Özellikle akranları arasına karışamama ve içe kapanıklık ile sonuçlanabiliyor. Çocuklarda alt ıslatmanın pek çok tedavi ve rehabilitasyon yöntemi bulunuyor. ‘’Pelvik Taban’’ rehabilitasyonu bunlar arasında en hızlı ve kalıcı sonuç veren yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Çocuklarda sık görülen sorunlardan biri enürezis adı verilen alt ıslatma problemidir. Gece alt ıslatmaya “enürezis nokturna” gündüz ve gece alt ıslatmaları “enürezis diurna” olarak tanımlanır. Bu bozukluk çocuklarda pek çok sebebe bağlı olabilir. Organik problemler, psikolojik sebepler, mesane problemleri ve sinirsel problemlere bağlı yaşanabilir. Ancak kabaca tarif etmek gerekirse genetik faktörler, uyanma bozuklukları, mesane ile ilgili sorunlar, enfeksiyonlar ya da birtakım hormonal sorunlar nedeniyle gelişen alt ıslatmaya enürezis diyebiliriz. Alt ıslatma problemlerinin yaklaşık %95’inde herhangi bir sebep bulunamayabilir. Ancak altta yatan sebebin aydınlatılması hedefe yönelik tedavi ve rehabilitasyon açısından hem hekimi hem de hastayı ciddi biçimde rahatlatacaktır. En önemli sorunsa sebebi tespit edilemeyen alt ıslatma sorunlarının yönetilmesidir. Çocuklarda alt ıslatmanın sebebi ne olursa olsun bunu tek yönlü ele almak mümkün değildir. Dolayısıyla alt ıslatan bir çocuğu bir bütün olarak ele almak yani nörolojik, psikolojik, fizyolojik problemlerinin olup olmadığı yönüyle değerlendirip tedavi ve rehabilitasyonu da o şekilde planlamak gerekir.

6 yaş sonrası çocukların %10’u alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya.

Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu İçin Geri Sayım Başladı Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu İçin Geri Sayım Başladı

Alt ıslatma sorunu çocukluk çağında gerek aileyi gerekse çocuğu en fazla ilgilendiren üriner sistem sorunlarından bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İdrar kontrolü çocuktan çocuğa değişiklik göstermekle birlikte beklenen ise 2 ila 4 yaş arasında bu yetinin kazanılmasıdır. Ancak bunun zaman zaman uzadığı görülür. En fazla gece alt ıslatma sorunu şeklinde ortaya çıkar ve yaklaşık 6 yaşına kadar toparlanabilir. Ancak buna rağmen giderek azalan bir ölçüde olmakla birlikte 6 yaş sonrasında yaklaşık %10 çocuğun alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Kız çocukları alt ıslatma sorunu konusunda erkek çocuklardan biraz daha iyi durumdadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda erkek çocuklarının yaklaşık %15’i alt ıslatma sorunuyla karşı karşıya iken, kızlarda bu oran yaklaşık %10’dur.

Büyük çoğunluğu uyanma bozukluklarına bağlı.

Çocuklarda alt ıslatmanın pek çok sebebi tespit edilmiş olmakla birlikte özellikle gece altını ıslatan çocukların büyük bir kısmının uyku derinliğinden kaynaklı alt ıslattıkları bilinmektedir. Uyku derinliği ile birlikte çocuklardaki mesane kapasitesinin düşük olması, mesane doluluk hissinin yeterince uyandırıcı olmaması gibi sebeplerle çocuklar gece altını ıslatabilirler. Ancak genel itibariyle bakıldığında çocuklarda mesane kaslarının yeterince olgunlaşmamış olması, böbrek ve idrar sistemindeki yapısal sorunlar, özellikle psikolojik alt yapı, stres ve kaygı sorunları, çocuğun sosyabilitesini ilgilendiren problemler, duygu durum bozuklukları ve şeker hastalığı gibi problemler neden olmaktadır. Öte yandan en önemli sıkıntılardan bir tanesi de aşırı aktif mesane adı verilen nörojenik arka planı olan tablodur. Düşük mesane kapasitesiyle seyreden durumlar çocuklarda alt ıslatma sorunlarıyla kendini gösterebilir.

