Allah Zülcelal hazretleri, Ey Resulüm. Onlara Hz. Adem’in, iki oğlunun hikayesini anlat demişti.

Rivayete göre, Hz. Adem’in hanımı Havva anamız bir batında, bir oğlan bir kız olmak üzere iki çocuk doğururdu. Böylece doğurduğu çocuk adeti 20 si erkek 20 si kız olmak üzere 40 olduğu söylenmektedir.

O zaman insanların artması için her erkek kendisi ile doğan kız kardeşini değil başkaca doğmuş kız kardeşi ile evlendiriliyordu.

Hz. Havva evvela Kabil ile beraber doğan (İKLİMAYİ) sonra da Habil ile doğan (LEBUDAYİ) doğurmuştu. Kabil ile doğan iklima çok güzel ama Habil ile doğan lebu da çok çirkindi.

Kabil kendisi ile doğan iklime çok güzel olduğundan Habil ile doğan lebudenin çirkin oluşu nedeniyle kendisi ile doğan bacısı iklimeyi almak istiyordu ve bu isteğinde de ısrar ediyordu.

Ancak o zamanın şeriatına uygun olmadığı için babası Adem A.S. ın kabul edilmez demesine sinirlenen Kabil kararından dönmeyince Adem A.S. öyleyse ikinizde birer kurban kesin. Kimin kurbanı kabul edilirse, iklimeyi ona verelim dedi.

Kabil ile Habil birer kurban kestiler. Kabil’in kurbanı kabul edilmedi ve Habil’in kurbanı kabul edildi.

O zaman ki indallahta kabul edilen makbul olan kurbanlar gökten gelen bir beyaz ateş tarafından yiğili verirdi. Gökten gelen ateş Habil’in kurbanını yemiş Kabil’in kurbanı ortada kalmıştı. Babaları Adem A.S. hak yerini buldu dedi ve kararını verip Kabil Habil ile doğan lebudeyle Habil de Kabil ile doğan iklimeyle evlenebilirler diyerek kararını verdi.

Fakat Kabil bu kararı kabul etmeyip ben sizin düşüncenizi tanımam. Ben lebudeyle evlenirim dedi ve Habil’e sende lebudeyle evlenmeyi düşünürsen seni öldürürüm. Bu hususta kararlıyım dedi.

Habil ise yemin ederim ki sen beni öldürmeye kalkarsan ben sana karşı koymam. Allah’tan korkarım. Çünkü sen beni öldürmeyle büyük bir günahsa girersin hem de benim günahlarımı üzerine almış olursun. Ey Kabil nefsine uyup beni öldürmek istiyorsun. Sen Allah’tan korkmazmısın dedi.

Bir Hadisi Şerifte de (Allah’u Teala’nın maktul kulu ol, katil kulu olma) diye buyurulmuştur ya.

Babası Adem A.S. Beytullah’ı ziyaret için Mekke’ye gittiği bir sırada Kabil Habil’in uyku esnasında başına bir taş vurarak öldürdü.

Bu olay yani katil hadisesi ya (but) dağında veya (akibei) hirada ve yahutta Basra’nın mescidi azamın yanında vukup olmuştur.

Kabil kardeşini öldürdükten sonra pişman oldu. İlk ölüm olayı olduğu için Kabil ne yapacağını bilemedi, düşünüp dururken, iki karga havada kavga ederek geldiler ve karganın biri diğer kargayı öldürdü. Aynı zamanda gagasıyla ve ayaklarıyla eşti ve öldürdüğü kargayı gömdü.

Bir karganın başka kargayı öldürdükten sonra yeri kazıp gömüşünü gören Kabil, (yazıklar olsun bana. Şu karga kadar olupta kardeşimin cesedinin gömülmesini bilemedim) dedi ve toprağı kazıp gömdü. Böylelikle Habil ilk ölen ve gömülen insanlardan olurken, Kabil de ilk adam öldüren katil olmuştur.

Adem A.S. Mekke dönüşü, durumu öğrenince Kabil’i kovdu. Kabil de Yemen Aden’e gitmiş orada ise şeytan Kabil’i kandırıp demiş ki, Habil ateşe taptığı için ateş onun kurbanını yedi diye kandırmış ve Kabil de ateşe tapmaya başlamış. Ateşe ilk taban Kabil olmuş. Bilahare bir torununun taş vurmasıyla öldürülmüştür.

İnsanlarda, bellek, haset, kin ve hep kendi düşünce ve fikrini beğenmek ve karşısındakinin fikrini dinlememek, nefse uymak, aradan binlerce sene geçmesine rağmen aynen devam ediyor. Saygılarımla.

Kaynak: Ömer Nasuhu Bilmen tevsiri cilt 2 sayfa 755

Maide suresi ayet 27,28,29,30,31.

Elmalı Hamdi Yazırın hak dini kuran dili cilt 4 sayfa 39

Maide suresi ayet 27,28,29,30,31

Riyazüs salihinin tercümesi cilt 1 sayfa 422