Çok partili siyasal sistem, 1789 Fransız devrimi ile gündeme geldi. Süreç içinde gelişti, kurum ve kurallarını oluşturdu ve yaygınlaştı. 1850’lerden başlayarak Batı Avrupa’nın önde gelen ülkeleri, çok partili siyasal sistemle yönetilmeye başladılar. İlke ve kurallarına göre işleme olanağı bulan çok partili siyasal sistem sayesinde Batı Avrupa, demokrasi, hukuk ve özgürlükler gelişti ve standardı yükseldi.  Sosyal devlet yaşama geçti. Yüksek insani gelişme düzeyi yakalandı. Batı Avrupa, toplumsal ve sosyal, huzur ve barışa kavuştu, barış ve huzur adası oldu. 

Çok partili demokratik parlamenter sistem, sağ ve sol düşüncenin temsili, sağ ve sol düşüne arasındaki iktidar yarışı ve rekabeti esasına dayalı işleyen bir sistemdir. Bu bağlamda, siyasi partiler, demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmez unsurlarıdırlar.

Sistemin, işleyiş ilke ve kuralları gereğince partiler, seçmeni etkilemek ve oylarını almak için mücadele ederken birbirlerinin politikalarında eksik ararlar. Eksik ve yetersiz buldukları yönlerini eleştiriler.  Partilerin, birbirlerinden eksik aramaları, eksik ve yetersiz buldukları yönleri eleştirmeleri, buradan yola çıkarak kendilerini iktidara taşımak için mücadele etmeleri, işin doğası gereğidir. 

Ama siyasi partiler arası yarışta her yol mubah değildir. Ahlaklı olmak, ahlaklı davranmak gerekir. Partilerin kurumsal kimlerinin ve kuruluş ilkelerini hedef alınmaması gerekir. Eğer partiler, birbirlerinin kuruluş ilkelerini hedef alırlarsa, birbirlerini yok etmeyi hedeflerlerse, o zaman çok partili siyasal sistemin, kendisine zarar verirler. İlke ve kurallarına göre işleme olanağı bulamayacak olan sistem, toplumsal, ekonomik ve sosyal gelişmelere kendisinden beklenen katkıyı sağlayamaz.

Siyasetçiler, toplumu etkileyen ve yönlendirten kişilerdir. Bir başka biçimde söylemek gerekirse siyasetçiler, model insanlardır. Hal böyle olunca siyasetçinin geçmişinin düzgün olması, kuyruğunun kirli olması, siyaseti kendisi için değil toplum için yapan kimse olması gerekir. Bilgi ve belgeye dayalı siyaset yapması, ahlaklı olması, yalan söylememesi, halkı kandırmamsı gerekir. Muhalifini eleştirirken ahlak sınırlarını zorlamaması, eleştiri yapacağım derken sağına soluna çamur sıçratmaması, üstü kirletmemesi gerekir.

Özetle siyasetçi üstlendiği misyon gereğince örnek olması gereken, bilge insandır. Halk da, siyasetçiyi seçerken, ahlaklı, bilgi ve misyon sahibi, siyaseti kendisi için değil halk için yapanları seçmesi gerekir. Aksi halde siyaset toplumsal, ekonomik ve sosyal gelişmelere, toplumsal huzur ve barışa beklenen katkıyı sağlayamaz.  Yapılan yanlışın bedeli, hep birlikte ödenir.

Celal Topkan

Eski Adıyaman Milletvekili

05326862003 – [email protected]