Merinos’un ve Mimarının Başarı Öyküsünün anlatıldığı “Besnili Bilge” isimli kitabın yazarı Aysun Öner, Merinos’un kurucusu ve onursal başkanı rahmetli Mehmet Erdemoğlu’nu ve yazdığı kitabı özetleyen konuşmasında   “Mehmet Erdemoğlu, Yaşama Değer ve Güzellik Katan Bir İnsandı” dedi.

Modern bir insan olan Mehmet Erdemoğlu’nu anmak ve yaşam öyküsü üzerine yazılmış kitapla ilgili değerlendirmeler yapan Öner, konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “ Öncelikle Mehmet Erdemoğlu hayatı ciddiye alan bir insandı. Yaşamını günlük gelişmelere ve rastlantılara dayandırmamıştır. Ona göre yaşamak bir sorumluluktu, bir görevdi, ciddiye alınması gereken bir işti, daha çocuk yaşlarındayken bunun bilincinde olarak davrandı.

DÜNYAYA GELİŞİNİN VE VAR OLUŞUNUN DEĞERİNİ BİLENLERDENDİ

Çok kıt olanaklarla ama büyük işler başarmak için gelmişti dünyaya. Bu nedenle çok küçük yaşlarda bile azmin ve disiplinin sağlayabileceği değerlerin peşinde oldu hep, çok çalıştı, çok yoruldu, yaptığı işin en iyi ve en doğru biçimde yapmaya çalıştı. 

DOĞRULUK HER ZAMAN YARDIMCIM OLDU DİYE SÖYLERDİ

Bunun için özen gösterdi. Ulaştığı başarılardan sonra bir gün kendisi şunları söyleyecekti ‘Doğruluk her işimde benim yardımcım oldu.’ Çinliler birisi öldüğü zaman, öldü sözüyle duyurmazlarmış, yaşadı diye duyururlarmış ölenin arkasından. Bu sözü herkes için kullana bilir miyiz? Bu sözü bence yalnızca yaşama değer katan kişiler için kullanmalıyız. Yaşadı! Diye bilmek her göçenin arkasından söylenebilecek bir söz değil.

ÇEVRESİNE ANLAMLI İZLER BIRAKAN BİR KİŞİYDİ

 Mehmet Erdemoğlu anlamlı ve verimli bir yaşamı geride bırakarak bu dünyayı terk eden kişilerden biridir. Ve çevresine anlamlı izler bırakan bir kişiydi. Onun yaşamı gerçek anlamda bir başarı öyküsüdür. Bu yaşamdan çıkarılacak derslerin ise insanlara ulaştırılması gerekir. İşte özü budur kitabın, özellikle geç kuşaklara ulaştırılması gerekir bu kitabın onu tanımalılar. Yalnız bir başarı öyküsü değil, bir umut kıvılcımıdır Onun yaşamı. Sıfırdan başlayarak zirveye ulaşmış bir insanın macerası vardır. Yani dürüstlükle çok çalışarak zirveye ulaşılabileceğinin umudu vardır. Bu yaşam öyküsü bende yapabilirim duygusu yaşatacak bir maceradır. O bunca zorluklar içerisinde o noktadan başlayıp bu kadar yükseklere ulaşabilmişse ben niçin yapmayayım, ben neden ulaşamayayım duygusu, düşüncesinin ortaya çıkarılmasına çalışıldığı bir kitaptır bu. Umut yolunda yürümenin yılmamanın alçak gönüllülüğün, hoş görünün değerini gençlere değil bütün insanlara anlatılmalıdır. Öncelikle toplumun zenginlerine, iş adamlarına paylaşımın değeri yansıtılmalı, verdiklerinin nasıl çoğalarak geri dönüş yapabileceğini gösterilebilir. Bir kişinin bir kenti hatta bir yöreyi nasıl kalkındırdığını. İşte Bu kitap bunları başarmaya çalışıyor. Mehmet Erdemoğlu’nun yaşamını dayandırdığı ilkeler açısından bakıldığı zaman da Besnili Bilge kitabının yazılış amacı daha net ortaya çıkıyor. Anadolu’nun toprağına havasına sinmiş bulunan bazı kültür hazinelerinin düşünce birikimi olan ince duyuşlu, derin düşünceli tüm insanlar gibi Mehmet Erdemoğlu’da bu kültür hazinelerinden nasibini almış kişiydi. Mehmedilik gibi, Bektaşilik gibi, ahilik gibi nice sınırsız kültür hazinelerinin kaynaklandığı bu topraklarda. O bunların hiçbirisine mensup olmadan, bu düşünce sistemlerinin hiçbirine tek başına seçmeden, ortak değerlerini özümsemiş ve bu değerlerin 21.yy’a uzanmasını sağlamıştır.

Haktan inen şerbeti içtik elhamdulullah,

Şol gurbet denizini geçtik elhamdulullah,

 Kuru iken yaş olduk, ayak idik baş olduk,

Kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdullulah

Halimizi hal eyledik,

 yolumuzu yol eyledik,

her çiçekten bal eyledik.

