Nur süresi ayet 22 de Allah Zulcelal hazretleri şöyle buyuruyor;

Bir de içinizde, fazilet, servet sahibi olanlar, akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere, bir daha bağışta bulanmamak hususunda yemin etmesinler.

Affetsinler ve müsamaha göstersinler Allahın size mafuret etmesi arzu etmez misiniz? Allah çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir.)

Yukarıdaki nur suresinin 22. ayeti Hz. Ebubekir efendimizin, vb, hakkında nazıl olmuştur. Hz Ebubekir  çok fakir olan teyzesi olan Mustaha her zaman yardım ederdi. Ancak Müstah, hz. Peygamber efendimizin hanımı Ebubekir’in kızı Ayşe anamıza yapılan bir iftiraya bir münafıktan dinlediği halde gülüp geçmiştir. Esasında bu Müstah için çok büyük bir kusurdur. O olayı red edip o munafığa gereken cevabı vermesi gerekir. Bu olayı duyan Hz. Ebubek ona çok kızmış ve bundan sonra bir daha müstaha yardım etmeyeceğine dahi yemin etmiştir.

İşte bu ayet bu vesileyle nazım olmuş bu gibi hatalara müminlerin dikkat etmeleri hususunda dikkatleri çekerek, müminlerin birbirlerin kusurlarını affetmelerini açık ca emretmiştir.

Ve onlarda görülen bazı kusurları bağışlasınlar başlarına kalkıp vurmasınlar siz ey Müslümanlar sevmezmisiniz ki, pek ziyade arzu etmez misiniz ki sizin bu aklınız mukabinde, Allah zulcelal hazretleri sizleri de mafuret buyursun

Elbette ki istersiniz seversiniz. Öyleyse afedici bağışlayıcı olunki sizleri de Allah Zulcelal hazretleri affedilirsiniz bağışlanırısınız hazreti Ebubekir o olaydan sonra Müstaha yardımı kesmiştir. Fakir olan Müstah şok müşkül durumlara düşmüş çok ta perişanlık halinde kıvranırken Allah zülcelal Hazretleride bu ayeti kerimeyi nazım etmiştir.

Nur süresinin 22 ayeti nazım olunca hazreti Ebubek sıdık Hazretleri de teyzesi oğlu Müstahı affettiği beyan ederek bu husustaki hükmi ilahiyi başım gözüm üzerine kabul ettim diyerek emri ilahiye bağlı olanı ispat etmiştir. Bütün Müslümanların da bu münvan üzerine hareket etmelerini Allah zülcelalın af ve mufuretini bekleyen her Müslüman’ında daima affedici bağışlayıcı kendine şiar edilmelidir.