Bir eğitim bayramını daha geride bıraktık. Bu yıl etkinliklerin tamamına katılamadım. Zira geleneksel hale gelen yürüyüşün ardından yapılan açılış konuşmalarının hemen akabinde gazeteye geçip konuklarımız olan sabah gazetesinden Erhan Öztürk, gazeteci yazar Murat Erdin, TGRT den Aynur Ayaz v.b ulusal basından gelen misafirlerin yanı sıra canlı yayın için gelen İHA ile birlikte Adıyaman dan gelen yerel basın mensuplarıyla ilgilenmek zorunluluğum vardı. Ama benim için önemli olan panel ve söyleşilere katıldım izlenimler edindim. Ümit Zileli ve Süheyl Batum gibi kendi alanlarının iki dev ismini dinlemek fırsatı verdikleri için BEV yöneticilerine sonsuz teşekkürler. Bu iki isme ulaşmak ve buraya getirmek büyük başar.

       Öncelikle herkesin hemfikir olduğu konu katılımın azlığı. Katılım azlığı en çok yürüyüşte kendini gösterdi desek yerinde olur. Bu yıl Kemal Kılıçdaroğlu gibi önemli bir simanın gelmesi bile katılımı arttırmamıştı. Hatta kalabalığın bir kısmı Gölbaşı ve Adıyaman dan gelen CHP lilerdi. Besni halkından kimse yoktu desek yalan olmaz.

       Besni halkı yoktu diyoruz evet ama adı eğitim olan bayramımızda eğitimcilerimiz neredeydi diye sorsak daha yerinde olur diye düşünüyorum. Görevli öğretmenlerin haricinde eğitim camiasından kimse yoktu. Eğitimcilerin katılmayışının hiçbir mazereti olamaz. Sadece duyarsızlar. İlçemizde yanılmıyorsam beş adet dershane var, kendilerince sektör olmuşlar ve buradan para kazanıyorlar. Peki, eğitim bayramında hangisinin ne katkısı var sormak gerekir.

      Gazetemiz bu yıl bayramdan sonra halkla röportaj yaparak bayramla ilgili değerlendirmelerini sordu. Bana kalırsa halkın öneri ve değerlendirmeleri genel manada yerel gazetelerimizde çıkan yazı ve yapılan yorumlardan çok daha gerçekçi ve yararlı. Yapılan eleştirilerin katıldığım bölümleri olduğu gibi haksız ve insafsız eleştiriler olarak gördüklerimde mevcut.

      Örneğin BEV yöneticileri tarafından esnafın ziyaret edilmediği eleştirisini çok haksız buluyorum. Zira bildiğim, gördüğüm kadarıyla Sayın Halil Rabuş yanına gençleri ve dışarıdan gelen bayan sanatçıları da alarak davul eşliğinde cadde üzerindeki esnafa çiçek dağıttı. Üstüne birde göbekmi atmalıydı. El insaf

      Nedense önyargılı bir şekilde dışarıdan gelenleri teneke tava meraklısı diye eleştiriyoruz. Oysa mesele teneke tava olsa onlar buna her zaman yakınlar. Unutmamalıyız ki bu insanların hepsi iş güç sahibi ve zamanla yarışan kişiler. Artık önyargılardan kurtulup tüm misafirperverliğimizle bu insanların Besni miz için çalıştığını kabul edelim. Kaldı ki biz ne yapıyoruz. Önce kendimizi sorgulayalım. Kıraathane işletmecisi Mustafa Tosik ‘Besni halkına ilgi gösterilmedi’ diyor. Oysa Besni halkı dışarıdan gelenlere ilgi göstermeli.

      Nedense bu etkinliğin ekonomik katkısı göz ardı edilmeye çalışılıyor. Oysa saatçi Mustafa Yakut un da dediği gibi, ‘dışarıdan gelen vatandaşlarımız burada alışveriş yapıyor ve esnafımız birazda olsa rahatlıyor.’ Sayın Mustafa Yakut ‘ben saatçiyim bizlik bir iş olmadığı için şahsıma katkı göremiyorum’ ama esnafa faydası var diyerek doğru tespitlerde bulunmuş. Esnaf çoğunlukla ekonomik katkıyı inkâr etmiyor.