Arıya saydılar bizi,

Şimdi gelelim Mehmet Erdemoğlu’nun insanlığa adanmış yaşamındaki önemli çıkış noktalarına, onu değerli kılan hamlelerle.

Birinci önemli değer ortaya koyduğu Çekme tezgahın da ürettiği savanı sırtına vurarak Pazar arayan bir başlangıcın sonunda, binlerce kişiye iş olanağı sağlayan çalışma ortamlarına dönüştüren elbette ki en büyük çıkış noktası, en büyük görüntü budur.

MEHMET AMCA ÜNVANINI HAK ETMİŞTİR

Bir başka durum Anadolu da özellikle bu yörede kadim zamanlardan beri var olan adı konulmamış bir sisteminin bir babalık sisteminin canlandırılmış olması her başvurana akıl veren, yol gösteren onlara yardım eli uzatan bir sistemi canlandırmış olması yani Mehmet amca ünvanını hak etmiştir. Bu son derece haklı bir unvan olarak verilmiştir kendisine.

MEHMET ERDEMOĞLU ZOR OLANI BAŞARMIŞTIR

Bir başka değer ortaya koyduğu ilkelere saygı göstermek. Yani eylemiyle söyleminin örtüşür durumda olması çünkü bir düşünceyi vaat etmek kolaydır. Şunu söyle yapın demekte kolaydır ama bunu uygulamak bunu yaşama geçirmektir zor olan. Mehmet Erdemoğlu zor olanı başarmıştır. Başlangıç noktasını hep aklında tutmaktı. Geçmişini yansıtmadan ailesine ve kentine bağlı kalmak. Serbest ulaştığı noktalar Onu başlangıç noktasındaki insan olmaktan alı koymamıştır.

“BENİMMİŞ GİBİ GÖRÜLEN BU SERVETİN BİR KISMI FAKİR FUKARANINDIR NİÇİN BEN TAŞIYIP DA HAMALLIK YAPAYIM.”

Ülkesine, ulusuna, devletine duyduğu bağlılık ve saygıyı her işinde göstermiş olmasıdır. Hayırseverliliği ve kendini yetiştiği topluma karşı borçlu görmesi öyle bir borç ki ödeye ödeye bitiremiyor. Ben beni yetiştiren, bana kaynak olan bu topluma, bu insanlara karşı borçluyum düşüncesiyle hareket ediyor. Hatta şöyle bir söz kullanıyor. ‘Benimmiş gibi görülen bu servetin bir kısmı fakir fukaranındır niçin ben taşıyıp da hamallık yapayım.’böyle bir anlayışı var. Bir başka değeri hiçbir partiye, hiçbir tarikata, hiçbir guruba girmemiş olmasıdır. Yani bağımsız bir insan olması yani gücünü, sırtını hiçbir güce dayamamış olması bunlar onu büyük kılan özelliklerdir.

SAĞLIĞA BÜYÜK ÖNEM VEREN EĞİTİM SEVDALISI

Bir başka önemli özelliği de eğitime ve sağlığa verdiği önem. Ateşli bir eğitim sevdalısı ve çok titiz bir sağlık gözlemcisidir.

 Tüm bu değerlerin üzerine kurulmuş olan bir sistem ise sanayileşmeyi, markalaşmayı ve dünya markası olmayı getirecektir. Merinos işte bu nedenlerle bir dünya markasıdır.

 Kitapta arka planda bozkır rüzgarında dalgalanan küçük bir kentin yani Besni’nin sonsuzluk için de ki titreşen ışıkları verilmiştir. Yani bir zaman ve mekan vardır burada. 20 yüzyılın uzunca bir bölümü ekonomik, sosyal ve kültürel olaylarıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Bütün bunlar zamanın aynasında yansıtılmak istenmiştir. Ve bu olaylar irdelenmiştir toplumsal olarak ekonomik olaylar, eğitim anlayışı, aile anlayışı bir yüzyıl içerisindeki bu değişim irdelenmeye çalışılmıştır. Kervanlarla, sandallarla, kara trenlerle, kamyonlarla yapılan yolculuklarla yaşam bunlarla geçmiş ve yoğrulmuştur. Türkiye’de değişen yaşam koşulları, anlayışlar ağaç altlarında, yol kenarlarında gecelemeler. Hanlarda geçirilen geceler, senetsiz sepetsiz sadece güven üzerinde yapılan ticaret. Çocuk yaşta üretimin bir barçası olmanın kazandırdığı sorumluluk duygusu bugünkü aile ve eğitim anlayışıyla karşılaştırmalar yapılabilir. Bütün bunlar sergilenmeye çalışılmıştır. Ancak tekrar söylemek gerekirse kitapta asıl ortaya çıkarılmak istenen olgu ülkemizin değerler sisteminin Mehmet Erdemoğlu gibi insanlık örneğine ortaya çıkarmasından duyulan kıvançtır”, dedi.