İHH ile işbirliği halinde yürütülen “Her Evden En Az Bir Torba Un ve Battaniye Yardımı” kampanyası hakkında bilgi veren Ali Deniz, şube olarak ilçe temsilciliklerinin de katkılarıyla bir tırdan oluşan yardımı Adıyaman Valiliği önünde Adıyaman’daki diğer sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yola çıkardıklarını söyledi. Adıyaman Valiliği önünde düzenlenen törende diğer sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla 6 TIR’a yüklenen 3 bin torba un ile 300 adet battaniyenin Suriye’ye doğru yola çıktığını belirten Memur Sen Adıyaman İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz “duyarlı davranışlarından dolayı bütün üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi.

Mart ayında yapılacak olan Müdür Başyardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı sınavı dolayısıyla da açıklamalarda bulunan Ali Deniz, sendika olarak bu sınava girecek üyeler için hazırlık kitabı çalışmasının tamamlandığını ve hafta sonuna kadar bu kitapların şubeye ulaşacağını vurgulayarak sınava girecek üyelere en kısa zamanda ulaştırılacağını söyledi.

Mardin Artuklu Üniversitesi’nin, ‘Kürt Sorunu ve İslam(cılar)’ adı altında panel ve Çalıştay düzenlediğini söyleyen Memur Sen Adıyaman İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz Üniversitenin rektörlük binasında gerçekleştirilen Çalıştay’a katıldıklarını Adıyaman Şubesi olarak katıldıklarını vurgulayarak ““Ötekileştirme, dayatma ve baskı sorunu çözümsüz kılıyor. Sorunlarımızı çözmek için hep birlikte her zeminde sorumluluk almalıyız. Derhal yeni ve özgürlükçü bir anayasa yazılmalıdır. Zemini kardeşlik anlayışı ve ümmet bilinciyle güçlendirilmiş; adalet, hakkaniyet ve hukukla donatılmış eşit ve birinci sınıf vatandaşlık en önemli çözüm olabilir. Bu kapsamda yapılması gereken, eşit vatandaşlık temelli sivil, özgürlükçü, demokratik yeni bir anayasa yapmak olmalıdır” dedi. Ali Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: ““Dün eski devlet bugün PKK asimilasyon yapıyor. Kınıyorum. Çözüm, İslam kardeşliğidir. Hendekler yeni vesayet çukurlarıdır. Asit kuyularından farkı yoktur. Derhal vesayet çukurları kapatılmalıdır. Kürt Sorunu’na dönük çözüm arayışları ve çabaları noktasında bugünden geçmişe doğru baktığımızda da, sorunun çözümle buluşması için fedakârlık yapan, zemin oluşturan, katkı sunmaya çalışan öncü kitlenin de İslamcılar olduğu tarihin kayıt altına aldığı gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Bugün de bu sorunu çözecek yine İslamcılardır.

İçinde bulundukları süreç dahil olmak üzere ırkçı, dışlayıcı, inkarcı, retçi, asimilasyoncu söylem ve eylemlerden her zaman kaçınmak gerektiğini vurgulayan Ali Deniz, “Terörü yöntem olarak kullanan örgüt ve uzantılarının ötekileştirici, dışlayıcı ve zorlayıcı dil politikasına izin verilmemeli, buna karşı devlet ve sivil toplum kucaklayıcı ve çözüme odaklanmış kuşatıcı bir dili benimsenmelidir. Polemikçi siyaset dili ve ötekileştirici vesayet dili yerine ikna edici dil, analiz dili, hukuk dili, diplomasinin dili, demokratik dil ve uzlaşma dili hâkim olmalıdır. Dayatmacı, ötekileştirici, baskıcı bir dil yerine barışın, kardeşliğin, hukukun, adaletin ve çözümün dilini kullanmalıyız. Irkçı dil anayasa başta olmak üzere tüm mevzuattan, literatürden ve eğitim sisteminden çıkarılmalıdır” diye konuştu.