Ziyaretlerden duyduğu memnuniyeti dile getiren Anadolu Sakatlar Derneği Besni Şube Başkanı Ömer Arslan, dernek olarak engelli arkadaşlarının her şeye rağmen yaşama sevincini kaybetmemesi için canla başla mücadele ettiklerini söyleyerek, herkesin birer engelli adayı olduğunu belirtti.

Başkan Arslan; "Biz Dernek olarak 2004’ten bu yana engelli arkadaşlarımızın sorunları dinlemeye ve onlara yardım etmek için elimizden gelen çabayı sarf etmeye gayret ediyoruz. Bugüne kadar 3000'e yakın tekerlekli sandalye, akülü, motorlu ve motorsuz araç, ortez, protez, lazımlık, kabartma kitaplar ve koltuk değnekleri dağıttık. Kurumlarımız ve halkımız bizim her zaman yanımızda oldu ve buda dernek olarak bize özgüven kattı. Kurumlarımız ve halkımıza desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Sosyal yaşamda, iş yaşamında kendilerine çok zor yer bulan ve çeşitli güçlüklerle karşılaşan engellilerin farkına varmamız, onlarla birlikte yaşadığımızı unutmamamız gerek.

Ayrıca korona virüsü nedeniyle ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Bu zorlu süreçte de vatandaşlarımız evlerinde kalarak evde kalmanın ne demek olduğunu sanırım anlamışlardır. Vatandaşlarımız ve kurumlarımız ile birlikte el ele vererek engellilerimizi evlerinden dışarı çıkartıp sosyal hayata ve hayatımıza katmamız gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde engellilerimiz de vatanına ve milletine faydalı olmak için aldıkları bu güven ile faydalı olacaktır.

Sadece 10-16 Mayıs engelliler haftasında hatırlayarak, sosyal medyadan birkaç paylaşım yaparak değil, yaşamın her alanında onların sorunlarına çözüm üretebilmek için uğraşmalı ve hayatın kenarında bırakmamalıyız.

Toplumun engellilere karşı geliştirdiği iki farklı tutum var. Bunlar acımak ve dışlamak. Acıma duygusu, iyi niyetten kaynaklanıyor. Örneğin, toplu ulaşım araçlarında engellilere yer veriliyor. Karşıdan karşıya geçerken yardım ediliyor ya da bir miktar para veriliyor. Çoğu zamanda içimizden 'Allah yardım etsin' diye geçiriyoruz.

Diğer bir tutum ise dışlamak. Bazı insanlar, engelli gördüğünde oradan uzaklaşıyor. Anne babalar çocuklarına, sakın o çocuğa yaklaşma diyor. Bu gibi durumlar ve dışlama, engellinin özgüven kaybı, içe kapanma, mutsuzluk ve utanma gibi duygular yaşamasına neden oluyor. Acınmak ve dışlanmak, bireyde ruhsal açıdan sorunlar oluşturabilir.

Türkiye'de, engelli asansörleri, engelli olmayanlar tarafından kullanıldığı için engelli bireyler bu asansörlere binmekte zorlanıyor. Engelli araç park yerlerine, engelli olmayanlar tarafından araç park edilebiliyor. Engelliler için yapılan yollara özen gösterilmediği için, kolaylıktan ziyade zorluklar oluşabiliyor. Kaldırımlarda engelli rampalarının önlerine araç çekildiği için, engelli bireyler kaldırımdan inerken zorlanabiliyor. Engelli olmak tercih değil, bir sonuç. Doğuştan olabileceği gibi sonradan kaza, hastalık gibi durumlarla da oluşabilir. Bu nedenle hepimizin birer engelli adayı olduğunu unutmamamız gerekiyor.

Engeli bireylerinde kendini ifade edebileceği alanlar vardır. Önemli olan bu alanların tespit edilip onun üzerinde çözüm üretmek olmalıdır. Biz dernek olarak elimizden geldiği kadar engellilerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için faaliyet ve çalışmalar yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Yıllardır engellilerimizin sorunlarının nispeten de olsa hafiflemesi yolunda mücadelemiz devam ediyor.

Bu duygu ve düşüncelerle engelli kardeşlerimizin önündeki tüm engellerin ortadan kalktığı günleri hep beraber görebilme ümidiyle, engellilerimize ve ailelerine sağlık, mutluluk ve engelsiz bir dünya diliyor, 10-16 Mayıs Engelliler Haftasını kutluyorum" dedi.