Açılışa, Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, İzmir Köy Kooperatifi Başkanı Neptün Soyer, Kesmetepe Belde Belediye Başkanı Ali Yılmaz, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Şevket Meriç,  Belde Belediye Başkanları, Stk temsilcileri, belde sakinleri ve vatandaşlar katıldı.

Üzüm, pekmez, pestil, mercimek, salça, pul biber, nar ekşisi gibi ürünleri el emeğiyle hazırlayan kadınlar, bir yıl önce Besnili Kadınlar Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi'ni (BESKA) kurdu.

BESKA Başkanı Fatma Candar, yaptığı açıklamada, “Salça ve pul biberleri kendimiz için üretiyorduk. Neden köydeki kadınlar olarak bir kooperatif kurmayalım diye kendimize sorduk. Arkadaşlarımız Gönül Yalçınkaya, Fatma Yılmaz, Emine Eles, Fatma Emre, Seray Aslan ve Sakine Yılmaz ile birlikte neler yapabileceğimizi, nasıl yapacağımızı düşündük. Belediye başkanımız da bize destek oldu ve kooperatifi kurduk. Amacımız sağlıklı gıda tüketimine katkı sağlamak ve kendi ayaklarımızın üzerinde durmak. Doğal ürünleri satarak hem para kazanmayı hem de beldemiz öğrencilerinin eğitimine katkı sunmayı amaçlıyoruz" dedi.

BESKA kurucu üyelerinden Fatma Emre ise, "Ürettiğimiz biberlerin hasadını hep beraber yapıyoruz. Amacımız sağlıklı gıda tüketimine katkı sağlamak ve bununla aynı zamanda girişimciler olarak ekonomik gelir elde etmek. Herkese örnek olmayı amaçlıyoruz" dedi.

Yöresel ürünlerin BESKA sayesinde Türkiye'nin birçok yerine pazarlanacağını söyleyen Başkan Ali Yılmaz, “Kadınlar kooperatifin kurulması için büyük emek verdiler. Kadınların iş hayatına daha çok katılmasının önemli olduğunu düşündüğümüz için belediye olarak biz de onları destekledik” dedi.

Yılmaz, “Bölgemizde önceleri çiftçilik karın doyurmak için yapılıyordu o yüzden de büyük alanlarda ekip yapılmıyordu. 10 dönüm bir alanı işleyen aile kışlıklarını doldurdukları zaman kışı rahatlıkla geçirecekleri için başka bir ekime gerek duymuyorlardı. Bölgemiz iki tane kaynak su tarafından sulanıyor. O zamanlar su o kadar çoktu ki boşa gidiyordu. Daha sonra bir sonraki nesil çiftçiliği devralınca bölgeye traktör geldi. Traktör gelince bu ekilmeyen alanların tamamını ekmeye başladık. Ekmeye başlayınca toprak artık karın doyurmaktan çıktı ve meslek haline geldi. Meslek haline gelince de yükü arttı. Nadasa bırakarak yaptığımız tarımı bu sefer her sene yapmaya başladık. Her sene yapınca da toprak güçsüzleşmeye başladı. Güçsüzleşince bu sefer gübre kullanmaya başladık. Dönümüne 10 kilo ile başladığımız gübreyi bugün 100 kilonun üzerine çıkardık. Ekili alanlar artınca bu kez de zirai ilaçlar kullanmaya başladık. Bunu sürekli yapınca topraklarımız artık kanser olma haline geldi. Kooperatifi kurarken ki amacımız kadınlarımızın önde durmaları ve bizlerin onlara destek vermesiydi.”Dedi

Daha sonra konuşan İzmir Köy Kooperatifi Başkanı Neptün Soyer ise; “ Tarımsal faaliyetlerde ben hiçbir zaman bu beldede olduğu gibi kadın ve erkeğin bir arada çalıştığı başka bir yer görmedim. Biz İzmir Köy Kooperatifi Birliği olarak 114 tane tarımsal kooperatifin üst birliğiyiz. 40 binin üzerinde ortağımız var. Kadın da var, erkek de var ve logomuz bir kadın ve bir erkek el ele. Dolayısıyla buradaki çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Marifet bir olmak, burada bir olunmuş hatta iki olunmuş, çok olunmuş ve daha çok olacağına inandığım için her zaman yanınızda ve sizlerle birlikte çalışmaktan büyük zevk alacağım” şeklinde ifade etti.

Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ise; “Ovacık’ta bu işe ilk başladığımızda en yakınımızdakiler bize gülüyorlardı, bunu başaramayacağımızı düşünüyorlardı. Çünkü bu tarım müdürlüklerinin ve bakanlığının görevi olduğunu belirtiyorlardı. Artık yerel yönetimler de tüm dinamikler yaşadığı alana sahip çıkması lazım. Yoksa elimizden kayıp gider. Sahip çıkmazsak bu topraklar kirlenir, topraklar kirlendiğinde su kirlenir. Yeraltı suları kirlendiğinde ise biz insanlar artık yediğimiz içtiğimiz bütün şeylerde birçok hastalıklarla karşılaşacağız. Eğer toprak, iklim ve su kirlenirse önümüzdeki 15-20 içerisinde spastik ve obez çocuklar doğmaya başlayacak. Yani genetik hastalıklı çocuklar doğmaya başlayacak ve yaşamımız zehir olmaya başlayacak. Bunlar bilinçli yapılıyor. Bu topraklara atılan çok sayıda zararlı ilaç bize kanser olarak dönüyor. Onun için topraklarımıza, sularımıza ve ürettiklerimize sahip çıkacağız. Yani ürettiklerimizi kiminle nasıl paylaşacağımıza bilmeliyiz. Yoksa tüccara, tefeciye verdiğimiz anda o bizim elimizden gider, bu nedenle de üretici ve tüketici mağdur hale getirirler. Din, dil ve ırk farkı gözetmeden bu topraklara sahip çıkmamız gerekiyor. Yaşadığımız bu alanlara sahip çıkmazsak büyük alışveriş merkezlerinin raflarına tabi olacağız ve onların bize dayattığı ürünlerle hasta olmaya devam edeceğiz. Onun için hepimizi bu toprakları korumaya, Türkiye’de ki bütün emekçilerin, ezilenlerin ve üretim gücündeki herkesin kendi topraklarına sahip çıkarak yaşamı daha kaliteli hale getirmesi için çabalaması lazım” diye konuştu.

Program Zeugma Halk Oyunları ekibi gösterisinin ardından BESKA Kooperatifinin açılışı ile son buldu

.