Akdoğan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Bilginin sayısız çeşitlilikte arttığı, teknolojik gelişmelerin sosyolojik dönüşümlere yol açtığı bu çağda iddiaları küresel, karakteri millî olması gereken eğitim sistemimizde öğretmenlerimizin hak ettiğini alması, layık olduğu itibarı görmesi, onlara bağlanan umutla doğru orantılı olmalıdır. Eğitim, hayatta başarılı olmanın; öğretmen ise eğitimde başarıyı yakalamanın temel unsurudur. Merkezinden öğretmeni çıkaran eğitim sistemleri ile başarılı olmanın imkanı yoktur.

Bütün varlığı ilimle tanımlayan, bilenle bilmeyeni bir tutmayan, okumayı, beşikten mezara kadar ilim tahsil etmeyi, nerede olursa olsun hikmeti aramayı, alimlere hürmeti emreden bir medeniyetin mensupları olarak tarih boyunca olduğu gibi bugün de öğretmenlerimize hak ettiği değeri vermeliyiz. Çünkü onlar ruhumuzun işçisi, geleceğimizin de mimarlarıdır. Öğretmenlerimiz, geleceği emanet edeceğimiz çocuklarımızın zihin dünyalarını şekillendirmek gibi kıymetli olduğu kadar mesuliyet gerektiren ağır, ince bir sanatı icra etmektedir."

Yıllardır eğitimin birçok boyutunun ihmal edilmiş olması, sürdürülebilir politikaların izlenmemesi, "sürekli değişim oluyor ama hiçbiri günü kurtarmaktan öteye gitmiyor" şeklindeki toplumsal algı, eğitim konusunda büyük hedefler belirlemenin vaktinin geldiğini, köklü yapısal değişiklikleri gerçekleştirmenin tam zamanı olduğunu göstermektedir. Bu hedeflere yürüyebilmek, yapılan değişiklikleri uygulayabilmek ancak değeri bilinmiş, hakkı verilmiş bir öğretmen kadrosuyla mümkündür.

Toplumun bilinçaltındaki çok tatil yapan, işinin hakkını vermeden çok maaş alan ve öğrencilerine kaba davranan olumsuz öğretmen imajını kimler, nasıl yerleştirdi? Basın yayın kuruluşlarının, eğitim ve öğretmen haberlerini işleme tarzı, Öğretmeni hala kılık kıyafet sorgusuna çekebilen mülki amirler, kolayca şiddet uygulayabilen veliler, çokbilmiş uzmanlar ne zaman öğretmeni anlamayı deneyecekler?

Öğretmenin saygınlığını artırmanın ilk adımı, toplumdaki olumsuz öğretmen imajını düzeltmek olmalıdır. Öğretmenler günü dolayısıyla hamaset dolu nutukların bol keseden atılacağı bu hafta öncesinde hep şuna müşahede ettik:

Maalesef, bulunduğu makamda kendini göstermek isteyen birçok yetkili, ilk projesi öğretmenler üzerinden uygulamaya koymaktadır. Bu doğal gibi gelen yanlış anlayış ve gidişata ne zaman dur denecek?

2023 eğitim vizyonu, ancak motivasyonu artırılmış, hakları genişletilmiş, niteliğine yatırım yapılmış bir mesleki algıyla mümkündür. 3600 ek göstergenin verilmesiyle başlayacak iyileştirmeler, ücretlere yansıyan teşvikler ve öğretmen saygınlığını artıracak diğer çözümler, bu kıymetli mesleği daha cazip ve verimli hâle getirecektir. Eğitim-Bir-Sen olarak sözleşmeli öğretmenlik, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlik, vergi dilimi sorunu, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan sorunlar, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sıkıntılar, öğretmene şiddet, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu ve benzeri sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması çağrısında bulunuyor; öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü günlere ulaşmayı diliyoruz" dedi.