Bir süredir iç içe yaşadığımız ve yeni bir düzene uyum sağlamamızı gerektiren koronavirüs hastalığı (Covid-19) bireysel olarakta önlem almamız gereken ciddi bir konudur. Koronavirüsün bulaşma hızını sosyal izolasyon düşürmektedir fakat bu tamamen engellenebilir demek değildir. Bu yüzden tek başına tedavi edici bir gıda olmasa da bağışıklık sistemimizi korumak ve güçlendirmek hem kendimiz hem çevremiz için atılabilecek en önemli adımdır. Yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemimizi güçlü tutarak koronavirüse karşı hazırlıklı olmamızı sağlar.

Karantina sürecinde evlerde geçirdiğimiz vakit artarken kendimizi mutfak ile oyalamayı tercih edebiliriz. Bu bize süreci lehimize çevirecek bir sürü avantaj sağlar. Öncelikle hazır gıda tüketiminden uzaklaşarak ev yemeklerine yoğunlaşacağız ve bu sayede katkı maddeli bir çok paketli gıdadan uzaklaşacağız.

Koronavirüs sebebiyle sosyal izolasyona dikkat etmek için market alışverişlerimizi de ihtiyaçlarımızı uzun süre karşılayacak şekilde tercih etmeliyiz. Önceden bir liste hazırlayarak eksiklerimizi gözden kaçırmamalıyız. Gıda tercihlerimizi yaparken alacaklarımızın raf ömrü uzun, dayanıklı ve besleyici olmasına dikkat etmeliyiz.

Peki bu karantina sürecinde bağışıklık sistemimizi  güçlü tutmak için neler yapmalıyız  , hangi besinlerle beslenmeliyiz  ???

Düzenli yapılan egzersizin bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkisi düşünüldüğünde, karantina döneminde ev içinde yapılabilecek egzersizlerle fiziksel aktivite düzeyi artırılmaya çalışılmalıdır. Gece 6 saatten az uyuyan kişilerin kardiyovasküler hastalık riski altında olduğuna dair çalışmalar mevcuttur. Stres ve üzüntüyü en aza indirmek mümkünse uzak durmak gereklidir.

Alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalı, uyku düzenine dikkat edilmelidir.

Meyve, sebze ve tam tahıllı ürünlerden zengin, doymuş yağ içeriği düşük beslenme biçiminin en uygun beslenme modeli olduğu söylenebilir.

Bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğu bilinen antioksidan vitaminler (A, C, E vitamini), D vitamini, omega-3, çinko ve pre/probiyotik tüketimine günlük beslenmede önem verilmelidir. O zman bu vitamin ve mineral değerlerini hangi besinlerden alabilir bakalım ;

Selenyum, E vitamini, çinko kaynağı: ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlara günlük rutininizde yer vermeyi ihmal etmeyin.

C vitamini kaynaklarından: limon, portakal, greyfurt, mandalina, kivi bağışıklık sistemimize destek besinlerden.

Mevsim sebze ve meyvelerini tercih edin. Vücut sisteminin çalışma ritmi ve mevsiminde yetişen gıdaların birbirine özgü olduğunu unutmayın.

Bağırsak florası bağışıklık sistem için çok önemlidir. Bağırsak mikrofloranızı beslemek için yüksek diyet lifi içeriğine sahip gıdaları daha çeşitli şekilde tüketmeniz önemlidir. Daha fazla bitkisel kaynak içeren sebzeler, meyveler, kuruyemişler, tam tahıllı yiyecekler, kuru baklagiller gibi yiyeceklerin tüketimi bağırsak florası açısından daha iyidir. Bağırsak florası lif, bakliyat ve fermente yiyecekleri sever. Kefir, yoğurt, turşu, kombucha fermente yiyecekler arasında yer almaktadır.

Turunçgiller: Turunçgillerde bulunan C vitamini bağışıklık sistemini geliştirmeye yardımcı olur ve enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücrelerinin yapımını artırır. En yaygın turunçgiller; greyfurt, portakal, limon, mandalina ve misket limonudur.

Brokoli: A, C ve E vitamini kaynağıdır.

Sarımsak: Taze, çiğ sarımsak antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir.

Zencefil: Boğaz ağrısını ve diğer enflamatuar hastalıkları azaltmaya yardımcı olur.

Zerdeçal: Anti-enflamatuar ve hastalık önleyicidir. Zerdeçalda doğal olarak bulunan kurkumin kan şekerini dengelemeye yardımcıdır.

Yeşil çay: Enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olan polifenol adı verilen antioksidan kaynağıdır.

Ay çekirdeği: Fosfor, magnezyum, B-6 ve E vitamini içerir. Ayrıca triptofan kaynağıdır. Triptofan vücut tarafından doğal bir ruh hali dengeleyicisi kabul edilen serotonine dönüştürülür. Bu sayede, ay çekirdeği kaygı ve stresle başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Unutmayalım !!

Yazımızdaki bilgiler ile birlikte MASKE-MESAFE-HİJYEN kurallarına uyarsak koronavirüs salgınından kendimizi korumuş oluruz.