Dişli, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Türkiye’de öğretmenler 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü yıllardır birikerek artan ve çözüm bekleyen sorunlarıyla karşılıyor. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan ve dünyanın çok sayıda ülkesinde her yıl 5 Ekim’de kutlanan Dünya Öğretmenler Günü’nü Türkiye’deki öğretmenler, her gün biraz daha zorlaşan ekonomik, sosyal, mesleki, özlük ve demokratik sorunlarla karşılıyor.

Eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretileceği yerde bu sorunların her yıl katlanarak artması, öğretmenlerimizi olumsuz yönde etkilemeyi sürdürüyor. Çalışma ve yaşam koşullarımız sürekli olarak zorlaşırken, giderek daha fazla sayıda öğretmen farklı statülerde esnek ve güvencesiz çalıştırılarak birbirine rakip haline getirilmeye çalışılıyor. Öğretmenlerin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarının çözülmediği, 400 bini aşkın işsiz öğretmenin atamasının hala yapılmadığı, öğretmenlere asli görevleri dışında işler yaptırılarak angarya çalışmanın dayatıldığı koşullarda nitelikli bir eğitim hizmetinden bahsetmemiz mümkün değildir.

Ülkemizde eğitim sistemi yıllardır çözülmeyen sorunlar, sıkıntılar içindedir. Eğitimin asli unsuru olan öğretmenlerimiz de kalıcı çözümler üretilmeyen sorunlardan doğrudan etkilenmektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi mesleğine küsmüş, yabancılaştırılmış öğretmenler aracılığıyla sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bugün eğitim sisteminde yaşanan sorunların sorumluları, ülkenin dört bir yanında fedakarca çalışan öğretmenlerimiz değil; eğitimin ve öğretmenlerin sorunlarının çözüm taleplerine kulaklarını tıkayan siyasi iktidardır.

Eğitim-Sen üye ve yöneticilerine yönelik soruşturma, baskı ve sürgünler, 13 yıllık AKP iktidarı döneminde daha da yoğunlaşmış; çok sayıda üye ve yöneticimizin en temel sendikal ve demokratik eylemleri soruşturmalara, sürgünlere, gözaltı ve tutuklamalara gerekçe olarak gösterilmiştir.

Öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları yaratılmalı; bunun için de başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmelidir. Kaybedilme noktasına gelen ve hatta kaybedilen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması için, öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarının uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.

Bütün bunların yanı sıra MEB, kamu özel ortaklığı uygulamaları ile eğitim hizmetlerini tamamen özel sektöre açmakta, eğitimde yaşanan piyasalaştırma uygulamalarını daha da derinleştirmektedir.

Eğitim-Sen olarak, sistem tarafından dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm öğretmenlerin birleşik ve örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. Öğretmenler, hem eğitim sisteminden kaynaklanan olumsuzlukları hem de kendi hakları ile ilgili yaşadıkları sıkıntıları sendikaları aracılığıyla çözebilir, alternatif bir eğitim sisteminin oluşturulmasına katkı sağlayabilirler.

Eğitim-Sen olarak, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü öğretmenlerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak görüyoruz. Bu durumun bir gereği olarak, yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi, parasız, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim hakkının yaşam bulması için; özgür ve demokratik bir Türkiye talep eden herkesi Eğitim-Sen saflarında örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.