AKP’de, tüzüğü gereği üçüncü dönem seçilen ancak önümüzdeki seçimlerde seçimlere katılamayacak çok sayıda kurmaylar var. Bununla birlikte Sayın Başbakan R.Tayip Erdoğan’ın da önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığı için AKP Genel Başkanlığından ayrılacak olması, AKP de ciddi sıkıntıların olacağı inancını doğuruyor.

Bu inanç Sayın Başbakan içinde geçerli olacak ki, AKP yi yeniden dizayn etme ihtiyacı duyuyor. Buna da HAS parti Genel başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’la başladı. Arkasının geleceği de yapılan açıklamalardan anlaşılıyor.

Sebeplerini tam olarak bilmiyoruz, sonuçlarını da bekleyip, görmek lazım.

Ama şu bir gerçek ki Türkiye de siyaset yeni bir sayfa açıyor. Ve bu sayfada kimler nasıl bir rol alacak. Şimdiden bunu bilmek, söylemek için henüz erken,

Hele hele, seçimlere yaklaşık iki yıl varken, Türkiye’de realite haline gelmiş “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre” lafı, herkes tarafından kabul görmüş bir anlayış olarak ortada dururken, bugünden yapılan hamlelerin iki yıl sonrasında neler getireceğini tahmin etmek gerçekten zor

Bu gelişmeler içerisinde en çok merak edilen konularsa, AKP içerisinde Erdoğan’ın liderliğinde şimdiye kadar sesi çıkmayan, Cemaat temsilcileri, Milli Görüşçüler, sosyal demokrat gruplar, merkez sağ ve muhafazakârların nasıl bir tavır sergileyecekleri.

Acaba Erdoğansız bir AKP bütün bu farklılıkları bir çatı altında tutabilecek mi?

BDP ile MHP’yi biraz daha ideolojik partiler olarak kabul edip, bir kenara koyarsak Ana Muhalefet Partisi CHP’de de sular hayli ısınacağa benziyor.

İşin doğrusunu söylemek gerekirse CHP, geçen hafta yapmış olduğu kurultayla, uzun zamandır yapması gereken, ancak bir türlü beceremediği demokratik bir kurultay yaptı.

Seçimlere çarşaf listelerle gidildi. Seksen sonrası 91 seçimlerinden sonra sosyal demokrat bir partide ilk defa genel başkanların blok listeleri değil delegelerin iradeleri ortaya çıktı.

Bu sosyal demokrat bir parti için çok olağan bir durum olarak karşılanması gerekirken, bizim ülkemizde alışık olmamamızdan olacak ki büyük bir olaymış gibi yorumlandı.

Tabi bir ülkede muhafazakar ve sağ partiler, işçinin, çiftçinin, üretenin, varoşların, kenar mahalle sakinlerinin oylarını alır, sosyal demokrat partiler de sosyetenin oyunu alırsa… Başka ne beklenir ki.

Fark Var

Fark var sloganını bu ülkede yaşayan herkes hatırlar.

Hatırlamayanlar için hatırlatayım bu slogan HAS parti genel başkanı Sayın Numan Kurtulmuş ve partisine aittir.

Evet, Fark var.

İşte fark.

Bu sloganın sahipleri daha düne kadar meydanlarda firavunlaşmayacağız firavunlara karşı duracağız diye bağırıyorlardı. Ama şimdi Firavun olduklarını iddia ettikleriyle birlikte iktidarlaşmak için birleşiyorlar.

Birde sosyal demokratlara bakın. Hatırlarsınız Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül Türkiye Değişim Hareketi adı altında başlatmış olduğu bir mücadele ile yaklaşık 950 ilçe ve 81 il de örgütlenmesini tamamlamış, iktidara alternatif haline gelmiş, yapılan bütün anketlerde Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’dan sonra en beğenilen lider konumuna gelmişti.

Tam da bu dönemde yine Sarıgül, CHP’nin başına Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun gelmesi ile yaklaşık 50 yıldır iktidara gelemeyen sosyal demokratlar için yeni bir genel başkan, yeni bir CHP sloganı ile gelen iktidar umudunu bölen parçalayan olmamak adına bütün bu emek ve çalışmaları bir çırpıda rafa kaldırdı.

Bunun karşılığı ise ortada.

Hala CHP’de Sarıgül hakkındaki ihraç kararı kaldırılmadı.

İşte fark bu