. Milletvekili Oluç, komisyon süreci, ana dilde eğitim, deprem bölgesindeki sorunlar ve Selahattin Demirtaş'ın hukuki durumu hakkında açıklama yaptı. Milletvekili Oluç, Meclis'te yürütülen komisyon çalışmalarının artık kritik bir aşamaya geldiğini belirterek, 'Komisyon önümüzdeki hafta kapalı dinleme yapacak. Dinleme aşamaları tamamlandıktelahattin Demirtaş'ın tahliyesine ilişkin sürece değinen Milletvekili Saruhan Oluç, 'Hukuk açısından baktığımızda artık Anayasa'nın 90. Maddesi gereğince mahkemenin bunu uygulamama şansı yoktur' dedi. Milletvekili Oluç, toplumda barış talebinin yüzde 75'e ulaştığını, ancak bu talebi dile getiren kesimlerin iktidarın gerekli adımları atacağı konusunda hâlâ bir güvensizlik taşıdığını ve güven artırıcı adımların atılması gerektiğini vurguladı.

'Kapalı Dinlemeler Tamamlanıyor, Komisyon Raporu Kasım'da Sunulacak'

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun yakın zamanda toplanacağını bildiren DEM Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, 'Meclis'te kurulmuş olan komisyon, büyük ihtimalle önümüzdeki hafta kapalı dinleme yapacak. MİT Başkanı ve büyük ihtimalle İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı da katılacak. Sanıyoruz ki, aradan geçen bu süre içinde yaşananları değerlendirecekler. Ondan sonra komisyon kendi gündemini tartışacaktır. Ardından, komisyonun bu dinleme aşamaları neredeyse tamamlanmış olacak ve rapor yazımına geçilecek. Raporda herhalde büyük bir aksilik olmazsa Kasım ayı içinde yazılmış olur ve Meclis Genel Kurulu'na bu rapor iletilir. Tavsiyeler yer alacak raporda aynı zamanda sürecin değerlendirmesi yer alacak. Partiler kendi görüşlerini oluşturacak. Aslında şu ana kadar planlananlar, konuşulanlar yapıldı gibi görünüyor. Bu dinlemeler son derece verimli oldu. Hem Sivil Toplum Kuruluşları hem de çeşitli dernekler, araştırma grupları, kanaat önderleri, akademisyenler dinlendi ve herkes farklı görüşlerde bile olsa 'çözüme dair hangi adımlar atılabilir, neler yapılabilir' bunları anlattı. Yani genel olarak baktığımızda verimli bir çalışma oldu komisyon çalışması. Umarız sonuçları da verimli olur ve gereken hukuki düzenlemeler Meclis İhtisas Komisyonlarında ve ardından Meclis Genel Kurulu'nda çok vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde yasalaşabilir. Bu açıdan hepimiz için iyi bir sonuç ortaya çıkmış olur. Tabii yasaların ilk çıkmaya başlamasıyla her şey bitmiş olmayacak ama belli bir zaman diliminde bu yasalar arka arkaya düzenlemeler yapacak ve ondan da faydalanılması için gereken adımlar atılacak' ifadelerine yer verdi.

'Demirtaş'ın Tahliyesi, hem Türkiye'de hem de Orta Doğu ve Avrupa'da Siyasi Açıdan Önemli''

HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması durumunda Kürt seçmeninin nasıl etkileneceğine dair soruya yanıt veren Milletvekili Oluç, 'İnşallah Selahattin Başkan tekrardan aramızda olacak. Yani baktığımızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi artık onunla ilgili her şeyi kesinleştirdi ve o dosyayı bitirmiş oldu. Yani Anayasa'nın 90'ıncı Maddesi'ne göre bu alınmış olan kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki kararın, uygulanması gerekiyor. Şimdi bekliyoruz, yani yargılandığı mahkemenin esas itibariyle bu konuda bir adım atması gerekiyor. Umarız çok gecikmeden bir adım atılır ve bu karar doğrultusunda zaten henüz hakkında kesinleşmiş bir hüküm de yoktur. Selahattin Başkan da aynı zamanda yargılanan Kobani Kumpas Davası'nda yargılanan bütün arkadaşlarımız da serbest kalırlar umarız. Yani tabii ki kendi kararıdır siyasete nasıl devam edeceğine dair. Bizim Demirtaş adına konuşma imkanımız olmaz ama öyle sanıyorum ki hem Türkiye'deki siyasi hayat açısından hem de Türkiye çevresindeki sadece Türkiye'de değil de Orta Doğu'da da Avrupa'da da Selahattin Başkanının önemli katkıları olacaktır siyasi hayata. Ve hepimiz umarız tekrardan hep birlikte siyaset yapacağız' ifadelerini kullandı.

'Ekonomik Anlamda Sistemin Değişmesi Gerekiyor'

Türkiye'nin mevcut ekonomik politikalarının özellikle emekçiler, işçiler ve küçük esnaf üzerinde ciddi mağduriyetler yarattığını belirten Milletvekili Oluç, 'Şimdi zaten Meclis'te 2026 Bütçesi tartışılmaya başlandı. Bir haftadır Plan ve Bütçe Komisyonu'nda tartışmalar sürüyor. Bakanlar geliyor, kendi bütçelerini anlatıyor. Biz de tartışıyoruz, sorular soruyoruz, eleştiriyoruz. Bu konuda önerilerimiz var. Sonuçta, Aralık ayının sanıyorum 3. haftasında Meclis'te bütçe tartışılmış ve bitmiş olacak. Bu tartışmaların içinde biz kendi önerilerimizi her Bakanlıkla ilgili, yani bir bütün olarak olmanın ötesinde kapsamlı önerilerimiz var ama bugün sürdürülmekte olan ekonomi politikasının özellikle emekçiler, işçiler, ücretli çalışanlar, esnaf, küçük esnaf, köylü ve çiftçiler açısından baktığımızda, gençler ve kadınlar açısından baktığımızda çok büyük mağduriyetler yarattığını görüyoruz. Bununla ilgili önerilerimizi sunuyoruz. Meclis'teki çalışmalarda bunları da tartışmaya devam edeceğiz. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Bu durumun değişmesi gerekiyor' dedi.

'Barış Süreci İçin Partilerle Temas Sürüyor'

Komisyon sürecinin daha sağlıklı ve verimli ilerlemesi amacıyla diğer partilerin yönetimleriyle zaman zaman görüşmelerin sürdürüldüğünü belirten Milletvekili Oluç, 'Adıyaman'da barış sürecine yönelik partiler arası görüşmelerle ilgili bir bilgim yok. Arkadaşlarımız biliyor, Eş Başkanlarımız burada. Komisyonun içinde zaten görüşüyoruz ama onun dışında da partilerin yönetimleriyle de ziyaretler yapıp görüşüyoruz ve nasıl daha sağlıklı ve iyi bir sonuç alınabilir onu elbette ki karşılıklı değerlendiriyoruz. Ama biz merkezi olarak hem sürecin ilerletilmesi, adım atılması, komisyonun daha verimli çalışabilmesi için Mecliste'ki bütün partilerle zaman zaman görüşmeler yapıyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Toplum Barış İstiyor Ama Güven Eksikliği Hâlâ Var'

