“Bizler Adıyaman yerelinde faaliyet gösteren otuz beş Sivil Toplum Kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu resmi bir Platform olarak çocuk istismarlarını ve cinayetlerini şiddetle kınıyoruz. Bir süredir gündemde olan bu konu insanların ve toplumun vicdanlarını ciddi manada rahatsız etmiştir. Önce Ankara Polatlı da sonrada Ağrı ilimizde meydana gelen çocukların işkenceyle öldürülmesi kabul toplumun vicdanını yaralamıştır. Bu sorun toplum olarak hepimizin sorunudur. Toplumlarda insanlar gibi doğar büyür yaşar ve ölürler. Ancak toplumların ahlak ve maneviyatları, toplumların medeniyetleri ölmezler. Toplumdan topluma aktarılırlar. Bizim asırlar süren ve sürecek olan bir medeniyetimiz vardır. Kutsal değerlerimiz vardır. Bu kadim medeniyetimiz ve değerlerimiz de kıyamete kadar devam edecektir. Yaşanan acı hadiseler toplumumuzda yer alan hastalıklı yerlerdir. Bu hastalıkların öncelikle tedavi edilmesi gerekiyor. Bu konuda Sivil Toplum Kuruluşlarına ve resmi kuruluşlara, iktidara, TBMM de görev alan, kanun yapmakla görevli vekillerimize ayrı ayrı görevler düşmektedir. Biz STK Platformu kuruluşları olarak toplumda yaşayan bireylere sivil inisiyatifle, gerekli dikkat ve hassasiyetleri gözeterek, ahlak ve maneviyatla kadim medeniyetimizi yaşamak, yaşatmak ve bu kutsal değerlerimizi yaymakla mükellefiz. Her STK kuruluşumuz önce ahlak ve maneviyat ilkesi ile çevresindeki tüm bireylerden tek tek sorumludur. Bu bir sivil oto kontrol mekanizmasıdır. Toplum olarak Sivil Toplum Kuruluşlarına düşen vazife budur. Çocuklara karşı yapılan bu acı ve kederli eylemlerin cezaları bakımından da aslında Türk Ceza Kanunu tüm bu hususlarda düzenleme getirmiştir. TCK ilgili maddesi “çocuğa karşı işlenen suç tüm insanlığa karşı işlenmiştir.”  Şeklinde düzenleme mevcuttur. Buradan da anlaşıldığı gibi çocuk; tüm insanlığı temsil etmektedir. Ve toplumun kendisidir. Savunmasız, zararsız, berraktır. Bu berraklığı bulandıran hasta ruhlu suçluların öncelikle gözlem altına alınması gerekmektedir. Bilimsel olarak çocuğa şiddet, cinsel istismar, her türlü istismar ve cinayet uygulayan kişilerin hangi sebep veya sebeplerle bu suçları işlediğinin tespiti ile buna yönelik çözümlerin oluşturulması gerekmektedir. Bu çözümler ile ilgili yasalarda bir eksiklik ve aksaklı varsa daha sonra da bu yasarlın bu çözüm önerilerine uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yine de yasalarımızda çocuk kavramı ve yaşları ile ilgili düzenlemeler vardır. TCK ve diğer yasal düzenlemelerde 0-12 yaş, 12-15 yaş ve 15-18 yaş aralığı düzenlemeler yapılmıştır. Suç türleri ve cezaları da buna göre düzenlenmiştir. Herkes için olduğu gibi çocuk cinsel istismar suçu da TCK madde 103 de düzenlenmiştir. Bu suçlarla ilgili de daha önceki yıllarda sekiz yıla kadar hapis cezası ön gören cezalar şuan da uygulama da sekiz ile on altı yıla kadar verilmektedir. Çocukların istismar edilerek kasten öldürülmesi ise ağırlaştırılmış müebbet cezasına kadar verilmektedir. Geçtiğimiz günlerde de Adalet Bakanımız yeniden ilk fırsatta bu konu ile ilgili yeni düzenlemeler de yapacağını beyan etmiştir. Bu açıklamalar ışığında son günlerde çocukların istismar edilip öldürülmesinden dolayı olayları yapanları şiddetle kınıyoruz. En ağır cezalarla cezalandırılmalarını talep ediyoruz. Acılı Ailelere ve Toplumumuza baş sağlığı diliyoruz.” Dedi. Kamuoyuna saygı ile duyururuz. 05.07.2018