Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Gazze’de yaşanan saldırılara ilişkin fotoğraflar göstererek, “Gazze'de bir savaş yoktur, iki taraftan söz edilemez. Bir yanda elinde en modern silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta ise masum siviller vardır. 7 Ekim olayı bahane edilerek yapılan bir tehcir, sürgün soykırım, toplu kıyım politikasıdır” ifadelerini kullandı.
“Sadece Silahlarla Değil, Açlık Silahıyla Da İnsanlar Öldürülüyor”
Birleşmiş Milletler Kuruluş Şartı’nın, ilk maddesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler’in amacı, uluslararası barış ve güvenliği korumaktır. Evet, bizler, bu salonda Birleşmiş Milletler’in 80’inci yaşını kutlarken, dünyanın birçok bölgesinde, Kuruluş Şartı’nın ilk maddesinin ilk kelimelerine gölge düşürecek vahim hadiseler yaşanıyor. Özellikle Gazze’de, gözlerimizin önünde 700 günü aşkın bir süredir, soykırım devam ediyor. Biz toplantı halindeyken dahi, Gazze’de şu anda siviller katlediliyor. Gazze’de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti. Enkaz altında kaç cenazenin olduğu henüz bilinmiyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze’de, son 23 aydır her saat, evet, her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil, dostlar, hepsi birer can, birer masum insan. Şu anda sadece silahlarla değil, açlık silahıyla da insanlar öldürülüyor. 365 kilometrekare içinde yaşayan 2,5 milyon Gazzeli, her gün yerinden ediliyor, her gün bir başka bölgeye göçe zorlanıyor. Gazze’nin sağlık altyapısı tamamen çökmüş durumda. Doktorlar öldürüldü ya da gözaltında kaybedildi. Ambulanslar vuruldu. Hastaneler bombalandı, yıkıldı. Tedavi mümkün değil, operasyon mümkün değil, ilaç bulmak mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
“İnsanlık Tarihi, Böyle Bir Vahşet Görmemiştir”
Birleşmiş Milletler’in Gazze’de, kendi çalışanlarını dahi koruyamadığını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın, içim kan ağlayarak söylüyorum. Henüz 2-3 yaşındaki, elleri, kolları, bacakları olmayan masum yavrucaklar, bugün, maalesef, Gazze’nin olağan fotoğrafı haline gelmiştir. Buna hangi vicdan dayanır, hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların açlıktan, ilaçsızlıktan öldüğü bir dünyada huzur olur mu? Hepimiz anne-babayız; üzerine titrediğimiz evlatlarımız, torunlarımız var. Burada, Amerika’da, Avrupa’da, dünyanın her yerinde, bir çocuğun eline küçük bir diken batsa, anne babaların yüreği yanıyor; ama Gazze’de, çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın, ama bu, insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi, son bir asırda, böyle bir vahşet görmemiştir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Gazze’deki soykırım medya, sosyal medya aracılığıyla her an canlı olarak yayınlanıyor. İsrail, şu ana kadar Gazze’de, ulusal ve uluslararası basında çalışan 250 gazeteciyi kasıtlı olarak öldürdü; Gazze’ye tüm girişleri yasakladı. Ama yine de soykırımı gizleyemedi. Filistin topraklarında devam eden soykırıma her fırsatta dikkatleri çeken Genel Sekreter Sayın Guterres’i gönülden destekliyorum; cesareti için kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Ancak, Birleşmiş Milletler, Gazze’de, kendi çalışanlarını dahi koruyamamıştır. Gazze’de, insanlara yardım için koşturan 500 kişi öldürülmüştür ve bunların 326’sı BM personelidir” dedi.
"Gazze'de Savaş Yoktur, Toplu-Kıyım Politikası Vardır”
Soykırım, tıpkı Holokost gibi insanların toplu halde imhası için kullanılan utanç verici, insanlık dışı ve barbarca bir kavramdır. Oysa bugün Gazze’de sadece insanlar öldürülmüyor. Gazze’de hayvanlar hedef alınarak öldürülüyor. Gazze’de tarım alanları, bahçeler, ağaçlar, otlar; Gazze’de asırlık zeytin ağaçları yok ediliyor. Gazze’de sular yok ediliyor, kirletiliyor. Gazze’de binalar, evler, kütüphaneler, hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, tarihi yapılar bilinçli bir şekilde yıkılıyor. Gazze’nin toprağı, insan için de, hayvan için de, bitki için de, artık işe yaramaz hale getiriliyor. Şimdi size soruyorum, elimdeki şu fotoğrafın güvenlik arayışıyla ne ilgisi var? Bunun adı "canlıya düşmanlık, hayata düşmanlık" değil midir? Bu kürsüden açık açık ifade ediyorum. Gazze’de bir savaş yoktur. Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Gazze’de, bir yanda elinde en modern, en öldürücü silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta ise masum siviller, masum çocuklar vardır. Bu, terörle mücadele değildir. Bu, 7 Ekim olayı öne sürülerek yürütülen bir işgal, tehcir, sürgün, soykırım, daha doğrusu bir toplu-kıyım politikasıdır" ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dünyaya Çağrı: “Gazze’ye Karşı İnsanlık Görevinizi Yerine Getirin”
Gazze için dayanışma çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gün, bu gündür. Gün; insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız Gazze’deki barbarlığa tepki gösterirken, gelin, sizler de adım atma cesaretini gösterin. Çocukların büyüttüğü Gazze’ye karşı insanlık görevinizi yerine getirin. Bu vesileyle dünyanın farklı ülkelerinde Gazzeli mazlumlara sahip çıkmak için meydanları dolduran, Gazzeli masumlara destek olmak için denizlere yelken açan; akademisyeniyle, sanatçısıyla, siyasetçisiyle, aktivistiyle, öğrencisiyle tüm Filistin savunucularına en kalbi selamlarımı yolluyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD Başkanı Trump’a Teşekkür Mesajı
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "8 Ağustos'ta iki ülke arasında kalıcı barışa giden adımların atılmasından memnuniyet duyuyoruz. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan başta olmak üzere sürece katkıda bulunan Amerikan Başkanı Sayın Trump'ı burada bir kez daha tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
Açıklamasında Suriye'ye de yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan "DEAŞ başta olmak üzere terörün hiçbir çeşidinin olmadığı, güvenliğin tesis edildiği, bir ve bütün Suriye vizyonunu tüm imkanlarımızla destekleyeceğiz" dedi.
Kaynak : PHA