Murat KAYIŞ – Adıyaman Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda “Barış Hakkı, Demokratik Yaşam” konulu bir panel düzenlendi. Barış sürecinin önemli isimlerinden Sırrı Süreyya Önder’in de anıldığı panele ilgi yoğun oldu.

Moderatörlüğünü Eğitim-Sen Adıyaman Şubesi Başkanı Zeynel Polat’ın yaptığı panelde, konuşmacı olarak katılan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Barış Vakfı Kurucusu Hakan Tahmaz, KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz ve Siyaset Bilimci ve İnsan Hakları Savunucusu Fatma Bostan Ünsal tarafından Türkiye’nin içinde bulunduğu süreç ve gelinen son durum değerlendirildi.

Saygı duruşunun ardından başlayan panele, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl ve İlçe örgütleri, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Panelde açılış konuşmasını yapan, Eğitim-Sen Adıyaman Şubesi Başkanı Zeynel Polat, Barışı konuşacağız. Ama buna geçmeden önce barışın elçisi olarak andığımız rahmetli Sırrı Süreyya Önder yoldaşımızı tekrar buradan rahmet, sevgi ve minnetle anıyoruz. Şunun sözünü de veriyorum Sırrı yoldaşa, hep söyledik bu topraklara bir gün barış mutlaka gelecek. Ama bu barış, geç olmadan bir an önce gelebilmesi için de hepimizin elini taşın altına koyması lazım diyorum” ifadelerine yer verdi.

“Barış Süreci, Belirsizlik İçerisinde İlerleyemez”

AK Parti’de Yeşil Dönüşüm ve İklim Farkındalığı Anlatıldı
AK Parti’de Yeşil Dönüşüm ve İklim Farkındalığı Anlatıldı
İçeriği Görüntüle

Barış Vakfı Kurucusu Hakan Tahmaz ise, barış sürecinin bir belirsizlikle ilerlediğinin altını çizerek “Barış sürecini çok tartıştık. Üzerinden düzenleme zamanı geçiyor. Neden geçiyor? Bu iş, bu kadar belirsizlik içinde izlemeyle yani toplumsal dinamiklerin izlediği bir süreçle; ya ne oluyor, ne gidiyor, gidelim bakalım, görelim diye de olacak bir süreç değil. Şimdi ortada çözüm sürecini, bu süreci başlamasına yol açan nedenleri üzerinde düşündüğümüzde aslında Jackson'ın cevabını vermiş olalım: Bir kez bir demokratikleşme ihtiyacı ile barış, -bizim anlamımızda evrensel bir değer olan- yaşamın özü olan bir arada barış hakkını tanıma süreci ile hareket edilmiyor. Esas olarak güvenlik gerekçesiyle, bir Kürt meselesini, Kürt sorununu bir yola koyma ihtiyacından bahsediyorum. Burada da tamamen güvenlik eksenliğine giriyor; hem Suriye'deki hem de Türkiye'deki güvenlik eksenliği. Bununla ilgili İkinci Yüzyıl’da Cumhuriyet’in Birinci Yüzyıl’daki gibi devam edip, diyalog edileceği açığa çıktı. Kürt mücadelesi, demokratik yaşam, küresel yaşam, bölgesel yaşam, açığa çıktı. Böyle olunca, güvenlik eksenli bir süreç öngörüldüğü için devlet tarafından burada bir tutarlılık arayamayız. Yani tutarlığı merkeze alamayız” ifadelerini kullandı.

Meclis’te Oluşturulan Ama Demokratik Olmayan Bir Komisyon Bulunuyor”

Barış sürecine yönelik oluşturulan komisyonun demokratik olmadığını belirten Tahmaz, “Merkeze alınabilecek asıl mesele; demokrasi ve barış hakkı savunucularının barış fikrinin Kürtler ile eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamak üzerine güvenilir olmalıdır. Bu güvenlik eksenli politikalardan uzaklaşmayı sağlayabilecek olan esas unsurun bu olduğunu kanıtlanıyor. 27 Şubat Abdullah Öcalan’nın yapmış olduğu çağrının ruhunun da ben esas olarak burada olduğunu düşünüyorum. Sırrı Süreyya Önder’in hastalanmadan bir ay önce Mezopotamya Ajansı'na verdiği bir röportaj vardı, kısa bir röportaj. Bizim mahallede, “Öcalan neden bu işi başlattı, AK Parti ne yapmak istiyor? AK Parti yine Kürtleri mi kandıracak?” söylemlerinin gibi çok yaygın olduğu dönemde Sırrı Süreyya Önder şu cümleyi kullandı: “Öcalan Kürdistani olmadığı için değil ama Kürtler’in özgürlüğü kadar güvenliğini de düşünüyor” demişti. Barışın toplumsallaşmasına olan inancımız bu şekilde hareket edebildiyse kazanırız. Bu konuda yeni dönemde önemli fırsatlar çıktı. Bunlardan bir tanesi, Meclis’ te oluşturulan hiç de demokratik olmayan bir komisyon” dedi.

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS