Afganistan sonrası Kafkasya’da ABD’nin bölgeden sözde çekilmesi, zayıflayan Atlantik yapılanması olarak görülmekle beraber aslında ABD ve emperyal yapılanmanın bölgeden fiilen çıkmadıkları gerçeğini Kazakistan ve Ukrayna’daki gelişmeler ile ortaya çıkmaktadır.

Bu durum ABD’nin asla vazgeçmek istemediği küresel güç merkezi konumundan ve hakim olduğu güç stratejilerini kayıp etmek istemeyeceğini ortaya çıkarmıştır.

Dünya deniz ticaretinde hakim gücünü karasal ticaret yollarına kaptırmak istemeyen, gelişen büyüyen yeni güç merkezlerinin kendi kontrolundan çıkmasını engellemek isteyen emperyal yapılanma ,yeni dünya karasal ticaret güzergahı olarak görülen ve güzergahın kiliti rolunu üstlenen Kazakistan‘da planlı olarak çıkartılan eylemler ile buna müsade etmeyeceklerini ortaya koymuştur.

Sessiz derinlikler içinde eylem planları yapan ve tarih boyunca bu bölgelerde yarattığı kriz ve kaoslar üzerinden kendi emperyal ve sömürgeci çıkarları ile hareket edenler yine aynı senaryoları sahneye koymuşlardır.

Afganistan sonrası yeniden dünya şekillenmesi için ülkeleri vekil terör odaklarının merkezi konumuna getirenlerin ülke içlerinde uyuyan hücreleri harekete geçirme eylemlerini, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren bütün alanlarda sahneye koymaları ile aslında son çıkış yolunda olduklarının göstergesi olarak görülmesi gerekir.

Kriz ve kaos ortamına sürüklenen ülkelerin gerçeklerle yüzleşip bir araya gelme zamanın geldiğini görerek kendi politikalarını oluşturmaları ve sorunların uluslararası boyuta taşımaktan ziyade kendi bölgesel sorunları olarak görmeleri ve bu sorunları kendi içlerinde oluşturacakları yapılar ve diplomasi ile çözmeleri gerektiğinin farkına varmaları son derece önem taşımaktadır.

Kendi sorunlarını başkalarına havale edenlerin aslında ülkelerini de tamamen emperyal sistemin eline teslim ettiklerini anlamaları bunun sonucunda bir çok şeylerini de kayıp edeceklerini de bilmeleri gerekir.

Kendi kararlarını kendileri veren ülkeler kendi içlerindeki mücadele alanından kaçmayanların, işbirlikçi yapıların güçlerini kırmaları durumunda aslında ne kadar güçlü ülke olduklarının farkına varmaları dünya yeniden şekillenirken itibarlı bir ülke konumuna gelmelerini sağlayacaktır.

Bu Ülkelerin kendi kendilerini kontrol altına almaları,
Kullanılan konumundan kullanılmayan konuma gelmeleri,
Kendi zenginliklerinin farkına varmaları,
Kültürel benlikleri ile yaşamayı öğrenmeleri,
Ekonomik zenginliklerinin farkına varmaları,
Sömürülen bütün yapılarının millileştirilmesi,
Çok uluslu yapılar içlerindeki konumlarını ve değerlerini iyi anlamaları gerektiğini,
Siyasal yapılarının dışa bağımlı olmasının önüne geçmelerini,
Kazan kazan ilkesine göre dış politikada kararlar vermelerinin önemini anlamaları,
Gelişen ve kalkınan ekonomilerin kendilerine bakışlarını iyi değerlendirmeleri gerektiğini,
Büyüme modelinin aslında küçülme modeli olduğunu görmeleri,
Eğitim sistemlerini tamamen yerli ve milli değerleri ile oluşturulmasını,
Uluslararası konjonktür de kendilerine verilen sözlerin yerine getirilme ve güvenirlilik yapılarının analiz etmeleri gerektiğini,
Kendi ülkeleri adına hiç bir yapının karar vermesinin önüne geçmeleri gerektiğini,
Toplumsal,sosyal ve etnik yapıları üzerinden sergilenen oyunlara dikkat etmeleri gerektiğinin,
Siyasal ve ekonomik krizlerin nasıl ve neden çıkarıldıklarının ülke menfaatleri doğrultusunda analiz etmelerinin farkına varmalarıdır.

ABD ve AB birlikte hareket etme yeteneklerinin çıkar çatışmalarına dönüştüğü bu süreçte Almanya’nın Rusya’ya karşı tavrı enerjide bağımlı hale gelmesi,kendi çıkarları için hareket etmesi gerçeğini ortaya koymaktadır.

Dün Gürcistan, Afganistan, Libya, Suriye. Irak ve bu gün Ukrayna üzerinden kendi çıkarları için mücadele eden ülkelerin, bu ülkeleri kullanarak aslında kendilerinin bilek güreşi meydanından kaçarak küçük ülkeler üzerinden bilek güreşine girmelerine dur diyecek yapıların oluşma, oluşturma sürecine girecek cesaretli ülkelere karşı nasıl yıpratma politikaları izlediklerini görmeleri gerekir.