Savaşların kızıştığı, muharebe meydanlarında yaralıların ve ölülerin toplanmasına imkân ve fırsat verilmediği 19. Asırda, Dünya milletlerinde oluştuğu gibi Ülkemiz Osmanlı İmparatorluğunda da, 11 Haziran 1868 günü, Cephede savaşıp yaralanan ya da hastalanan askerlere yardım ve tedavi adı altında, aralarında devlet erkânının da bulunduğu bir cemiyet kurulur. Kısa bir zamanda itibar gören cemiyetE 40 Doktor üye olmak için başvuruda bulunur. Daha sonra Hilali Ahmer adını alan cemiyet taraf olduğumuz tüm savaşlarda cephe gerisinde aralarında düşman askerlerinin de bulunduğu KIZILAY Hastanelerinde tedavi görür. Çanakkale de Galiçya da Anadolu da, milli mücadele sıralarında verdiği hizmetler tarihe altın harflerle geçen şeref levhaları olmuştur.

Bu sıralarda vermiş olduğumuz 1.570.000 Şühedamızı rahmet ve minnet ile yâd ederiz. Cumhuriyet döneminde de ayni gayelerle hizmet eden Hilali Ahmer, KIZILAY adını alır. Bu adı GAZİ Mustafa Kemal verir. Ve umarım herkes KIZILAY’A aza olur der. 1934 yılında Adana da yaşanan sel felaketine, bir zamanların komutanı Gazi, KIZILAY hastanesinde tedavi görmüştü. Bu kez Devlet reisi olarak Adana’yı ziyaret eder. Felaketi yerinde tespit eder. Ayrılırken de felaketi yerinde izlediğini, çalışmalardan memnun kaldığını sunmuş bulunduğum 25.000 T.L. felakette mağdur olanlara dağıtılmasını içeren Telgrafını Genel Başkan, ayni zamanda Sağlık Bakanı olan Refik SAYDAM’A çeker. 1940 Yıllarında kara bulutların ülkemiz üzerinde dolaştığı sıralarda ülkemizi savaşa sürüklemek için İngiltere Başbakanı ÇORÇİL Kahire’de Reisi Cumhur İsmet paşayla bir araya gelir. Düşüncelerini benimsetemeyen ÇORÇİL ikinci kez Adana’ya gelir tren vagonun da ayni görüşmeyi yaparlar.

Tecrübesine dayanan TÜRK KIZILAY’I ülke genelinde olduğu gibi İlçemiz Besni’de de KIZILAY Besni şubesi kurulur. 1940 Yılının son ayında kurulan şube, kısa bir zamanda tamamı yün çorap, yün eldiven ve yün kazak olmak üzere İlçe merkezi ve beldelerden 3.895 parça Erler adına yardım toplanır. Günümüzde, Acıların paylaştıkça dindirildiğini sevinçlerin paylaştıkça çoğaldığının idraki içinde olan Devletimizin Milletimizin ve KIZILAY’IN Suriye’den canlarını kurtararak ülkemize sığınmaları bunlara yardım elinin uzatılması birer insanlık örneğidir.

Milli mücadele şifalarında doğuda, Annelerin küpeleri, Babaların alyansları ülkemize gönderdiği bilinmektedir.        

Burada MEVLANA Hazretlerinin bir sözü hatırıma geliyor. MEVLANA Konya caddelerinde gezerken bir papaz la karşılaşır, Selamlaşmada Mevlana papazın eteklerine kadar eğilir. Buna anlam veremeyen yarenleri, daha sonra, ya hazret neden papazın eteklerine kadar eğildiğini sorarlar. Mevlana: Biz öyle bir millete sahibiz ki her şeyde dünya milletlerinden üstün olduğumuz gibi selam almakta ve selam vermekte de dünya milletlerin den üstünüz der. Yeri gelmiş iken Kan bağışı konusuna da değinmek istiyorum.

Kan alma faaliyeti artarak devam etmesine rağmen halen bazı büyük hastanelerin kan ihtiyacı karşılanamamak tadır. Hedef 2014 yılı plan maktadır. Toplanan kan bağışları, doğum yapan anneye, trafik kazası geçiren yurttaşa ameliyat olan vatandaşa verildiğinde ücretini de devlet ödemektedir. Dün onlara yarın kime belli olmayacağı böyle afetlere karşı her zaman hazırlıklı olma durumunda olmalıyız.    

En büyük dileğimiz ve arzumuz güzel insanlarımızın güzel günler yaşamasıdır. Kalınız sağlıcakla.

Ali ERDOĞAN KIZILAY BESNİ ŞUBE BAŞKANI