Tarım ve Orman Bakanlığı kütüphanesinden 1931 yılına ait olan, birinci ziraat kongresinde açıklanan rapor doğrultusunda Antepfıstığı'nın dünyada ilk olarak Besni'de üretildiği resmi belgeler ile kanıtlanmıştır.

1931 Yılında Tarım ve Orman Bakanlığı ziraat kongresi ihtisas raporunda alınan karar şu şekilde; " Mense ve mintakası, Beynennas Şam fıstığı denilen mezkür  fıstık Şam'da bulunmadığı halde galat olarak Şam fıstığı tabir edilmektedir. Buna yegane sebep vaktiyle Halep vilayetine merbut ve esasen fıstık menşei bulunan Antep, Rumkala, Besni kazalarındaki fıstık mahsulünün Sariye tüccarlarının marifetile kainatın her tarafına sevk ve fıstık ticaretinin ahz ve itası sırf Suriye tüccarlarına münhasır olduğundan dolayı Şam fıstığı denilmiştir. Hakikati halde Şam'da bir tek fıstık ağacı yoktur, yalnız son zamanlarda Halep merkezine münhasır olmak üzere cüzi miktarda yetiştirilmiş ve hali hazırda çoğalmasına ehemmiyet verilmektedir.

Ağacın menşei: Asya'nın Suriye kıtası olup birinci defa olarak (Vi tellus) tarafından İtalya ve ondan Fransa'ya  Provans ve Langadok eyaletlerine nakledilmiş olduğu rivayet olunmaktadır. Elyevm Cenubi Avrupa'da en ziyade İspanya, İtalya, Provans, ve Sicilya taraflarında mezru bulunmakla beraber Afrika sevahilinde Tunus, Cezair, ve Mısırda dahi tek tük bazı fıstık ağaçlarına tesadüf olunmaktadır.

Türkiye'de oldukça mühim miktarda fıstıklıklar mevcut olmakla beraber, nefsi Antep, Rumkala kazalarında adedi milyonlara bağlı olan cesim fıstıklar mevcuttur. Yapılan tahkikata ve icra edilen ariz ve amik tetkikatı acizaneme nazaran mezkür ağacın menşei Antep. Rumkala kazası olduğuna şüphe olmasa gerektir. Çünkü keyfiyet bütün asarile ayan ve aşikárdır. Fistik ağacı (Anacardiacée) fasilesine mensup sanaiyül mesken ve vasat cesamette bir ağaçtır. Kökleri amudi ve müteşaup olup toprağın derin tabakalarına kadar nüfuz ederek mevaddı gidaiyeyi taharri ve tedarik eder. Gövdesi esmer renkte olup, boyu 1-5 metreye kadar irtifa peyda eder, ağaç kendiliğinden kase şeklini alır, evrakı parlak koyu yeşil renktedir.

Ezharı: Basit bir salkım variyetindedir, dişi ağacın salkıma uzun ve müteşaun olduğu halde, erkek ağacın salkımı kısa ve basit olup bir nevi erkek ağaçların çiçeği dahi püsküllü olur.

Meyvesi: Badem tanesinden biraz ufak olup bademden daha yuvarlak ve bir tarafı daha ziyade müsattah, diğer tarafı muhaddeptir. Haricen kırmızı veyahut beyaz kırmızımtırak veyahut büsbütün bir gişa ile mestur olup kabuğundan ayrıldığında sert ve haşebi iki kanat muhafaza durumunda fıstık içi mahfuz olup kemale erdiğinde eksriya bu haşebi muhafaza ucundan ikiye ayrılmış yarım açık bir vaziyette bulunmaktadır. Yeşil renkte olan fıstık içi dahi tekrar alacalı koyu kırmızı bir zarla mestur olup gayet yağlı ve tamamı lezizdir.

