“2002–2008 memur için altın dönemdi”
Babar, Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2002–2008 yılları arasındaki kazanımları hatırlatarak şu bilgileri paylaştı:
Maaşlara toplamda yüzde 219,5 oranında artış yapıldı.
Enflasyon aynı dönemde yüzde 94’te kalırken, memurun reel maaşı yüzde 64,4 oranında arttı.
Ortalama yıllık zam oranı yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.
Refah payı, denge tazminatı, toplu sözleşme ikramiyesi, promosyon ödemeleri ve enflasyon farkı gibi haklar memura kazandırıldı.
Sözleşmeli personelin sendika hakkı, tayin imkânı ve kadroya geçişi sağlandı.
Disiplin cezalarına karşı yargı yolu açıldı.
Tasarruf Teşvik Fonu’ndaki birikimler çalışanlara ödendi.
Babar, “Bu kazanımlar, Kamu-Sen’in sendikal kararlılığı ve milli bir duruşla masada elde ettiği başarılardır” dedi.
“Hakem Heyeti memurun umutlarını boşa çıkardı”
Yetkinin Türkiye Kamu-Sen’den sonra başka sendikalara geçtiği dönemlerde kazanımların yavaşladığını ve memurun gerçek enflasyon karşısında ezildiğini ileri süren Babar, şu değerlendirmelerde bulundu:
Hakem Heyeti çoğu kez teklifleri onaylamakla yetinmiş, memurun beklentilerini karşılamamıştır.
2009 sonrası dönemde reel maaş artışları durma noktasına gelmiş, artışlar enflasyonun altında kalmıştır.
2010–2019 döneminde memur maaş artışları sadece yüzde 25,2 reel kazançla sınırlı kalmıştır.
Etkisiz müzakereler ve taraflı kararlar, memuru enflasyona mahkûm etmiştir.
Memur-Sen’in kendi kadrolarını kayıran anlayışı, kamu çalışanları arasında adaletsizlik yaratmıştır.
“Kamu-Sen çizgisi memurun teminatıdır”
Babar, değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı:
“Bugün gelinen noktada, Kamu-Sen’in yetkili olduğu yıllarda kazanılan hakların değeri daha net anlaşılmaktadır. O yıllarda memur alın terinin karşılığını görürken, sonraki süreçte Hakem Heyeti eliyle maaşlar eritilmiş, sendikal mücadele kamu çalışanlarının ortak menfaatinden uzaklaştırılmıştır. TÜRKAV olarak, memurun hakkını koruyan tek sendikal anlayışın Türkiye Kamu-Sen çizgisi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.”
Kaynak : PHA