Evet, saygı değer okurlarım. Vefa görülen iyilikleri unutmamaktadır. İnsanoğlu iyilik gördüğü veya iyilikte bulunanlara, karşı misli ile veya daha güzeliyle karşılık vermeye devam etmektir. Vefa insanlarda, dostluğun kaynağı, aynı zamanda da muhabbetin, ilk durağı ve hem de güvenin en mühim mesnedidir. ( öz veriye dayanılan , makam, mevki destek) Tam ve Kamil bir imanın ve Allah-u Teala'ya teslimiyetin bir nişanesidir.
İşte, bu ahlaka sahip olanlara da vefakar denir. Vefakarlığın zıttı ise nankörlük olup yapılan iyiliğin kadrini kıymetini bilmemektir. Veyahut da ona kötülükle karşılık vermektir. Vefakarlığın temelinde samimiyet, sadakat, ve tevazu gibi çok güzel ahlaki hasletler ( mizaç karakter) bulunmaktadır.
Esasında en büyük vefakarlık, insanın daima yaratanını tanıması ona karşı kulluk vazifesini yerine getirmesi, ve onun verdiği nimetlerini de kıymetini bilmesidir. İşte en büyük nankörlükte insanoğlunun Allah-ı inkar etmesi ve onun yüceliğini tanımamasıdır. Burada vefanın zirvesini teşkil edecek, en güzel misalleri sevgili Peygamberimiz (S.A.V) hayatında görmekteyiz.
Sevgili Peygamberimiz (SAM) efendimiz söyle buyurmaktadır; ( BEN BABAM İBRAHİMİN DUASI, KARDEŞİM İSANIN MÜJDESİ,  VE ANNEM EMİNE’NİN DUASIYIM) hakim 11. 453 buyurmak suretiyle hem hazreti İbrahim aleyhüsselamı hem de hazreti İsa aleyhüsselamı ve  hem de annesini minnet le anmış ve onlara karşı gereken vefakırlığı göstermiştir bununla da kalmayarak, kıyamete kadar gelecek olan ümmetine bizzat hazreti İbrahim'in duasına mukabil, Mukabelede bulunmaları bizzat ümmetine sünnet kılmıştır. Malüm olduğu veçhile namazlarda okunan ( Salli, Barik) duasında Ali Muhammed’in arkasından Ali İbrahim’in zikredilmesi gibi, işte bu çok zarif düzen ve hassas olan vefa duygusunun bir eseridir. Yine hudeybiyye ümresi için Mekke’ye giderken vukup olmuştur. Yol güzergahında ( EBEVEAYE) uğramışlardır. Peygamberimiz  (SAV) efendimiz Allah Zülcelal hazretlerinden izin isteyerek çok sevdiğini annesinin kabrini ziyaret etti. Bu ziyaret esnasında kabri, mübarek elleriyle düzeltti ve teessüründen ağladı, Peygamberimiz (SAV) efendimizin ağladığını gören bütün Müslümanlar ağladı. Bir ara niçin ağladığını soranlara sevgili Peygamberimiz (ANNEMİN, BANA OLAN ŞEVKAT VE MERHAMETİNİ HATIRLADIM DA ONUN İÇİN AĞLADIM) buyurdu. İbn-i  Sat 1.116,117
Peygamberimiz(SVS) efendimiz kendisini şevkat ve merhametle büyüten annesini küçük yaşta kaybeden öksüz ve yetim kaldığında önce dedesi Abdulmuttalip  yanına almıştı. Dedesi Abdulmuttalip ölünce de HZ. Alinin babası Ebu Talip yanına aldı . bu sıralarda amcasının hanımı (Fatıma Hatun) peygamberimiz (SVS) efendimize çok güzel bakmış, onu kendi çocuklarından hiç ayırmadığı gibi, hatta daha da üstün tutmuştur. İşte Müslüman olarak bu amcasının hanımı Medine'ye hicret eden bu hanımefendi öldüğünde Peygamberimiz (SVS)   (ANNEM ÖLDÜ ) diyerek onu kendi gömleği ile kefenlemiş bir arada kabre alışsın diye kabrin içine bir müddet uzanmıştır. Ya Resulullah herhalde çok üzüldünüz Fatıma'nın ölümüne denildiğinde ( o benim annemdi kendi çocukları aç dururken önce benim karnımı doyururdu kendi çocuklarının üstü başı toz toprak içinde dağınık dururken, o önce benim başımı tarar ve gül yağı sürerdi. O benim annemdi ) buyurmuştur. Yakub-i 11, 14
İbrahim Aleyhüsselam Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz için şöyle dua etmiştir; ( Rabbimiz, içlerinden onlara senin ayetlerini okuyan kitabı ve hikmeti öğreten, onlara her türlü kötülüklerden temizleyen bir peygamber gönder) Kuranı kerimin bakara süresi ayet 129 , ayetinde belirtilen mübarek samimi duasını yapmıştır İbrahim Eleyhüsselamda.
Yine İsa Aleyhüsselamda kendisinden sonra gelecek olan ( Ahmet) ismindeki peygamber (SVS) efendimizin geleceğini bizzat kavmine müjdelemiştir.  Es, saf 61/6
Yine peygamber  (SVS) efendimizin annesi emine hanım efendi validemiz de bir gece rüyasında kendisinden bir nur çıktığını ve bu nurunn bütün dünyayı aydınlattığını görerek çok da sevinmişti.
İbn-i Sad, 1,102


Evet Peygamberimiz (S.A.V.) üzerinde emeği bulunan ama herkesi hiçbir zaman unutmamış, hayatı boyunca da hep onlara vefa göstermiştir. Özellikle de hanımı Hatice validemizin arkasından gösterdiği vefakarlık eşine rastlanmayacak boyutlardaydı. Kendisine bir hafta süt emziren dadısı Ümmü Eğimen ve süt annesi Halime Hatun, süt kardeşi  Şeymas da onun vefakarlığından nasipdar olan şanslı kimselerdendir. Peygamberimiz (SVS) efendimiz onlara son derece saygı ve hürmet göstermiş bütün ihtiyaçlarını karşılanmasında elinden gelen bütün fedarkerhane vefakarlık göstermiştir.
Saygılarımla.