İklim Ekalimi mutedile ve nimharrede yetişir bir ağaçtır, hususile cenubia nazir kayalık, az kurak, sıcak marezlerde gayet güzel mahsul verir, yalnız ilk baharın ziyadesile devamlı yağmurları müteakip zuhur eden don kırağı, o senenin mahsulü üzerine pek çok tesir eyledikleri gibi nisan ayı zarfında henüz çiçekte iken durgun sıcaklardan ziyadesi ile korkar ve ekseriya silkme ve kavrulma hastalıklarına ducar olarak mahsulden mahrum kalır. Aynı zamanda böyle fena havalar fiyli ilkahın ademi vukuuna mebni teşekkül eden fıstıkların içi boş kalır; bu gibi fıstıklara hura tabirince fıs denir.

Mevkii: Fıstık gars olunacak mahalde toprağın nevinden ziyade o mahallin vaziyeti mevkiyesi nazarı itibara alınmalıdır. Fıstık ağacı yüksek yerlerden fazla mail araziden hoşlanır düz, yerlerden iyi olur, fakat rutubetten hoşlanmaz, onun içindir ki, Antep, Rumkale, Besni kazasının bir çok tepe ve yamaçları ormanlık teşkil etmekle zemini süslemiştir.

Toprağı: Toprak noktai nazarından o kadar müşkülpesent bir ağaç değildir. Hafif kumlu, kireçli, çakıllı, granitli, marunlu, sıcak az kuru topraklarda alelhusus kireci fazla beyaz (Bayır) tabir olunan mahallerde fevkalade hoşlanır. Ve çabuk meyva verir, ağaç fazla boylanmaz, fakat teşeup eder, hadidi topraklardan o kadar hoşlanmaz. Bu gibi topraklarda yetişen ağaç fazla boy peyda etmekle beraber pek geç meyvaya yatar. Hatta denilebilir ki, bu gibi yerlerde yetişen ağaçlarda dikildiği tarihten itibaren ancak 25-30 senesinde arzu olunduğu şekilde hasılat alınır. Sebebi kuvvetli topraklarda fazla boy peyda edip dal ve bedene kuvvet verilir. Ve meyva ciheti ihmal edilir. Tam beden kabuk bağlayıncaya kadar, tabiri diğerle ağaç dal ve budak vermekten vazgeçtiği zaman hasılat belagan ma belag elde edilir; fakat beyaz serin yamaç topraklar kadar kat'iyen faide bahşetmez. Beyaz kireçli çorak yerler fıstık için çok mükemmel topraklardır. Hiç bir nebatın ve ağacın kabul etmediği bu gibi kireçli beyaz topraklar fıstık için yaratılmış bir topraktır. Mübalağa olmasın bu gibi yerlerde kayaların içerisinde dahi gıdasını bularak yetişmekte olduğu mevcudiyetile sabittir.

Usulü teksir: Fıstık daldırma ve aşı suretile teksir edilmektedir fakat daldırma usulü müşkül olduğu için, hiç bir yerde kabili tatbik olunmamaktadır. En ziyade aşıdır. Tohumdan yetiştirilen anaçları mahsuldar kılmak için mutlaka aşıya muhtaçtır. Tohumdan yetiştirmek için ya doğrudan doğruya mahalline dikilir ve yahut fidelikte dikilir. İkinci sene arzu olunan mahalle fidelikten çıkarılıp gars mahallerine götürülür. Yabani sakızı bulunan mahallerde ise dağlarda yabani ufak fidanlar çıkarılır ve doğrudan doğruya gars edilecek mahalle götürülür ve gars edilir, bu usul daha sehildir, yalnız çıkarılır çıkarılmaz mahalline yetiştirilmelidir. Çıkarılan fidanların köklerinin fazla zedelenmemesine meydan vermemekle beraber sıcak ve soğuktan muhafaza etmelidir. Doğrudan doğruya tohumdan yetiştirilecekse son baharda fıstık tohumları arzu olunduğu mahalle parmak ucu ile toprağa yerleştirilip ve yanı başına bir işaret konur ki, ilkbaharda kolaylıkla muayene edilebilsin: tohumları zer etmez."