İnsani gelişmişlik bakımından dünya 83’üncüsü, ama ekonomik büyüklük bakımından dünya 17’incisi olan ülkemiz “yeni bir başarıya” daha imza attı. Silah ithalatında dünyada 14’üncüydük. Ama yöneticilerimiz bu durumu içlerine sindiremediler ve ülkemizi 4’üncülüğe yükseltmek için “müthiş bir hamle” yaptılar. “Müjdeler olsun!”

Dünya silah üretimi ve stoğunda 1’inciliği on yıllardır kimseye kaptırmayan “dost ve müttefik” ABD imparatorluğunun silah devi Sikorsky’den, tam 3,5 milyar dolar karşılığı 109 helikopter alınmasına karar verildi.

Yöneticilerimiz bununla da yetinmedi. Dünya sıralamasındaki “şanlı yerimizi” garantiye almak için 10 yıl içinde yaklaşık 500 helikopter daha alacakmışız. Bu durumda Sikorsky’e toplam 20 milyar dolar ödeyecekmişiz. “Müjdeler olsun!”

Peki bu para ile helikopter alıp, zaten yeterince semirmiş Sikorsky’yi daha fazla semirtmeyip ne mi yapılabilir? Örneğin şunlar yapılabilir:

“Kaba bir hesapla; maliyeti 1 milyon dolar olan 500 yataklı 3500 devlet hastanesi, 20 derslikli 10 bin okul, Boğaz’a 1,1 milyar dolar maliyetle 3 tüpgeçit yapılabilir. Milli Eğitim’in hesabına göre bir ilköğretim öğrencisinin devlete bir yıllık maliyeti 1174 dolar. Yani bu para ile 3 milyon ilköğretim öğrencisi parasız okuyabilir.”*

Ya da aynı parayla mevcut rüzgar santralleri kapasitemizi 1.329 MW’tan yaklaşık 2.580 MW’a çıkarabiliriz. Böylece, yılda yaklaşık 11.000.000.000 kilowatt-saat temiz elektrik enerjisi üretecek kapasitede yeni rüzgar santralleri inşa edebiliriz.

“Aynı şekilde bu para, yıllık bütçesi 3.2 milyar dolar olan Adalet Bakanlığı’na aktarılsa, adalet sistemi iyileştirilebilir. Sorunlar göz önüne alındığında benzer örnekleri arttırmak kolay. Ancak farazi hesaplar bir yana kimsenin kaçamayacağı kesin bir maliyet şimdiden belli: 109 Skorsky için Türkiye’deki 19 milyon ailenin evinden 185’er dolar çıkacak.”*

Ülkemizi silahlanma yarışında en üst sıralara çıkarmak için aile başı 185 dolar, yani asgari ücretin yaklaşık yarısını harcamaya bir itirazınız var mı? Bu durumu, yani silah ithalatındaki “şanlı yerimizi” muhafaza etmek için 10 yıl içinde aile başı 800-900 dolar (1.200-1.350 TL) daha harcayacağız. Buna bir itirazı olan var mı?

Benim açımdan şaşırtıcı bir husus, seçim döneminde olmamıza rağmen, hiçbir siyasi liderin, bu epey yüklü silah alımı ile ilgili medyaya olumsuz bir görüşünün yansımaması oldu. Demek ki onlar da bu “müthiş hamleyi” tasvip ediyorlar. Yoksa silah alımına karşı çıkmanın oy kaybına yol açacağını düşünüyor olabilirler mi?

Ama “kanaat önderleri” ve ulusal medyanın “büyük köşe yazarlarından” da bu konuda herhangi bir itiraz geldiğini duymadım, okumadım. Yoksa “anormallik” bende mi? “Savaşçı” bir millet olduğumuzu, silahın bizim için “kutsiyetini” safça göz ardı mı ediyorum?

“Önce ‘güvenlik,’ önce ‘güçlü ordu’” diyenlere inat “ya insani gelişmişlik durumumuz ne olacak, ya barış, huzur, mutluluk...” diyen benim gibi bir iki saf daha varsa, onlara ancak şunu söyleyebilirim: Umarım birgün biz ya da gelecekte torunlarımız, sağlık, eğitim, adalet, özgürlük, barış, refah ve huzurun, kısacası topyekûn mutluluğun nihai amaç olduğunu, ve böyle bir mutluluğun kör aklın ürünü silahla değil, vicdanın ısıttığı ve ışıttığı akıllarla mümkün olduğunu anlayacağız...

 

*http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1047199&Date=24.04.2011&CategoryID=80 adresinden 24.04.2011 tarihinde alındı.