CHP Adıyaman Milletvekili TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Finansmanının Önlenmesinin Yayılmasına ilişkin Kanun görüşmelerinde CHP Grubu adına söz alan TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, bu yasada Anayasa'ya ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı birden fazla madde olduğunu söyledi.

Milletvekili Tutdere, ““Millet aç iken, yoksullar perişan iken, milletin bu temel sorunlarına çözüm getirecek yasaları getirmeniz gerekirken nereden icap etti böyle bir yasayı getirdiniz? diye sorduğumuzda, bize aynen şunu dediniz: ‘Mali eylem görev gücünün raporu var, eğer biz yıl sonuna kadar bunu getirmeseydik Türkiye gri listeye girecekti.' Baktık, evet böyle bir rapor var. Raporu incelediğimizde raporda yaklaşık 40 maddelik başlıklar halinde ülkemize tavsiyeler var. Bu raporun 12'nci maddesinde siyasi nüfuz sahibi kişilerin mal varlıklarına ilişkin de tavsiye kararı var. Açtık, baktık teklife; bu teklifte siyasi nüfuz sahibi şahıslara ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Biz sorduk: ‘Neden bunu koymadınız?' Cevap yok. Büyük ihtimalle, iktidar sahiplerinin gerçekten açıklamaktan korktukları mal varlıkları var da herhalde ondan koymamışlar” dedi. Bu kanun teklifi Türkiye'yi gri listeye koymaktan kurtarır mı onu bilemem ama şundan emin olun, milletimiz sizi kara listenin başına yazmış durumda, bundan kurtulamayacaksınız. Bu teklifte Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere aykırı birden fazla madde var. Ben bir avukat olarak, yıllarca savunma görevi yapan bir savunman olarak, özellikle bu kanunun 20'nci maddesinde yer alan avukatlara şüpheli işlemleri bildirme sorumluluğuna ilişkin düzenlemeyi gerçekten hayretle karşıladım. Bu düzenleme, bağımsız savunmayı temsil eden, demokrasiyi, hukuku savunan avukatları gerçekten itibarsızlaştıracak ve avukatların mesleğini kanuna uygun olarak yerine getirmelerine engel olacaktır” dedi.

Tutdere, “35'inci maddeye bakıyoruz, yapılan bütün işlemler resmî dairelerde yapılacak işlemler. Peki, devletin resmi dairelerinde yapılacak şüpheli işlemleri zaten devletimizin polisi, jandarması, MİT'i, diğer kamu kurumları zaten haberdar. Siz neden illa avukatı da bu sorumluluğun içine sokuyorsunuz? Avukatlara böyle bir yük yüklüyorsunuz? Avukatların zaten yükü yeterince var çünkü iktidarınız döneminde avukatlar demokrasiyi, hukuku, insan haklarını savunmakla zaten yeteri kadar yoruluyorlar. Bunun yanında ekstra avukatı ihbarcı konumuna sokacak, avukatın müvekkiliyle güven ilişkisini sarsacak bir pozisyona düşürmeye neden ihtiyaç duydunuz? Sorduk, dedik ki: ‘Arkadaşlar, herhangi bir olumsuz işlemi yapan bir avukat mı oldu?' Yok. Peki, nereden icap etti? Sizin iktidar olarak avukatlarla sorununuz var” ifadelerini kullandı.