Öncelikle şunu belirtirim ki, bu darbe girişimi TSK’nın hiyerorsik / kurumsal yapısı içinde gerçekleşen bir kalkışma değildir.

TSK’larımız yine milletimizin gözbebeği  ve Peygamber ocağında inşallah bundan sonra da öyle kalacaktır. Bin seneden fazla İslamiyet'te  sancaktarlık etmiş olan bu milletin kahraman ordusunu rabbimiz geçici bir takım arızalarla perişan etmeyecektir inşallah.

25 yıl şerefle mavi üniformasını taşıdığım Hava Kuvvetlerinin kurumsal kimliğinin darbeye alet edilmesini de asla tasvip etmiyorum ve hazmedemiyorum.

Tutuklanan havacı generallerin büyük bir kısmını çok yakından tanıyorum. Aynı koğuşta yattık, aynı karavanadan yedik. Nasıl oldu da kendi halkına namluyu çevirip tetiğe bastılar?

Bunların içinde cebinde harçlığı olmadığı için hafta sonu izine çıkamayan öğrenciler vardı. Bunlar general oldu, Anadolu'nun saf ve temiz çocukları nasıl devşirildi? Nasıl alet oldular?

Bütün bu soruların cevabı belki bir araştırma ve tez konusu kadar uzun olacaktır.

Biz yine konu başlığımıza dönelim. Silahlı unsurların kullanıldığı bir faaliyette Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin tam bir koordinasyon ve iş birliği içinde olması gereklidir. Özellikle 2. Dünya savaşından sonra hava hakimiyetini ve hava üstünlüğünü elinde tutan savaşında sonucunu da belirleyen taraf olmaktadır.

Bu darbe girişiminde de Hava Kuvvetleri bariz bir şekilde ön planda, son derece dinamik ve aktif bir rol üstlenmiştir. Kronolojik bir sıraya tabii tutmadan aşağıda belirteceğimiz eylemler  ve faaliyetler de bu tezimizi doğrulamaktadır.

1- Darbe karargahının Akıncı 4. Ana Jet Üssü olması ve aylar öncesinden hazırlıklara başlanması,

2- Komuta kademesinin Akıncı üssüne derdest edilerek götürülmesi,

3- TBMM ve Külliyeyi bombalayan F-16'ların akıncı üssünden kalkması,

4- Cumhurbaşkanının uçağını düşürmek isteyen F-16'ların havada devriye görevi yapması,

5- Daha çok havada kalabilmek için yakıt tanker uçaklarının kullanılması (10. Tanker Üssü / İncirlik)

6- Türksat, Emniyet Müdürlüğü ve Gölbaşı Polis Özel Harekat Okulunun havadan bombalanması

7- Darbe öncesi Hava Harp Okulunda generallerin toplantı yapıp planları görev ve sorumluluklarını son defa gözden geçirmesi, eylem safhasının başlaması,

8- Suikast hazırlığı için Çiğli (İzmir 2. Ana jet üssünün kullanılması, (3 helikopter + MAK/Muharebe Arama Kurtarma Timi), koordinatörün Havacı General olması

9- F-16'ların süpersonik hızda Atatürk Havalimanı Kızılay Meydanı ve boğaz içi köprüsü üzerinden uçarak panik havası oluşturması ve bomba atılıyor izlenimi vermesi,

10- Akıncı meydanına başka meydanlarda F-16 Muharip uçaklarının, Cavgar helikopterlerinin ve lojistik sevkiyat için nakliye uçaklarının intikal ettirilmesi vs.

Yukarıda yazdığımız maddelere onlarcasını ilave edebiliriz. Önümüzdeki aylarda hayretler içinde kalacağımız bir çok olaylarla karşılaşacağız.
Merhum Üstat Necip Fazıl bir şiirinde;

Kırılsa da bir gün bütün dişliler,

Döner şanlı, şanlı çarkımız bizim,

Gökten bir el yaşlı gözleri siler,

Evimiz barkımız şenlenir bizim.

Dediği gibi tüm olumsuzluklara rağmen 15 Temmuz gecesi bu millet bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi çarkını döndürüp müdahale edenleri tasfiye etti. En modern silahlara karşı bedeniyle ve yüreğindeki imanıyla mukabele etti. Hava Kuvvetlerinin imkanları, aktif ve dinamik yapısı kullanılarak darbede öncü rol üstlenilmiştir. Tespitlerimiz de zaten bunu göstermektedir.

Belki, Hava kuvvetlerimiz bu darbe girişiminde kısmen zarar görmüştür ama özünde ve ruhunda taşıdığı şecaat ve  kahramanlık ile dimdik ayaktadır çok şükür.

Eğer hava hakimiyetimiz ve hava üstünlüğümüz olmasaydı, bugün Suriye'de tampon bölge oluşturamazdık. Ceraplus ve diğer bölgeler kontrol altına alınamazdı, güvenliği sağlayamazdı.

·         Hava kuvvetlerindeki FETÖ yapılandırılmasına gelince; makam ve menfaati elde etmek ve bunu sürekli tutmak için milli ve dini duyguları alet eden takiiyeci bir yapılanmadır. Yiğit ve gözünü budaktan çekinmeyen, kendini milletine feda etmeyi şeref bilen, kahraman ve cesur bir zabit yerine, çakma ve fason bir gurur yetiştirmiştir. Asla ve kat-a şüphemiz yoktur ki, yarınlarımız bugünlerimizden daha izzetli ve onurlu olacaktır.

·         Bu vesile ile yaklaşan kurban bayramınızı bütün kalbimle tebrik ederim. Büyüklerimin ellerinden öperim. Emsallerime selam eder, küçüklerin gözlerinden öperim.

·         Şehitlerimize rabbimden rahmet, gazilerimize de sıhhat ve uzun ömürler dilerim.

·         Her türlü  fitne fesat ve bozgunculuğa karşı birlik ve beraberliğimiz bozulmasın İNŞALLAH…

Bir sonraki yazımın konusu TSK’daki Yeni ve Milli Projeler üzerine olacaktır.