Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Çocuk Esirgeme Kurumu (ÇEK) Çocuk Evleri Siteleri’nde görev yapan bakım personellerinin sayısının, mevzuatta belirtilen oranların çok altında kalması nedeniyle çalışanların ağır iş yükü altında ezildiği, çalışma koşullarının insan onuruna yaraşır olmaktan çıktığı ve bu durumun çocukların gelişimini de olumsuz etkilediği bildirildi.
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) konuyla ilgili hazırladığı raporda, çocuk evlerinde görev yapan personel sayısının yetersizliği nedeniyle hizmette ciddi aksamalar yaşandığını ve personelin fiziksel ve psikolojik yıpranmasının kritik seviyeye ulaştığını vurguladı.
Türkiye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı, eski adıyla Çocuk Esirgeme Kurumu, yeni adıyla Çocuk Evleri Sitelerinde görev yapan bakım personelleri, son dönemde artan çocuk sayısı ve yetersiz personel nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Mevzuatta belirlenen standartların çok üzerinde sorumluluk üstlenen personel, ağır iş yükü ve uzun mesailerle hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpranıyor. Bu durum, çocukların sağlıklı gelişimi için gerekli özenin gösterilmesini engellerken, kamu hizmetinin etkin ve verimli sunulmasını da olumsuz etkiliyor.
Özellikle büyükşehirlerdeki çocuk evlerinde, bir personelin sorumluluğuna mevzuatta öngörülenden 2-3 kat fazla çocuk verilmesi, çalışma barışını bozan hiyerarşi sorunları ve görev tanımlarındaki belirsizlikler hem çalışanların hem de çocukların mağduriyetine yol açıyor.
BAKIM PERSONELLERİ MEVZUATTA BELİRTİLENİN 2-3 KATI FAZLA ÇOCUKLA İLGİLENİYOR
Mevzuatta açıkça belirlenmiş kapasite ve personel standartlarına rağmen bu kurallara uyulmadığını belirterek SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, “Yönetmeliğe göre her çocuk evinde en fazla 7 ila 10 çocuk bulunması gerekirken, özellikle büyükşehirlerde bir bakım personeline 20-25 çocuğun sorumluluğu verilmektedir. Bu durum hem mevzuata açıkça aykırıdır hem de çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit etmektedir. Çocukların öz bakımından güvenliğine kadar geniş bir yelpazede görev yapan personellerin bu yükü taşıması mümkün değildir.” İfadelerini kullandı.
BU ŞARTLARDA NE ÇOCUĞA YETERLİ İLGİ GÖSTERİLEBİLİR NE DE SAĞLIKLI HİZMET SUNULABİLİR
Çocuk sayısının fazlalığı nedeniyle hem çalışanların tükenmişliğe sürüklendiğini hem de çocukların yeterli ilgi ve bakımı göremediğini belirterek Özlem Akarken; “Çocuk evlerinde kalan çocuklarımız, sağlıklı gelişimleri için özel ilgi ve sevgiye ihtiyaç duyan bireylerdir. Ancak mevcut durumda bir bakım personeli onlarca çocukla ilgilenmek zorunda bırakılmaktadır. Bu, ne personel açısından adil bir durumdur ne de çocuklarımız açısından kabul edilebilir. Çocukların üstün yararını gözetmek, öncelikle onların bulunduğu ortamın standartlarını korumaktan geçer.” dedi.
FAZLA MESAİLER YAYGIN, SOSYAL HAYAT VE DİNLENME HAKKI YOK SAYILIYOR
SAHİM-SEN raporunda, personel yetersizliği nedeniyle fazla mesai uygulamalarının yaygınlaştığı ve çalışanların dinlenme haklarının ihlal edildiği de vurgulayan Özlem Akarken, “Bakım personelleri yalnızca fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da tükenmiş durumda. İş yükü altında ezilen personel, hata yaptığında cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor. Mevzuata aykırı koşullarda çalıştırılan emekçilerin cezalandırılması, kamu vicdanını derinden yaralıyor” açıklamasını yaptı.
GÖREV TANIMLARI NETLEŞTİRİLMELİ, PERSONEL EKSİKLİĞİ GİDERİLMELİ
Bakım personellerinin görev tanımlarında belirsizlikler bulunduğunu ve bazı görevlerin keyfi şekilde genişletildiğini belirten Özlem Akarken, şu çağrıda bulundu:
“Yönetmelikte açıkça belirtilmemesine rağmen, bakım personelleri hasta çocukları hastaneye götürmek ve refakat etmekle de yükümlü kılınıyor. Bu durum hem iş yükünü artırıyor hem de hizmetin kalitesini düşürüyor. Görev tanımlarının netleştirilmesi, yalnızca personelin hakkı değil, kamu hizmetinin gereğidir.”
FARKLI STATÜDE PERSONEL HİYERARŞİYİ BOZUYOR
Ayrıca bir diğer önemli sorunun da farklı kanunlara tabi personelin görev dağılımı olduğunu ifade eden Özlem Akarken, “Bir kurumda 4/A, 4/B, 4/C ve 4/D statüsünde personelin birlikte çalışması, mevcut hiyerarşiyi bozuyor. Özellikle 4/D’li personelin, diğer statüdeki personele amir veya sorumlu olarak görevlendirilmesi çalışma düzenini zedeler ve kurum içi disiplin sorunlarına yol açar. Bu uygulamalar, iş barışını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.” dedi.
SORUNLARA KÖKTEN ÇÖZÜM ŞART!
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, çözüm önerilerini de şu şekilde sıraladı;
- Evlerdeki çocuk sayısının yasal mevzuata uygun hale getirilmesi,
- Çocuk sayısına göre yeterli sayıda bakım personeli istihdam edilmesi,
- Hastane refakati görevlerinin sağlık personeline devredilmesi,
- Bakım personellerine düzenli psiko-sosyal destek ve mesleki eğitim verilmesi,
- İdareciler tarafından psikolojik baskı ve disiplin tehdidi yerine destekleyici bir yönetim anlayışının benimsenmesi,
- Sosyal çalışmacı, sosyal hizmet uzmanı ve psikolog sayılarının artırılarak kamu hizmetinin daha verimli hale getirilmesi,
- Çocukların sosyal ve psikolojik desteklerinin düzenli olarak sağlanması.