Barış sürecinin toplum tarafından nasıl karşılandığına dair soruya yanıt veren Milletvekili Oluç, 'Biz çok toplantı yaptık gerçekten. Arkadaşlarımız da biliyor. 'Binlerce toplantı yaptık' lafı abartılı değil. Gerçekten geçtiğimiz yıl etap etap başladık bu çalışmaya. 1 Ekim 2024 sonrasında. Bir yıl içinde birkaç etapta çok toplantı yaptık. Gidebildiğimiz her yere gittik. Halkla buluştuk ve her yerde buluştuk. Şöyle bir şey var, onu görüyoruz. Kamuoyu yoklamaları da bunu gösteriyor zaten. Toplumda barışın olmasını isteyen çok geniş bir kesim var. Yani bu çalışmalar ilk başladığı zaman, geçtiğimiz yıl yüzde 40'lardaydı. Şimdi yüzde 75'lere yükselmiş vaziyette. Toplum barış istiyor. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün gerçekleşmesini istiyor. Bu çok açık ve net. İster Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Laz gençleri olsun, hiçbir gencimizin ölmemesini istiyor herkes. Dolayısıyla bu konuda beklenti çok yüksek toplumda. Fakat şunu da gördük, biz yaptığımız bütün toplantılarda, çünkü çok sayıda sorularla karşılaşıyoruz, soru soruyorlardı. Güvensizlik var. Yani iktidarın bu konuda gereken adımları atacağına dair bir güvensizlik vardı. O güvensizlik de ilk olarak bu süreç başladığı zaman daha yüksekti. Ama şimdi güvensizlik kısmında da bir azalma olduğunu görüyoruz. Ama henüz eşitlenmiş değil. Toplumun yüzde 75'i barış olsun istiyor ama yüzde 75'i de güvenmiyor buna. Öyle bir durum var. Tabii güven artırıcı adımların atılması gerekiyor. Bu çok önemli bir şey. Güven artırıcı adımlara ihtiyaç var. Mesela Selahattin Demirtaş, Figen Yüsekdağ ve Kobani Davası'nda yargılanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması toplumda güven artırıcı bir adım olarak algılanır. Aynı şekilde, bizim belediyelerimize atanan kayyımlar, ki biz bunu 9 senedir yaşıyoruz 2016'dan bu yana, mesela kayyımlar hakkında yasal düzenlemelerin yapılması ve kayyımların tekrar Belediye Meclislerine teslim edilmesi veya halkı iradesinin tanınması güven artırıcı bir adım olur. Yani, yapılması gerekenler sadece yasal düzenlemeler değildir. Özellikle AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na da bunu söylüyoruz. Bunlar da çok zor olan şeyler değildir. Onlar da farkında ve nasıl güven artırabileceğine dair görüşüyorlar, konuşuyorlar. Bazı sonuçları, önümüzdeki günlerde göreceğiz ' dedi.

'Ana Dilde Eğitim Bir Anayasa Değişikliğini Gerektiriyor'

Ana dilde eğitim ile ilgili bir çalışmanın olup olmadığına dair soruya yanıt veren Milletvekili Oluç, 'Şöyle söyleyeyim, biz bunu komisyon çalışmalarında da çok dile getirdik. Gelen ve dinlenen çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları da bunu dile getirdi. Fakat biliyorsunuz ana dilde eğitim meselesi bir Anayasa değişikliğini gerektiriyor. Fakat bu komisyonun gündeminde Anayasa tartışması yok şu anda. Ama bunun bir ihtiyaç olduğunu dile getirdik. Anayasa tartışması olacaksa bunu başka bir komisyon yapacak. Bu komisyon yapmayacak. O zaman ana dilde eğitimde nasıl düzenlemeler yapılabilir konuşulacak. Fakat biz şunu da söyledik ve bu konuda da hazırlıklarımız var. Anayasa'da tartışmayacağız ama bazı yasal düzenlemelerle ana dilin kamusal alanda kullanılabilmesine dair adımlar atılabilir. Bu konuda bir hazırlığımız var DEM Parti olarak. Bunları yasalar tartışılmaya başlandığı zaman gündeme getireceğiz. Yani ana dilde eğitimden önce yapılabilecek işler var. Özellikle kamusal alanda kullanımın önündeki engeller kalkmalı biliyorsunuz. Önce yaya lafının bile Kürtçe yazılması karşısında valiler, kaymakamlar ciddi tepki gösterdiler ve bunu yasakladılar. İşte bu kamusal alanda kullanım meselesidir aslında. Eğer ana dilin kamusal alanda rahatça kullanılmasının önü açılırsa bunlar giderilebilir şeylerdir. Bu konuda hazırlıklarımız var' ifadelerini kullandı.

