Evet saygıdeğer okurlarım. Gözlerimizi aydınlatacak eş ve çocuklarımızdır. Bu hususu yüceler yücesi rabbimiz Kuran-ı Kerim'in Furkan Suresi Ayet 74'de şöyle buyurmaktadır; "Onlar, ey rabbimiz, bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet. Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle diyenlerdir."

Evet burada Furkan suresinin 74. ayeti bizlere açıkça ifade ediyor ki; bizi günahtan sakınanlara önder yap mealindeki son cümlesi burada zikredilen ve zikredilmeyen bütün güzellikler için geçerli bir dileği içermektedir. Evet samimi bir tövbe ile kendi ruhunu arındıran bir insan bütün eylemlerini de Allah'a karşı, saygı ve sorumluluk bilinci duygularıyla gerçekleştirirse esasında asıl dindarlığa ulaşmış olur. İşte bu dindarlığın Kuran-ı Kerim'deki adı da takvadır. Bunun dışındaki dindarlık gösterileri, söylemleri ise nifaktır, riyadır, sahte söylemlerdir. İşte buna göre ayeti her Müslüman'ın önüne takva da yani açıkça ifade edeyim ki, gerçek anlamdaki dindarlıkta, en ileride en önde hem de örnek olma hedefini koymaktadır.

Evet, bizlerde bir Müslüman olarak, elbette ki bizlerde rabbimizin kulları olarak ta,  göz aydınlığımız olacak eşlerimizi ve nesillerimizin olmasının cani gönülden isteriz ve bunun bir gereği olarak ta, eş ve çocuklarımızın da kendimiz gibi rabbimizin yolunda olmasını, cani gönülden isteriz. Çünkü Allah-u Teala Hazretleri Kuran-ı Kerim'in Tahrim Suresi Ayet 6'da şöyle buyurmaktadır; "Ey İman edenler, kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır." Evet, Allah'ın bu emri ile, her aile reisi bunlardan birinci derece de sorumludur.

Evet, şüphesiz sadece kavli dua etmekle, yani dilimizle istemekle bunları elde etmek mümkün değildir. Bunun için karşılıklı, saygı ve sevgiye dayalı mutlu bir aile yuvasının kurulması ve çocuklarımızın eğitim ve terbiyesi konusunda baştan itibaren uyulması gereken dini ölçülere yani fiili duaya da titizlikle uymamız gerekir. Evet erkek olsun kız olsun bir Müslüman evlenmek istediği zaman anne babalarının öncülüğünde, öncelikle İslam terbiyesini almış, iffetli biriyle evlenmeye çaba göstermeli, hayat arkadaşını seçerken, güzelliğinden soyundan ve zenginliğinden daha çok dindarlığına ve iyi güzel ahlak sahibi olmasına dikkat etmelidir. Evet Peygamberimiz (S.A.V) Efendimizde bir hadisi şerifinde dediği gibi; "Kadın alırken, güzelliği, soyluluğu, zenginliği, dinine bağlı olanı ararlar. Sen ne güzelliğine, ne soyluluğuna, ne zenginliğine bağlı olanı değil de, dinine diyanetine bağlı al ki rahat edersin" buyuruyor ya.  Buhari Nikah 15, Ebu davut nikah 2

Evet bu ölçüleri özelliklede kadının zikredilmesinin, yuva ve çocuklar üzerindeki temel etkisini vurgulamaktadır. Evet evlenmek isteyen kadın ve erkeğin birbirlerini görüp beğenmeleri de dinimizin tavsiye ettiği diğer önemli bir husustur. Ebu Davut Nikah 18  Tirmizi Nikah 5

Evet böylece cüzi irademizi, İslami ölçülere uygun bir şekilde kullandıktan sonra, gerek mutlu bir yuva kurabilmemiz ve gerekse kurulan yuvayı mutlulukla devam ettirebilmemiz için dua edip Allah-u Teala'dan yardım istememizde mutlaka gereklidir. Çünkü eşler arasında ki sevgi ve merhameti var eden Allah'tır.

Evet dinimize göre dünyaya gelmelerine sebep olduğumuz her çocuk aile için yeni bir mutluluk ve sevinç kaynağı olduğu kadar bize yeni sorumluluklarda getirir. İşte İslamiyet bu hususta birinci derecede babayı sorumlu tutar. Evet annede bu sorumluluğa ortaktır. Çocuklarımızın barınma, giyim, beslenme ve sağlık gibi maddi ve bedensel ihtiyaçlarını helal yollarla ve gücümüze göre en güzel şekilde karşılamamız başta gelen görevimizdir. Yine çocuklarımıza sevgi ve şefkat göstermemiz tahsil, terbiye ve mesleki eğitimlerini yaptırmamızda onların gözlerimizi aydınlatacak bir nesil olmaları için çok önemlidir. Evet bunları yaparken de çocuklarımızın yalnızca maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmeyerek, ruhi ihtiyaçları olan dini eğitim ve terbiyelerini de asla ve asla ihmal etmemeliyiz. Evet küçük yaşlardan itibaren başlatacağımız iman, ibadet, ahlak ve sosyal terbiyeleri ile birlikte haram, helal, günah, sevap, şuurunu da geliştirmeliyiz. Evet İbrahim A.S. Kuran-ı Kerim'in Bakara Suresi ayet 128'deki duası ile yazıma son veriyorum; "Ey Rabbimiz, bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tövbeleri kabul eden merhameti bol olan yalnız sensin." Saygılarımla.