttüğünü açarak sabahlıyor) Buhari , Edeb 60 Müslim Zühd 52 buyuruyor.

Evet günah işlemek, hatta ve kusur yapmak, sevilmeyen hiç arzu edilmeyen ve sahibine, hiçbir fayda sağlamayan, sadece kötü görülmesine ve bayağı sayılmasına sebep olan bir durumdur. Hal böyleyken, gizli kapaklı bir yerde, işlenen ve Allahu Teâla’dan başkasının bilmediği,bir anlamda, Allah’ın da örttüğü bir günahı,faziletmişçesine hayasızca ortaya dökmek ve başkalarına anlatmak dini açıdan tasvip edilmemiş hatta  böyle davrananların Allahu Teâla’nın bağışlamasının dışında kalacağı ifade edilmiştir.

İş de böylesine ağır bir manevi müeyyeidenenin ön görülmesi işlenen günahın toplumda yaygınlaşmasını ve onun normal bir davranış olarak algılanmasını önleme amacına yöneliktir. Nitekim İslam ahlakçıları da ayıp sayılan davranış ve tutumları, herkesin gözü önünde, işlemensin gizlisine göre daha kötü bir davranış biçimi olduğunu ısrarla belirtmişler. Kişinin ayıplarını kusurlarını, insanlardan saklamasının ve toplumun da bu tür davranışlar karşısında duyarlı olmasının önemi üzerinde durmuşlardır.

Şu da bir gerçektir ki İslam ahlakın da, ayıplanma ve ya başka herhangi bir baskıya maruz kalma endişesiyle kötülükten kaçınmak kişiye fazilet kazandırmaz. Çünkü hiçbir ayıp Allahu Teâla’ya gizli kalmaz.

Yine Allah Zülcelal Hazretleri Kur’an-ı Kerim’in Ali İmran Suresi ayet 29’ da şöyle buyurmaktadır.(deki; göğüslerinizin içindekini gizleseniz de, açıklasanız da Allah onu bilir, hem o göklerde ve yerde ne varsa hepsini bili. Allah her şeye kadirdir.)

Evet şunu herkesin iyi bilmesi gerekir ki, hiçbir ayıp ya da günah Allahu Teâla’ya gizli kalmayacağına göre, insan evvela Allahtan hayâ etmeli ve imkan ölçüsünde, hata ve kusurlarını düzeltmelidir. Günah ve kusurlarını başkalarına anlatanlar, günah işlemeleri bir yana, diğer taraftan, Allah’ı, Resulü’nü ve müminleri adeta hafife almış olurlar. Bu ise en az işledikleri günah seviyesinde bir pervasızlıktır. Oysa ki günah işleyen bir kimsenin hiç olmazsa onu gizli tutması kendisini aşağılanmaktan kurtarır. Ayıp ve kusurların açıklanması, iş de bu tür davranışlarda bulunanlarda hayâ duygusunun zamanla yok olmasını sebep olmaktadır.

İslam dininde, iffetsizlik ve hayâsızlığın yayılmasına çanak tutacağından, kişinin ayıp ve kusurlarını, günah ve isyanlarını açığa vurması nasıl yasaklanmışsa, iş de başka kimselerin ayıp ve kusurlarının araştırılması, onların gizli hal ve özel hayatlarının deşifre edilmesi de yasaklamıştır.

Yine Peygamberimiz(s.a.v) Efendimiz de bir Hadisi Şerifinde şöyle buyurmaktadır(din kardeşini bir suçundan dolayı ayıplayan kimse o suçu, günahı kendiside işlemedikçe özlemez)Tirmizi Sıfatu’l-Kıyame 56

Evet saygı değer okurlarım netice olarak herkesin günah ve kusuru olabilir. İşlenen günahların toplumda açığa vurulması onların normal bir davranış ya da tutummuş gibi sunumu insanların dindarlık anlayışının zayıflamasına, günahlara karşı tepkisel yaklaşımlarına engel teşkil etmektedir. Bu itibar ile toplumda iyilikler, güzellikle, sevaplar, faziletler anlatılmalı ki diğer insanlarda bu tür eylemlere yönelsin. Boş, faydasız, insanların duyarlılığını zayıflatacak, günahları, hayâsızlığı hafifletecek söz ve davranışlardan da kaçınılmalıdır.

Peygamberimiz(s.a.v) Efendimiz de ve o Peygamber’in ashabı da hiçbir kimsenin ayıp, kusurlarını araştırmamıştır ve araştıranları da çok şiddetli kınamıştır.