Milletvekili Abdurrahman Tutdere, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin yanıtlaması istemiyle daha önce verdiği soru önergesinde çiftçilere yönelik oluşturulan IPARD programında Adıyaman'ın neden olmadığını, IPARD kapsamına alınması için yürütülen bir çalışma olup olmadığını sormuştu. Bakanlık verdiği cevapta “İllerin mevcut yapısı ve kırsal alanların potansiyeli üzerinden güçlü ve zayıf yanlar tespit edilmiş ve bu değerlendirmelerden sonra IPARD illeri belirlenmiştir” ifadeleri yer aldı.

Bakanlığın cevabını değerlendiren Tutdere, “Şimdi sormak istiyorum, Adıyaman'ın hangi potansiyeli eksik? Tarım arazisi mi yok? İle yatırım getirecek potansiyelde iktidar temsilcisi mi yok? Bir ilçesini ve pek çok yerleşim yerini Atatürk Barajı sularına teslim eden, sürekli baraj ve sulama projesi müjdelenen ancak icraata gelince unutulan Adıyaman, maalesef istemeyi bilmeyen iktidar temsilcileri sayesinde IPARD-2 programına da eklenmedi. Buna karşın büyük ölçüde Atatürk Barajının sularıyla tarım yapılan ve Adıyaman'ı çevreleyen Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Kahramanmaraş ile diğer çevre iller Mardin ve Elazığ IPARD-2 programında yer almıştır. İlgili Bakanlığa yapmış olduğumuz bütün hatırlatmalarımıza ve taleplerimize rağmen Adıyaman yine unutulmuş, desteklenen iller arasına alınmamıştır. Burada bakanlık kadar iktidarın Adıyaman'da bulunan temsilcileri de sorumludur. Gereken baskı yapılsa, çiftçilerimizin talepleri iletilmiş olsa Adıyaman'da çevre iller gibi bu proje kapsamında desteklenebilirdi” dedi.

Tutdere açıklamasının devamında, “Bazı iktidar temsilcilerinin hizmet gelmesi için mücadele etmek yerine çiftçiler için mevcut durum toz pembeymiş gibi açıklamalar yapması da akıllara ‘padişahım çok yaşa' söylemini getiriyor. Son günlerde IPARD programında neden olmadığımızı sorgulayan Adıyamanlılara KKYDP (Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı) can çekişen Adıyaman tarımını şahlandırmış gibi açıklamalar yapılmış olması Adıyamanlı çiftçinin mevcut haliyle örtüşmemektedir. IPARD ile yapılan tesisler ve üretilen ürünler AB komisyonu tarafından incelenip onaylandığı için AB standartlarında oluyor. Dolayısıyla yurt dışına veya aracı şirketlere pazarlanması daha kolay, hibe ve destek oranları da Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi projelerine göre daha yüksek oluyor. IPARD uygulamasında yeni dönemde verilen destek oranları yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişmekte, kadın yatırımcılara projelerinin sıralamasında öncelik tanınmakta, genç yatırımcılara daha yüksek oranda hibe sağlanmaktadır. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi projelerinin ise yüzde 50'sine hibe yoluyla destek verilmekte diğer yüzde 50'si oranındaki tutarın başvuru sahipleri tarafından temin edilmesi istenilmektedir. Özetle IPARD'ın hem AB standartlarında olması hem de yüzde 70 oranına kadar destek veriyor olması gibi özellikleri bu projeyi daha cazip ve ulaşılabilir kılıyor. Bunun yanı sıra aynı kentte hem IPARD hem de KKYDP ile çiftçilere katkı sunulabilmesi mümkündür. Bugün Adıyaman'da IPARD destekleri de olsaydı tarıma yatırım yapacaklar daha çok hibe oranı ve miktardan yararlanarak Avrupa Standartlarında tesisleri ilimize kazandıracaktı. Yatırımdan mahrum bırakılan Adıyamanlı hemşerilerimize şunu hatırlatmak isterim: Hem Kırsal Kalkınmayı Destekleme Projeleri hem de IPARD projesi şehrimizde aynı anda uygulanabilmesi mümkünken iktidar temsilcilerinin bu tavrı nedendir? Takdiri Adıyamanlı çiftçilere, yatırımcılara bırakıyorum” ifadelerini kullandı.