Aynı ülkede ve aynı toplumda yaşayan insanların gerek sahip oldukları maddi ve manevi değer ve imkanlar açısından veyahut da cinsiyet itibarı ile bir farklılık arz ederler. Fakat bu farklılıklara rağmen hepside insan olma vasfında eşittirler. Şunun açıkça bilinmesi gerekir ki yani hep birlikte yaşamak zorunda olan bu fertlerin birbirlerinin haklarına riayet etmesi ve karşılıklı saygı ve anlayış i.çerisinde hayatlarını devam ettirmesi insan olmanın bir gereğidir.

Dinimizin bu husustaki emir ve tavsiyeleri ise, biz insanların yaşantısında meselenin daha çok ciddi olduğunu göstermektedir.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır (küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.)TİRMİZİ BİRR 15

Burada hadisi şerifte de açıkça ifade edildiği gibi, küçüklere sevgi ve büyüklere saygı göstermenin Müslümanların temel ahlaki vasfı olduğundan bariz bir şekilde beyan edip ve gereğini ortaya koymaktadır ki, bir toplumun bekasında sevgi ve saygı hayati önem taşıyan iki temel esastır.

Şunu da belirtmek isterim ki, konumuzla doğrudan alakalı olması dolayısıyla saygı ve hürmet denilince öncelikle küçüğün büyüğe karşı davranışı akla geliyorsa da dolayısıyla burada. Bilhassa hadisin ikinci kısmının altını çizmek gerekir. Oda şudur ki, büyüklerimize saygı duymayan, büyüklerin şeref ve haysiyetini korumayan ve büyüklerimizin hakkını gözetmeyen bir kimse hakiki ve kamil bir Müslüman olamaz.

Büyüklerimize saygı ve hürmete çağıran bir başka hadisi şerifte ise peygamber (s.a.v) efendimiz şöyle buyurmaktadır. ( Allahu Teala yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence yaşlılığında hizmet edecek kimseler lutfeder. ) TİRMİZİ BİRR 75

Şunu da bilmek gerekir ki buda bir gerçektir bugün yaşlı olan dün genç idi yine bugün genç olanda Allahu Teala ömür verdiği takdirde yarın yaşlanıp ihtiyar olacaktır.

İşte cemiyette saygı geleneğini, nesiller boyu yaşatılması ve herkesin bir önceki nesle mensup insanlara sırf büyük olmaları sebebiyle daima da hürmetkar davranmalarına bağlıdır.

Peygamber (s.a.v.)  efendimizin de şu hadisi şerifinde yaşlı insanlara hürmet ve saygı gösterenlere Allah zül celal hazretlerinin yaşlandıklarında kendilerine hizmet edecek kimseler lutfetmek suretiyle ikramda bulunacağını açıkça ifade etmektedir. Bunun açık anlamı ise yaşlılara hürmet ve saygı gösteren gençlerin, bu tavırlarından dolayı karşılıksız kalmayacağıdır. Malum olduğu veçhile, saygı beklenmez kazanılır. Hem hadiste saygı göstermenin, uzun ömürlü olacakları da açıkça bildirilmektedir.

Şu halde her Müslüman’ın kendisinden yaşça büyük olanlara dikkat edip onlara gerekli saygoı ve hürmet göstermesi gereklidir. İşte bu yapılırsa toplumlar arasındaki sevgi ve saygı bağları kuvvetlenmiş olur. Ve böylelikle nesiller murtlu ve sıcak bir ilgi ortamında hayatlarını sürdürmüş olurlar

Bir Müslüman bütün yaratılmış mahlukata karşı saygılıdır. Hatta o zahiren saygı ve hürmete layık olmayan, kötü ahlaklı kimselere karşı dahi, saygıyı talim etmek niyetiyle daima hürmetkar davranır. YATATILANI SEVERİM YARATANDAN ÖTÜRÜ deriz ya

Nitekim Allah zül celal hazretleri seçkin kullarının hasletlerini sayarken onların kendilerine, cahilce davranıp, yanlış muamelede bulunan kimselere karşı bile mülayim olmalarını istemektedir. Ve onları dinlemeyip selametle deyip geçtiklerini beyan buyurmaktadır.

Yine Allah zül celal hazretleri hazreti Musa’yı firavuna gönderirken, ona yumuşak söz söylemesini emretmesi saygılı davranmanın çok katı kalplerin bile husumetini azaltacağını ve onları daha çok saygılı kılacağını göstermektedir ya.

Peygamber (s.a.v.) efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır. ( Rüyamda dişlerimi misvaklıyordum derken beni biri diğerinden daha yaşlı iki adam çıkıverdi ve yanıma oturdular ben misvakı küçüğüne vermek istedim ancak bana büyüğe ver denildi. Bende büyüğe verdim ) MÜSLÜM RÜYA 19

Bu olayda muhtemelen bu iki kişi aynı tarafta olmaları sebebiyle efendimiz kendisine en yakın olana misvakı uzattım ona vermek istemiş ancak Cebrail aleyhisselam tarafından uyarılarak, misvakı yaşı daha büyük olana vermesini istemiş gerçi olayın rüyada olması yani rüyada cereyan etmesi ise hiçbir şeyi değiştirmez çünkü peygamberlerin rüyalarında sahihtir  ve gerçektir.

Saygı ve hürmet gösterilecekler arasında büyükler yanında, ilmiyle amil kuran hafizları, ve adil hükümdarlarda bulunmaktadır. Bir hadi,si şerifinde paygamber (s.a.v.) efendimiz şöyşle buyurmaktadır ( saçı sakalı ağarmış müslğmana okuyuşundaki teganni ile aşırı gitmeyip ahkamıyla amel eden kuran hafızına ve adil hükğmdara saygı göstermek allahu zül celal hazretlerine duyuran saygı ve tazimden ileri gelir.) ebu Davud edeb 20

Resullullah efendimiz bazı tesviye ve uygulamalaroıyla başta kuran biligisi olan saygın sadece yaşarken değil ölümüğnden sonrada geçerli ve gerekli olduğuna dikkat çekmiştir ayrıca kuranı kerimde (hiç bilenlerle bilmeyenle bir olur mu ) ezzümet 39 taksim 9 buyrulmak süret,yle genel anlamda ulamanın hürmete layuık olduğuna vurgu yapmaktadır.

Bende yazıma son verirken allahu Teala bizleri onların muhabbetiyle yaşatsın, ve muhabbeti üzere öldürsün ve aynı zamandada mahşerde onşlarla birlikte haşşetsin. Onların yüzü gözü bereketi hürmetine bizleride rızası likası cenneti ve cemaliyle müşerref edip rızklandırsın amin