Yıl 1938-1939 evler aşağı şehirde. Gece yarısı uyandırmış olunmayım ki evin ortak alanındayım. Sağa, sola koşup ağlıyorum. Valideyi gördüm ve sarıldım. Baktım karşı duvar eğildi ve doğruldu. Bir telaş vardı, gözümü açtım Pazar yerindeyiz. Tıklım, tıklım onlarca beşik vardı konuşuyorlardı. Halk daha güvenli Toktamış denilen alana çıkmışlardı. Biride boğuk sesiyle bağırıyordu. O, da diyormuş ki tehlike kalmadı herkes evine gitsin. Bu belediye dellali imiş. Bu Erzincan depremi, 40 bin kışı hayatını kaybetmiş. 1950 yılına gelindiğinde Kızılay Besni Şubesinin başkanı rahmetli Mustafa Baba olur. Nasıl ki Kaymakam ve Belediye başkanı ile birleşip ortaokul binası yapıldıysa ona yakın bir yerde de taş duvardan örülü, iki katlı üzeri kiremitli Kızılay hizmet binasını yaptırırlar. Yeni inkişaf eden orta şehirde resmi kurum olacak, bir hizmet binası yoktu. Sadece hükümet konağı, Dumlupınar ilkokulu, Belediye binası bir de mini bir PTT binası vardı. Şube hizmet binası olarak yapılan yere. Ziraat bankası, Askerlik şubesi, İmam Hatip okulu için dershane ve idare binası sonrada Akın spora hizmet verir. 1976 yılında Kütahya'nın Gediz ilçesinde deprem olur. 1,176 kişinin vefat ettiği bu ilçeye gittim. Gördüğüm manzara dilmeden yapılmış araları Kerpiçle örülmüş evler hep yıkılmış. Son yapılan, ayni şekilde yapılanlarda oput açı gibi eğilmişti. Bundan anlaşılıyordu ki miadı dolmuş. Evlerin, ağaçları çürümüş, çiviler paslanıp tutarsız hale gelmiş. Şehrin Yukarısına çıktığımda Kızılay Aşevi kurmuş. Öğle vaktiydi kuru fasulye ve taze somundan bende yemiştim. 1994 yılında Kızılay'ın Besni Şube başkanı Ahmet Öztaş ta vefat etmişti. Yönetimde bulunmam nedeniyle de Kızılay Genel müdürlüğünden, Kızılay Besni Şubesinin, benim başkanlığımda yeniden oluşum. Yetki belgesini aldım. O günden bugüne kadar aradan geçen 21 yıl boyunca yapılan Genel Kurulda başkanlığım devam etmektedir. Kızılay hizmet binası boşaltılmıştı. Oturacak bir durumda da değildi. Ya tadilat, ya da yeniden yapılması gerekirdi. Üç beş metre karelik, bir yerde Kızılay adına hizmet yapılmazdı. Sorumluluğun bilinci içerisindeyim. Kızıiay Genel müdürlüğüne yazışmaların neticesinde bir kara kıştı teftiş için gelen heyet telefonla Ankara ile temasa geçerek. Burasının tadilat yerine yıkılıp yeniden yapılması gereğiyle rapor tutuidu. Bütçeye girsin Genel kurul karar versin. Aşamasında iken ülke nüfusunun beşti birini kapsayan 5 vilayetimizde asrın Marmara depremi meydana geldi. Hiçbir ulusun tek Daşına baş edemeyeceği böyle bir depremde, Kızılay büyük yaralar aldı. Orrbinlerce insanımız hayatını kaybetti. 1999 yılında Yalova'ya gittim bir bina var. Sağlam yanındaki yıkılmış. Gerek Gediz'de gerekse de Yalova da yıkılan binaların depreme dayanaklığı şekilde yapılmadığını birçok insanlar gibi bende kanaat getirdim. Yalova'da yaşanan deprem için sanki bir müze oluşmuştu. Duyguları ifade etmek için birde defter oluşturmuştu. Bende kanaatleri yazmıştım. Deprem dedesi Ahmet Işıkara vardı. Verdiği konferanslar da, ben evimde buzdolabını duvara monte ettim, dere kenarında da piknik yapmam demişti. Yaşamın içinde dere kenarında evleri olanlardan ve dere içinde torunuyla gezen nice kimselerin sel felaketine kapıldıklarını tanık oldum. İş başa dönmüştü, yeni bir hizmet binasını ya kendi bütçemde yapacağım ya da halktan yardım toplamak suretiyle yapmak olacaktı. Bir kişinin yapacağı bir yerde yüzlerce kişinin yardımıyla yapmak daha uygundu. İleri de yardım sevenler benim bu binada katkım demesi ağırlık kazandı. Besni, Gaziantep, Adana, İstanbul, Uşak ve İzmir'e kadar gittim. Bugünkü hizmet binamızı çoğulcu halkın yardımıyla yapmış olduk.

Gelecek Sayıda Van Depremi ve Soma Faciası