      Yerel basında kalem sahibi bazı kişilerin tek bir ağızdan çıkmış gibi yaptıkları bir eleştiride panelistlerle ilgili. İddia ettikleri şey çağrılan kişilerin sol düşünceye sahip oldukları. Halk ile yapılan röportajlarda böyle bir eleştiri yok. Asıl olaya ideolojik bakan kendileri. Militanca yaklaştıkları için kimden ne dinlediklerinin de farkında değiller. Bu nedenle Gürkan Zengin, Nevzat Beyhan, Namık Kemal Zeybek, Zekeriya Karakoç gibi misafirleri yok sayıyorlar. Kaldı ki hangi düşünceden olursa olsun bu insanları davet etmek, ikna etmek, misafir etmek hiçte kolay değil. Bu eleştiride bulunanlara sormak lazım siz birilerini getirdiniz hatta önerdiniz de eğitim vakfı yok mu dedi. Amacınız üzüm yemek değil bekçi dövmek. El insaf

      Ulusal basının katılımının sağlanması gerektiği ile ilgili eleştirilere gelince: bunu yapabilmek sanıldığı gibi kolay değil. Ancak bakan düzeyinde bir siyasetçi gelirse ulusal basın kendiliğinden koşar gelir. Yoksa basını çekebilmek için ancak ikili ilişkileri kullanmak gerekir ki zaten bizlerin ve vakıf yöneticilerimizin yaptıkları da bu. Burada asıl görev siyasetçilerimize düşüyor. Maharetlerini gösterip bir bakan getirmek onların görevi. Bayram 11.kez kutlandı. AKP yedi yıldır iktidarda ve Adıyaman en az 4 milletvekili ile temsil ediliyor, vekillerimiz bir bakan arkadaşlarını getirdi de halk olarak biz mi karşılamadık ya da saygısızlık ettik. El insaf.

      Üstelik tüm bu olumsuzluklara rağmen ilçemize ve bayramımıza ulusal medyada hatırı sayılır oranda yer verildiğine inanıyorum. Bu kadar siyasi sahipsizlikle bundan iyisi olmaz. İki yıldır İHA aracılığıyla canlı yayın yapılıyor. Murat Erdin, Aykut Işıklar, Erhan Öztürk, Ümit Zileli kendi yerlerinde Besni ye yer ayırdılar. Erhan Öztürk e Besni fotoğrafını hediye edince dikkatini çekti, bu nedenle sabah gazetesinde yayınlanan Erhan Öztürk imzalı ‘ 72 yıl sonra aynı meydan aynı alay ‘ haberinin hazırlanmasında benim de katkım oldu. Fotoğrafı çekilen insanları çay bahçesinden rica ederek ben bir araya getirdim. Önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan Firdevs Ağaoğlu ile ilgili haber için çekilen fotoğrafların hazırlığında ben, Soydan Doğru ve Adıyaman dan Metin Harıkçı arkadaşım vardı. Kısacası yerel basın ve güncel ailesi olarak bizlere verilen görevi layıkıyla yerine getirdiğimize inanıyoruz.

      Eğitim bayramını değerlendirirken manav İbrahim Karatepe nin söylediklerine dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum. Gerçekten tam isabet tespitleri var. Bayramın gerekliliği ve devamı konusunda herkes hemfikir. Elbette eksiklikler var, olacakta. Bu nedenle bu işe gönül vermiş, mesai harcamış, para koymuş insanların şevkini kıracak, küstürecek eleştiriler yapmamalıyız ancak yapıcı, yol gösterici eleştirilere her zaman ihtiyaç vardır.

      Katılımın arttırılması için yapılabilecek olanlara gelince, okullar arası bilgi yarışması yapılması konusunda hemen herkes hem fikir. Zaten buna benzer öneriler hazırlık toplantılarında dile de getirildi. Bu yıl için geç kalındığı ama önümüzdeki yıllarda olabileceği konusunda görüş birliğine varıldı. Ayrıca yine okullar arası resim, şiir hatta müzik yarışmaları düzenlenebilir. Diğer ilçelerden de katılım sağlayabilmek için benim önerim Adıyaman genelinde halk oyunları yarışması düzenlemek yönünde. Böylelikle hem halk oyunlarımızın tanıtılması ve geliştirilmesi sağlanmış olur, hem de ilçeler arasında iletişim kurulmasını sağlayarak katılımı da artırmış oluruz.

      Eğitim bayramımıza sahip çıkalım, kim ne yapıyor diye seyretmektense biz ne yapabiliriz diye düşünelim.