Besni 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesince hazırlanan 18 Mart şehitler Günü ve Çanakkale Zaferinin 107. yıldönümü, Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma törenine gerçekleştirildi.

Programa ilçe Kaymakamı Nazlı Demir, Belediye Başkanı Eyyup Mehmet Emre, İlçe Emniyet Müdür Vekili İlyas Yarımağa, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Barış Kara, Besni Askerlik Şube Başkanı Personel Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mavi Yıldız, Gaziler, Siyasi Parti başkanları, Kurum amirleri, STK temsilcileri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan programda, açılış konuşmasını okul müdürü Mükremin Özer yaptı. Daha sonra Haci Reşit Camii kuran kursu öğreticisi Mustafa Kandemir tarafından Kur'an tilaveti ve dua okundu. Program 15 Temmuz Şehitleri Anadolu lisesi tarafından öğrencilerin şiir okuması, Sinevizyon gösterisi, Orotoryo gösterisi, ve ilçe milli eğitim müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını yürüten müzik öğretmenleri tarafından müzik dinletisi ile devam etti.


Günün açılış konuşmasını yapan 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Müdürü Mükremin Özer şu ifadelere yer verdi; " Gayret ve himmetimiz hedef üzere istikamet kazanır. Hedefi milleti olan bir şahsın gayreti de ona göre olacaktır. Hatta o şahıs tek başına bir millet olur. Var mı misali? Dön kendine, tarihe bak. Mart ayına girdiğimizde hatırladığımız, daha doğrusu hiç unutmayacağımız tablolardan birisi de Çanakkale'dir.

Çanakkale bugünün selameti için o gün canı pahasına memleketini, imanını, namusunu savunanların ismidir. Var olalım diye şahadetle gayb perdesi arkasına geçenlerin resmidir. İp kopmasın, gemi batmasın, dağ sarsılmasın diye himmeti ali kılanların şahadetidir. Çanakkale gibi tarihin dönüm noktalarından biri, bütün gerçekliği ile karşımızda durmaktadır. Çanakkale mahşerin bir provasıdır. Avrupa'nın bütün vahşetini  ve hayasızlığını kustuğu, buna rağmen 'Asım'ın Nesli'nin yedi iklim-i cihanın karşısında durarak namusunu canı pahasına çiğnetmediği bir çetin kıyamet sahnesi.

Çanakkale Savaşı'nda dönemin nüfusuna göre önemli sayıda genç şehit edilmiştir. Nu gençlerin içerisinde ülkenin geleceğinde etkin rol oynayabilecek münevverler de vardı. Nitekim bir ingiliz general, 'Çanakkale'nin İngilizler açısından en büyük kazancı, Türk milletinin okumuş, aydın kesiminin şehit edilmesi, gençliğinin ve geleceğinin elinden alınmasıdır' demiştir.

Arşivler o kahramanların şahadet vesikalarıyla, veda mektuplarıyla doludur. Duygu dolu mektupları okudukça onların hissiyatlarını az da olsa anlamış oluruz. Kadir oğlu Mehmet çavuş hastaneden cephedeki komutanına yazdığı mektupta şöyle diyordu, ' Muhterem komutanım sağ kolumu kaybettim, zararı yok sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni üzen şey yaramın kapanmamasından dolayı kıtama katılamamam ve düşmanla çarpışamamak. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni maruz görünüz, affediniz, muhterem komutanım.'

Dün Çanakkale'ye, Yemen'e, Anadolu'ya saldıran İngiliz'i, Fransız'ı, Yunan'ı, Avusturya'lısı, Anzak'lısı bugün ise farklı isimlerle ve maskeler altında, sosyal medya ve farklı yollardan gençlerimizin, çocuklarımızın milli ve manevi değerlerine saldırmaktadırlar. Dün Diyarbakırlı, Erzurumlu, Filistinli, Musullu, Kastamonulu hep birlikte omuz omuza Çanakkale geçilmez! dediğimiz gibi bugün de hep beraber Milli ve Manevi değerlerimizi korumayı birinci önceliğimiz yapıp bu yolda tüm imkanlarımızı seferber etmeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Şehitlerimizi, Gazilerimizi, Ezineli Yahya Çavuş'u, Müstecip Onbaşı'yı, Seyit Onbaşı'yı, Anzaklı Ömer'i, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'yı, Cevat Paşa'yı, Şehadet Anıtı olan 57. Alay'ı, Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı rahmet ve minnetle anıyoruz" dedi.

Daha sonra konuşan İlçe Kaymakamı Nazlı Demir ise şu ifadelere yer verdi; " Bugün, Türk'ün ulusal savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi'nin 107. yıldönümünü kutlamanın ve mukaddes vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü'nü idrak etmenin onurunu ve gururunu yaşamaktayız. Çanakkale Zaferi; dünya literatüründe bir dönüm noktasının yaşandığı, olayların akışı üzerinde Türk Milletinin belirleyici ve aktif bir tol oynadığı ve de Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, Yüce Türk Milletinin Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahramanlık ve fedakarlıklarının doruk noktasına ulaştığı bir azmin mücadelesi olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen ve gemileriyle Çanakkale boğazını geçip İstanbul'u almak isteyen düşman kuvvetlerine karşı kahraman ordumuz, Çanakkale Boğazı'nda aylar boyunca devam eden bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 300.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlarda, düşman donanmaları çok ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale savaşlarının denizle ilgili kısmı, 18 Mart 1915 tarihinde düşman gemilerinin Türk topçusu karşısında ağır kayıplar vermesiyle sonuçlanmıştır.

Çanakkale boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşman kuvvetleri, bu kez topraklarımıza karadan girmeyi denemişler, böylece İngiliz, Fransız, Avusturalya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait ve anzak adı verilen askeri güçler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma yapmaya başlamışlardır. Böylesi bir günde cephanesi biten askerlerine karşı 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal 'Süngü Tak' emrini vererek yıllarca Türk Milletinin hafızasından silinmeyecek olan, 'Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir' sözlerini söylemiştir. Böylece o güne kadar tarihin en büyük siper savaşı başlamış ve uzun süren mücadeleler sonrasında ise bu gün Anadolu topraklarında bağımsız olarak yaşamamızı sağlayacak olan büyük bir zafer kazanılmış ve parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitmek zorunda bırakılmıştır.

Değerli Besnililer, nitekim yakın zamanda 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan hain darbe girişimi ve sonrası yaşananlar ile iradesine ve bağımsızlığına kast eden, kökleri dışarıda bulunan terör örgütlerine ve işbirlikçilerine karşı kahraman milletimizin, o dönemde olduğu gibi, yine yek vücut olup canını siper etmekten bir an bile tereddüt etmediğine bir kez daha şahit olduk. Zira bu millet vatan, bayrak ve istiklali söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan ölüme atılabileceğini, yüzlerce yıllık tarihi boyunca defalarca ispat etmiştir.

Çanakkale zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da kutladığımız bu anlamlı zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki, temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Gençliği ve tüm Türk ulusu tarafından en kutsal emanet olarak müdafaa ve muhafaza edilecektir. 

Bu duygu ve düşüncelerle, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu mücadeleye iştirak eden büyük Türk ordusunun kahraman mensuplarını onu her şeyi ile destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, ruhları şad olsun diyorum" dedi.

Düzenlenen program sonrasında katılımcılara ve misafirlere hoşaf ikramı yapıldı.