'Adıyaman En Fazla Zarar Gören İllerden Biriydi'

6 Şubat depreminden sonra Adıyaman'daki sorunların çözümüyle ilgili ilerleyen dönemlerde Meclis'te herhangi bir çalışmanın olup olmadığına dair soruya yanıt veren Milletvekili Oluç, 'Bizleri çok ilgilendiren bir konu. Bu konu bizim her zaman gündemimizde olan bir konu. Adıyaman'a vekillerimiz sık sık geldiler bu konuyla ilgili. Burada yapılmakta olan konutların olduğu yerleri gezdik, gördük. Bugün Eş Başkanlarımızla da konuştum. Bu alanda yaşanan sorunlar var, özellikle altyapı düzenleme çalışmaları açısından ciddi sorunların olduğunu söylediler. Burada yaşanan sorunları Meclis'te Bütçe tartışmaları sırasında konuşacağız, Genel Kurul'da da bunu konuşacağız. Adıyaman en fazla zarar görmüş olan yerlerden biriydi. Adıyaman başta olmak üzere, bütün deprem bölgesiyle ilgili önerilerimizi, eleştirilerimizi dile getiriyoruz. Ve bunun da takipçisiyiz. Çok önemsediğimiz bir konu' dedi.

'Mahkemenin Uygulamama Şansı Yok'

Milletvekili Oluç, Selahattin Demirtaş'ın tahliyesiyle ilgili kesin bir bilgi olmadığını, ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının kesinleştiğini açıklayarak, 'Demirtaş'ın tahliye süreciyle ilgili şimdi kesin bir bilgi yok elimizde elbette. Fakat bir beklentimiz var. Biraz evvel de dile getirdim. Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin son kararı oldu. Kesinleşti karar yani. Zaten Adalet Bakanı da yaptığı açıklamada 'karar artık kesinleşmiştir' dedi. Tersi de olabilir. Mahkeme 'bir an evvel bunu bize iletin' diye Adalet Bakanlığı'na başvurabilir. Çünkü avukatların kararı vermesi yetmiyor hukuki prosedür açısından. Dediğim gibi bu mahkemenin artık elinde olan bir şey. Umarız çok geciktirmeden, bunu zamana yaymadan bir an evvel adım atılır ve hem Selahattin Demirtaş hem diğer arkadaşlarımız bir an evvel özgürlüklerine kavuşur. Bizim beklentimiz o. Gereken bütün kurumlarla da devlet kurumlarıyla da bu konuyu konuştuk. Bu konudaki beklentilerimizi kendilerine ifade ettik. Hukuk açısından baktığımızda artık anayasanın 90. Maddesi gereğince mahkemenin bunu uygulamama şansı yoktur. Diyeceksiniz ki, 'bazı mahkemeler Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarını uygulamıyor.' Doğru, öyle bir hukuki garabet var bugün Türkiye'de, fakat bu karar Anayasa'nın 90. Maddesine göre Türkiye'deki bütün mahkemelerin üstünde bir karardır. Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ortaklığına göre burada alınmış karar amir hükümdür. Ve tartışmasız uygulanması gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da mahkeme kararına 'saygılı olacağız' demiştir. Dolayısıyla Mahkeme'nin önünde bu kararı uygulamaması için siyasi herhangi bir engel de yoktur' dedi.

Kızılay’dan Zehra Öztürk Kur’an Kursuna Ziyaret
Kızılay’dan Zehra Öztürk Kur’an Kursuna Ziyaret
İçeriği Görüntüle

Kaynak : PERRE

Kaynak: RSS