Adıyaman’da bu hafta da sıcak hava etkili olacak
Adıyaman’da bu hafta da sıcak hava etkili olacak
İçeriği Görüntüle

ADIYAMAN (PHA) - Gülbahar SÜNGÜ - Türk Ocakları Adıyaman Şube Başkanı Doç. Dr. Samet Zenginoğlu, 26 Ağustos tarihi vesilesiyle yaptığı açıklamada, Türk tarihinin en önemli dönüm noktaları arasında yer alan 1071 Malazgirt Zaferi ile 1922 Büyük Taarruzun Türk kimliği açısından taşıdığı anlamı vurguladı

. Zenginoğlu, Batılı ve Doğulu bazı kalemlerin bu tarihî gelişmeleri tesadüfî gibi göstermeye çalıştığını belirterek, “Türk’ün şanlı zaferleri tarihin birer gerçekliğidir. Bunları görmezden gelmek bo

“Türk kimliğinin varlığını inkâr etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir”

Doç. Dr. Zenginoğlu, Orta Asya steplerinden Anadolu’ya ve oradan Amerika kıtasının en uç noktasına kadar Türk kimliğinin tarih boyunca varlığını sürdürdüğünü belirterek, bu kimliğin inkâr edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Zenginoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Orta Asya steplerinden Anadolu coğrafyasına ve Amerika kıtasının en uç noktasına değin, tarihte ve mevcut durumda Türk kimliğinin varlığını inkâr etmek çok da gerçekçi bir yaklaşım olmasa gerektir. Lakin Doğulu ve Batılı kaynakların hassasiyetle üzerinde durdukları tarihî hadiselerin, memleket yabancısı kalemler tarafından ‘olağan’ gelişmelermiş gibi gösterilmesi abesle iştigaldir.”

“Malazgirt ve Büyük Taarruz tesadüf değil, bilinçli stratejidir”

Zenginoğlu, 26 Ağustos’un Türk tarihi açısından iki büyük dönüm noktasına ev sahipliği yaptığını hatırlatarak şunları kaydetti:

“26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, Anadolu’nun Türk yurdu olmasının en kritik aşamasıdır. Ancak bazı çevreler bu zaferi tesadüfi bir gelişmeymiş gibi sunmaya çalışmaktadır. Buradaki askerî ve siyasî strateji göz ardı edilmek istenmektedir. Benzer şekilde 26 Ağustos 1922’de başlayan ve Türk’ün kurtuluşunu simgeleyen Büyük Taarruz da Batı merkezli bir üslup ile daraltılarak değerlendirilmektedir. Oysa bu iki hadise, Türk kimliğinin muhafazası ve milletin geleceği açısından belirleyici niteliktedir.”

“Türk tarihini yeniden yazma çabaları dün de vardı, bugün de var”

Zenginoğlu, Türk tarihini “alternatif” yaklaşımlarla yeniden yazma girişimlerinin yeni olmadığını hatırlatarak, bu çabaların Türk kimliği odaklı bağlama zarar verme amacı taşıdığını ifade etti:

“Türk tarihini yeniden yazma çabaları yeni değildir. Geçmişte de bunun birçok örneğini gördük. Ortak noktaları Türk kimliği odaklı bağlama zarar vermektir. Ancak bu boşunadır. Türk’ün zaferlerini ve tarihini tahrif etmeye yönelik her türlü girişim dün olduğu gibi bugün de tarihin çöplüğünde yok olmaya mahkûmdur.”

“Zaferleri anmak popülizm değil, zarurettir”

Doç. Dr. Zenginoğlu, açıklamasının sonunda Malazgirt ve Büyük Taarruz zaferlerinin hatırlanmasının popülizm değil, tarihî bir zorunluluk olduğunu vurguladı:

“Türk’ün şanlı zaferleri, tarihin birer gerçekliğidir. Bunların üzerine inşa edilmeye çalışılan tahrip unsurları yok olmaya mahkûmdur. Bu zaferleri gururla anmak popülizm değil, kimliğine, tarihine ve kültürüne sahip çıkmanın bir zaruretidir. Dolayısıyla selam olsun Sultan Alparslan’a, selam olsun Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya!”

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS