Amasra'da meydana gelen ve Bakanlıktan yapılan açıklamada Grizu patlaması olduğu söylenen Maden Kazasında maalesef 41 canımızı daha yitirdik..Ekmeklerini yerin yüzlerce metre altında kömür kazarak kazanan ve hepimizin derin üzüntü duyduğu bu olayda canını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet, Ulusumuza ve işçi yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Maden kazaları;Genellikle gaz sıkışması, metan gazı patlaması, karbonmonoksit zehirlenmesi,kömür tozu patlaması ile su baskınları neticesinde oluşmaktadır..

Vikipedi verilerine göre dünyanın en büyük kömür üreticilerinden olan Çin'de 100 milyon ton kömür başına can kaybı 2008 yılında 127 kişi iken, 2013 yılında 37 ye düşmüş;Amerika'daki madenlerde ise 1 ile 6 kişi aralığında can kaybı olmuştur. Bu oran Türkiye'de 2000 yılında 710 kişi, 2008 yılında ise 722 kişidir. 2021 yılında ise SGK verilerine göre 75 kişi maden kazalarında hayatını kaybetmiştir.

1992 yılında KOZLU da 263 kişi, 2014 yılında ise 301 madencimizi bu  kazalarda kaybederken,Türkiye'de de hepimizi bir vatandaş olarak derin bir üzüntüye boğmuştur.Bu elim kaza ise 41 canla birlikte bizleri hem üzmüş hemde daha önceki yaralarımızı kanatmıştır.

Türkiye Taş Kömürü Amasra Müessese Müdürlüğü'ne ait kömür ocağında meydana gelen Kazada;Grizu patlamasına ve 41 cana sebep olan nedenlerin iyi araştırılması,alınan tedbirlerin yeterli olup olmadığı,ilgili kurum yetkilileri ve saha mühendislerinin bu ocak ile ilgili rapor ve tespitleri,olayda can veren işçilerin birkaç gün öncesine dayanan ve Sayın Cumhurbaşkanı nada bir işçi yakını tarafından arz edilen "BİZİ PATLATACAKLAR" itirafı ile Sayıştay Raporlarının bu kurum ve bu konu ile ilgili tespitleri olayı soruşturan Savcılık tarafından göz önüne alınarak kamuoyunun vicdanen rahatlayacağı bir netice ve sorumlular ortaya çıkarılmalıdır.Hükümet yetkililerinin belirttiği gibi olayda kimin ihmal ve hatası varsa bulunup kamuoyu bigilendirilmelidir.Soruşturmalar kafa karışıklığı yaratılmadan adli makamlarca

hızla neticelendirilip,sebep olan bilgi ve belgelere ulaştırılmalıdır.

AFAD ın yapmış olduğu ve sonra SEHVEN diyerek iptal ettiği yanıltıcı açıklamalar kamuoyunun doğru aydınlatılmasına gölge düşürebilir..Bu tür aceleci beyanlardan da kaçınılmalıdır.

Yerin eksi 300 metre derinliğindeki Galerilerde kömür çıkarmak için mücadele edip emek veren ve canlarını bu hayat mücadelesi uğruna kaybeden maden işçilerimiz kendi deyimleri ile "YERİN 300 METRE KARANLIĞINDAN,AYDINLIĞA ÇIKMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ "Sözüne uygun, karanlık dünyadan ailelerine aydınlık gelecek hazırlamak için canlarını feda etmişlerdir. Bu kutsal hayat mücadeleleri önünde de saygıyla eğilmek gerekiyor..

Patlama anında oluşan yüksek basınç ve ısı ile birlikte oluşan yangında ilk can kayıpları oluşmuş,daha sonra oluşan karbonmonoksit gazı yoğunluğu dolayısıyla göçük altında kalan işçilere ulaşmak ve onları kurtarmak, çok çok çaba sarfedilsede bir hayli zor olmuş çoğunun da maalesef cansız bedenine ulaşılmıştır. Aslında yapılması gereken ise"KAZA OLMADAN ALINACAK İŞ GÜVENLİĞİ VE TEKNİK ANLAMDA "önlemler olmalıdır.

Ocaktaki çalışan işçilerimizin haklarını savunan ve savunması gereken işçi sendikası ile tüm işçi sendikalarımız bu olayın ciddiyetini kavrayıp artık can kaybının olmayacağı müşterek konuların tesbitinde ortak hareket etmeli,hukuki anlamda ise olayın takipçisi olmalıdırlar.

Daha önceki Kozlu ve Soma olaylarında sınıfta kalan sendikalar bundan sonra işçilerimizin yanında durmasını bilmeli işçilerimize bunu hissettirmelidir.

Bu kayıplar hepimizi hiç şüphesiz üzmekte ve vicdanımızda derin yaralar açmaktadır.Ancak çabuk unutmadan olayın takipçisi olmak her ülke vatandaşının görevi olmalıdır.

Bu acıların birdaha yaşanmaması dileklerimle bu uğurda can veren tüm maden işçilerimizi rahmetle yad ediyorum.