Yaklaşık 7 ay önce 'İhaleye fesat karıştırma' ve 'Belgede Sahtecilik' suçlamaları ile gözaltına alınan ve ardından tutuklanan Suvarlı Belde Belediye Başkanı Ö. Faruk B. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesinde Salı günü görülen davada Ö. Faruk B.  ile birlikte Müteahhit Müslüm K. ve Belediye Fen İşleri Memuru Tevfik Avni A.’da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Sanık avukatların ve Cumhuriyet Savcısının da tahliye talebinde bulunduğu mahkemede, “ihaleye fesat karıştırma” nedeniyle yargılanan şüphelilerin suçlarının vasıf değiştirmesi ihtimalinin doğması üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıkları öğrenildi.

 Mahkeme İleri bir tarihe ertelendi.

AVUKAT GÖĞÜŞ; “ÜLKEMİZDE BAZI DAVALARDA YAŞANAN TUTUKLAMALAR MAALESEF AMACINI AŞMAKTADIR

Dava sonrası görüştüğümüz Avukat Cüneyit Göğüş, yaşanan süreç ve mahkemenin verdiği karar sonrası gazetemize şu açıklamalarda bulundu; “Tutuklama müessesi ülkemizde maalesef ölçüsü kaçan bir işlem durumundadır. Daha doğrusu ülkemizde bazı davalarda yaşanan tutuklamalar maalesef amacını aşmaktadır. Maalesef yerel mahkemeler kanunda düzenlenen tutuklama nedenlerini de aşarak, tutuklama nedenleri olmadığı halde birçok insanı tutuklayarak ceza evine göndermektedirler. Suvarlı Belediye Başkanı Sayın Ömer Faruk Bozdağ’ın tutuklanması olayı da bunun tipik bir örneğidir. Biz tutuklamanın en başından beri tutuklamanın hukuksuz olduğunu, hukuka aykırı olduğunu vurgulamaya çalıştık. Ama maalesef düne kadar bunu mahkemelere anlatmakta zorlandık. Tutuklama kriterleri ceza muhakemeleri usulü kanununda yani CMUK diye tabir edilen kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Mahkemelerin bu sebeplerin varlığını takip etmesi ve bunların dışında tutuklama kararı vermemesi gerekir. Kanun bu olmasına rağmen maalesef mahkemelerde kanunun amacını da aşacak şekilde kanuna aykırı tutuklamaların olduğunu görmekteyiz. Bu Türkiye’nin kanayan bir yarası durumundadır. Hem bölgemizde hem ülke genelinde tutuklamalar, devletin en üst kademesi olan Cumhurbaşkanı ve Başbakanında yakınmasına sebebiyet verecek şekilde ölçüsü aşılarak verilmektedir. Hukuka müdahale olmaması anlamında devlet büyüklerinin tutuklama kurumuna müdahale etmekten özenle kaçındıkları görülmektedir. Ancak toplumda kanayan bir yara durumunda olan hukuk eliyle insanların cezaevinde haksız yere bulundurulmalarının önüne geçilmesi gerekir. Bu husus sadece bizim tespitimiz değil, Türkiye’de hukuku yaşayan, hukukun üstünlüğüne inanan birçok hukukçunun da ortak kanısı durumundadır. Maalesef ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yargılamanın uzaması ve haksız tutuklamalar yüzünden binlerce dosya ile cezalandırılmaktadır. Ülkemizin hem itibarı kaybolmakta, hem de çok ciddi manada ülkemiz tazminat ödemek durumunda kalmaktadır.  Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde Rusya’dan sonra en fazla şikayet edilen ülke maalesef Türkiye’dir. Türkiye, hakkında açılan davaların çok büyük bir kısmından mağdur ve mahkum olmaktadır. Bu kriterlerde göstermektedir ki, Ülkemizde yapılan tutuklanmaların çok büyük bir kısmı hukuka aykırıdır. Adalet Bakanlığı da haksız tutuklamaların önlenmesi için ciddi bir çalışma yürütmektedir. Bu konuda bizde bilgi sahibiyiz. Yerel kadroların bu anlamda gerekli hassasiyeti göstermeleri ve zorunlu olmadıkça tutuklama kararı vermemeleri gerekir. Suvarlı Belediye Başkanı ve 8 arkadaşının 7 aydan beri tutuklu kalması ilçemizde ciddi manada üzüntü sebebiydi. Hukuka inanan insanların bu inançlarının kırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ağır ceza mahkemesinin verdiği karar Sayın Belediye Başkanı ve diğer arkadaşlarının itibarının iadesi anlamındadır. Çünkü tahliye gerekçesi suçun vasfının değişmesi ihtimalle vurgu yaparak verilmiştir. Bu başkanın suçlandığı suçların ortadan kalkacağı veya çok daha basit niteliğe dönüşeceğine, görevi ihmal veya gerekli özeni göstermeme suçlarına dönüşeceği gibi bir ihtimali bizde uyandırmıştır. Bu sevindirici bir gelişmedir. Geçte olsa hukukun adaletin cereyan ettiğini görmek bir hukukçu olarak bizlere mutluluk vermiştir. Bundan sonra adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Her ne kadar adalet mekanizmasında yanlışlar, hatalar olsa da biz vatandaşların adliyelere, adalete güvenlerinin devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.