İki tür siyasetçi olduğu gibi, iki türde demokrat vardır.

Birincisi, gerçekten demokrat olanlar. Demokrasinin kurum ve kurallarıyla yaşama geçmesini isteyenler. Bunun için mücadele edenler ve bedel ödeyenler.

İkincisi, demokrasiyi amaçlarına ulaşmak için araç olarak görenler. Söylemlerinde iyi bir demokrat olurken, çıkarları söz konusu olduğu zaman, demokrasiyi elinin tersiyle bir kenara koyanlar. Halka yalan söyleyenler ve halkı aldatanlar.

Demokrasinin gündeme geldiği ilk günden beri, demokrasinin kurum ve kurallarına göre işlemesini savunanlar, bunun için mücadele edenlerle, demokrasiyi amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullananlar, hep karşı karşıya gelmişlerdir. Demokrasiyi amaçlarına ulaşmanın aracı yapanlar, demokrasinin kuralarına göre işletilmesini isteyenleri hep düşman görmüşlerdir. Onları, kötülemek için, ahlaki olmayan her yola başvurmuşlardır, her türlü çamuru atmışlardır. Tarihimiz bu durumun örnekleriyle doludur.

Mehmet Metiner, demokrasiyi amacına ulaşmak için bir araç olarak görenlerdendir. Bir taraftan televizyon televizyon dolaşarak demokrasinin yüksek erdemlerinden ve nimetlerinden bahsederken, öte taraftan demokrasinin, çoğulcu ve katılımcı bir rejim olduğunu, demokrasilerde kararların partinin üye ve örgütleriyle ve halkta tartışılarak alınan bir rejim olduğunu unutur. Lider merkezli siyaseti savunur. Genel Başkanın parti de tek adam olmasına, tek başına aldığı kararlarla partiyi yönetmesine itiraz etmez.

Kendisinin milletvekili olması söz konusu olunca, milletvekili adaylığının üye ve örgütlerle tartışılmadan belirlenmesine, genel başkan tarafından tepeden inme atanmasına gelince, demokrasi rafa kalkar. Asgariden bir demokrat tavrı bile sergilemez. Emeği geçmeyen ve hak etmediği milletvekilliğini cuk diye mideye atar. Sonra tekrar geriye döner, yine demokrasinin yüksek erdemlerinden ve nimetlerinden söz etmeye devam eder.

AKP’lilerin, “bizim dile getiremediklerimizi sen söylüyorsun. Hay Allah senden razı olsun” dediklerini duyar gibi oluyorum.

İşte Metiner, siyaseti kendisi için yapan birisi olduğu için, demokrasiyi amacına ulaşmanın bir aracı olarak gördüğü için kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi savunamaz. Ülkesi ve milleti için siyaset yapan her siyasetçinin benimsemesi ve sahiplenmesi gereken Altı Okla tanımlanan değerlere karşı çıkar. Çünkü bu değerler, Metiner’e fayda sağlayan, çıkarlarına hizmet eden değerler değildir. O nedenle de Altı Ok’u tasfiye etmenin peşinde koşar. Eğer Altı Ok tasfiye olursa, meydanın, kendisi gibi siyasetçilere kalacağını düşler.

Bu tür rüyaların görülmesinin engellenmesi olanaklı değil. Metiner’de bu türden rüyalar görmeye devam edebilir.