Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülgen Aytan, Karadeniz'de ilk kez plastik atıkların üzerinde yaşayan organizmaları inceledikleri araştırmada 55 farklı tür tespit ettiklerini, bunlardan birinin Karadeniz ekosistemi için yeni bir tür olduğunu bildirdi.

BM Çevre Programı'nın (UNEP) verilerine göre, açık denizlerde kilometrekarede ortalama 13 bin plastik bulunuyor ve deniz akıntıları aracılığıyla bu plastikler dünyanın her köşesine dağılıyor. Plastikler artık denizler ve okyanuslardaki organizmalar için bir yaşam alanı oluştururken, plastik atıkların yüzeyinde ve içinde yaşayan mikroorganizma topluluklarını ifade eden bu ekosistem "plastisfer" olarak adlandırılıyor.

Türkiye'de ilk kez Karadeniz'de bulunan plastiklerin üzerindeki türlere ilişkin araştırma yürüten Prof. Dr. Aytan, AA muhabirine, sadece kıyısı bulunan 6 ülkenin değil büyük nehirler dolayısıyla, gelişmiş 16 Avrupa ülkesiyle birlikte toplamda 22 ülkenin drenaj alanı Karadeniz'in, plastiklerin aşırı tüketimi ve yanlış yönetimi nedeniyle kirliliğe karşı çok savunmasız olduğunu söyledi.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Yönetim Kurulu üyesi de olan Aytan, Karadeniz'in önemli bir balıkçılık alanı olduğunu belirterek, "Plastiklerin üzerindeki yaşamı araştırmak istedik çünkü Karadeniz sıcak bir alan, plastik kirliliği gün geçtikçe artıyor. Burada avlanan ticari balıklarda ve omurgasızlarda ciddi miktarda mikroplastik raporluyoruz. Bu plastiğin üzerindeki canlı grupları neler? Karadeniz'e girdiği andan itibaren ne şekilde davranıyor? Bu canlılar istilacı ve patojen barındırıyor mu? Plastiğin davranışında etkileri var mı? Bunu anlamak istedik." dedi.

iki otomobilin çarpıştığı kazada 5 kişi yaralandı
iki otomobilin çarpıştığı kazada 5 kişi yaralandı
İçeriği Görüntüle

Araştırma kapsamında deniz dibinden farklı tipte çoğu tek kullanımlık plastiklerden oluşan örnekler toplayıp laboratuvar ortamında incelediklerini anlatan Aytan, çalışmada ökaryotik yani deniz besin zincirinin temelini oluşturan, oksijen üreticileri olan ancak özellikle azot, fosfor girdisiyle birlikte miktarının aşırı artarak kontrol edilememesi nedeniyle müsilaj oluşumuna da yol açtığı düşünülen fotosentetik canlılar tespit ettiklerini aktardı.

- "Bazıları zararlı ve aşırı artış gösterebilecek türde organizma"

Aytan, 11 farklı polimer içeriğinde 46 plastik incelediklerini belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"55 adet ökaryotik mikroorganizma belirledik. Bu mikroorganizmalardan bazıları plastisfer komüniteleri için ilk kez raporlandı. Bu çalışma plastisfer ile ilgili Türk denizlerindeki, Karadeniz'deki ilk çalışma. Plastiklerin üzerinde bulduğumuz organizmalardan biri Karadeniz ekosistemi için yeni raporlanan bir tür. Tespit ettiğimiz türlerden bazıları da zararlı ve aşırı artış gösterebilecek türde organizmaydı. Bunların da plastikle yayılımı ve miktarlarının artıyor olması, ekosistem açısından önemli bir bulgu çünkü plastik kirliliği her geçen gün artıyor. Bu türlerin birçoğu aslında dipte bulunması, bir taşın, bir makroalgin üzerinde olması gerekirken, plastiklerle deniz ekosisteminde hareket halindeler."

Geçmişte Karadeniz'e girmiş bazı istilacı türlerin yerel balık türlerinin popülasyonunu olumsuz etkilediğini hatırlatan Aytan, "Boğazlar aracılığıyla Akdeniz'den Karadeniz'e istilacı tür taşıma potansiyeli olan bir plastik kirliliğinden bahsediyoruz ve biz bunun önüne geçemiyoruz. Tıpkı otostop yapar gibi bu türler plastiğin üzerine tutunuyorlar, gelişmeye başlıyorlar, başka türler için katmanlar ve zengin bir ortam oluşturuyorlar." diye konuştu.

Denize ait olmayan plastik materyallerin üzerinin zengin bir canlı topluluğuyla kaplı olduğunu ifade eden Aytan, bu nedenle deniz canlılarının bu plastikleri yanlışlıkla tüketerek bünyelerine alabildiklerine değindi.

Her plastiğin farklı plastisfer topluluğuna sahip olduğunu dile getiren Aytan, "Organiğe karşı sentetik. Denizde olması gereken, oraya ait habitatların yanına şimdi bir yenisi eklendi. Bunun ismi plastisfer. Yani denize ait olmayan sentetik yaşam alanı. Bu yaşam alanı, yüksek çeşitlilikte canlı ihtiva ediyor ve bu canlılar sürekli olarak denizler arasında, akıntılar, kanallar, boğazlarla birlikte taşıyor. Yani gezer, sentetik, yeni yaşam alanı. Sınır tanımaz plastiklerin üzerindeki canlıların yolculuğu." dedi.

Plastisferin patojenleri ve istilacı türleri barındırdığını ve bu türlerin plastiğin denizdeki davranışıyla da yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Aytan, şöyle devam etti:

"Plastikler denizde sonlandığında çok kısa bir süre içinde üzerinde bir canlı tabakası oluşmaya başlıyor, bir film oluşmaya başlıyor. Bu, bakterilerle başlayan bir süreç. Katman katman onlarla birlikte ökaryotik mikroorganizmalar daha sonra birçok deniz canlısının larvası ve erişkin halinin de katılımıyla zengin bir biyoçeşitliğe ev sahibi yapıyor. Özellikle plastisfer oluşumu, plastiğin türüyle, rengiyle çok ilişkili."

Bakterilerin birçoğunun plastiğin aşınmasına neden olurken bu plastiklerin üzerindeki plastik katkı kimyasallarının da denize karıştığına dikkati çeken Aytan, canlı bir tabaka olan plastisferin öncelikle plastiğin ağırlığını etkilediğini, üzerinde bu canlılar geliştikçe batmaya başladığını ve giderek artan canlı birikimiyle plastiğin üzerindeki kirletici birikiminin de arttığını kaydetti.

Aytan, ortalama ömürleri 12 dakika olan ancak küresel ölçekte sadece yüzde 8'i dönüştürülebilen tek kullanımlık plastiklerin kullanımından kaçınılması, mevcut plastiklerin ise yeniden kullanılması ve sonrasında geri dönüştürülmesi tavsiyesinde bulundu.

Kaynak: AA