Tekrar merhaba, saygıdeğer Besni Güncel okuyucuları. Tekrar diyorum çünkü uzun zamandan beri yarım kalan bir işimi tamamlamak üzere yazmaya ara vermiştim. Ve bundan sonra bu köşede sık sık bir arada olmayı düşünüyorum.

Zaman geçiyor, her şey değişiyor. Ve her geçen gün, başka bir günün doğuşuna sebep oluyor. Her yeni gün de, başka başka yeniliklerle geliyor.

Kimi zaman bu yeniliklere ayak uydururken kimi zaman da yeniliklerin gerisinde kalıyor insan.

Hayat öyle acımasız ki değişime ayak uydurabilenler hayatta kalırken, değişime ayak uyduramayanlar yok oluyor. Ne acıdır ki bunların başında da üreten, esnaf ve zanaatkarlar geliyor.

 Esnaf, kelime anlamı olarak sınıflar anlamına gelir. Bağımsız çalışan, yaptığı iş sermayeden ziyade kol ve beden gücüne dayanan girişimcileri tanımlamak için kullanılır. Zanaatkar ve küçük ticarethane sahipleri esnaf olarak anılır. Esnaf ile taciri ayırmada temel olarak emek-sermaye yoğunluğu dikkate alınır.

Bu günkü yazımda da, bu tanımdan hareket ederek, Besni de esnafın dünü ve bugünü üzerine bir şeyler paylaşmak istedim sizlerle.

Darende yi duymuşsunuzdur. Esnaflıkları ile bilinirler. Birde Kayserililer bilinir. Ama Besnilileri tanıyanlar bir Besnili esnafı tanımlarken “on Darendeli bir Kayserili, On Kayserili de bir Besni li eder”derler(di.)

Bunun ispatı da Besnililer gittikleri her yerde tüketen değil. Üreten insanlar olmuşlardır. Bugün Uşak Gaziantep, Adana Mersin gibi büyük şehirlerin ileri gelen söz sahibi insanları, İş adamları arasında mutlaka Besnililer vardır.

Dünün Besnili esnafları bugünün Türkiye sanayicileri işadamları olurken, bugün Besni esnafı kan ağlıyor.

Dün Besni’de dokumasından bakırcılığına, sarrafından dericiliğine, işlemeciliğinden el sanatlarına her alanda esnaflar, zanaatkarlar mevcutken, bugün Besni de yıllar öncesinin esnaf çeşitliliğinin yüzde onu bile kalmamış.

Dününün Besni’sinde, iki insan kavga etse ve yahut aralarında herhangi bir anlaşmazlık olsa “çağıralım iki esnafı iki esnaf ne derse o olsun ayıpmı daal ede” denirken bugünün Besni’sinde esnafın, esnaf odasında bile kefilliği kabul görmüyor.

Bir esnaftan, üyesi hatta ortağı olduğu kendi kooperatifinde ihtiyacını karşılamak için  kredi almak üzere müracaat edipte, memur kefil istenmesi ne demek…

Yanlış anlaşılmasın, burada sorun yerel kooperatif yöneticilerinde değil. Eminim yöneticilerde bu durumdan en az benim kadar rahatsızlardır. Ancak,  balık baştan kokar. Bana göre sorun, esnafın bu hale düşmesinde katkısı olanlarda….

Alınganlık edip, “e be kardeşim Besni de hiç mi güzel şeyler olmuyor” diyenler olabilir. Var kardeşi var. Güzel olan bir şey var. O da Besni’nin eski bağları ve bağ evleri yeniden canlanıyor.

Umarım bağ ve bağ evleri ile geri gelen bu güzellik, diğer alanlara da sıçrar ve Besni o eski günlerin çeşitliliğine, canlılığına geri döner…