İlaç tedavilerinden yeterli başarı sağlanamıyor.

Alt ıslatan bir çocuğun tedavisindeki en önemli şey etrafındaki insanların kendisini anladığını ve onunla birlikte hareket ettiği hissini uyandırmaktır. Dolayısıyla çocuğu suçlayıcı ve baskı unsuru oluşturucu tutum, davranış ve yöntemlerden kaçınmak gerekir. Alt ıslatmanın tedavisine başlarken doğal olarak sebebi aydınlatmak son derece önemlidir. Daha sonra tedavinin nasıl şekillendirileceği hekim hasta ve aile tarafından değerlendirilmelidir. Tedaviye ilişkin; medikal, psikolojik ve egzersiz tedavileri gibi birtakım yöntemler olmakla birlikte alt ıslatma söz konusu olduğunda ilaç tedavilerinin çok başarılı olduğu söylenemez. Dolayısıyla çocuklarda olabildiğince kısa süre ilaç tedavisi seçenekleri kullanıldıktan sonra eğer tedaviye yanıt alınamazsa diğer yöntemleri gündeme getirmek gerekir.

Rehabilitasyon sürecinde çocuğa eğlenceli görevler veriliyor.

Alt ıslatma sorununun akılcı yönetimi konusunda pek çok seçenek bulunmaktadır. Bunlar yaşam tarzı düzenlemelerinden, tuvalet eğitimi ya da işeme okullarına kadar geniş bir skalada değerlendirilir. Günümüzde alt ıslatan çocuklarda sonuçları ve uygulama şekilleri itibariyle en fazla yanıt alınan yöntemlerden bir tanesi pelvik taban eğitimi ve rehabilitasyonu yöntemidir. Pelvik taban karın boşluğunun sonunu döşeyen mesaneyi, rektumu, karın içi organları ve cinsel organları yerinde tutan ve bir hamak gibi özelleşmiş bir grup kas ve bağdan oluşmaktadır. İşte bu “pelvik taban” denilen oldukça karmaşık ve işlevsel bir grup kasın kullanımının öğrenilmesi veya geliştirilmesi, mesane kaslarının kullanımının öğrenilmesi ve geliştirilmesi ile mesane kapasitesini artırmaya, sfinkter kontrolüne yönelik yapılan bir “biofeedback” yöntemidir. Bu yöntemle çocuklara hem mesane kaslarının kontrolü öğretilmekte, hem de pelvik taban kaslarının güçlendirilerek sfinkter kontrolü üst düzeye çıkarılmaktadır. Bir başka formüle göre ise düşük mesane hacmi durumunda mesane kapasitesinin artırılması hedeflenmektedir. Yöntem, ağrısız ve çocuğu eğlenceli birtakım görsel bilgisayar destekli oyunlara yönlendirerek yapılmaktadır. Rehabilitasyon programı özel eğitimli üroterapist tarafından ve özel cihazlarla çocukları pelvik taban kaslarını kullanarak yapabilecekleri eğlenceli görevlerin içerisinde tutmak suretiyle yapılmaktadır. Bu yöntemle tedavi edilen çocuklarda 6 ila 10 seanslık bir rehabilitasyon programı sonrası son derece yüksek bir başarı oranı yakalanmaktadır.

Kabızlık ve alt ıslatma birbiriyle bağlantılı sorunlar.

Pelvik taban kaslarının normal fonksiyonlarını görebilmeleri açısından kasların kasılma ve gevşeme aktivitelerinin normal olması ve aynı zamanda karın içi basıncı artıran diğer kaslarla belli bir harmoni içerisinde çalışabilmesi gerekir. Çocuklarda özellikle dışkılama sorunlarıyla giden kabızlık alt ıslatmayla çok yakın ilişki içerisindedir. Dolayısıyla karın kaslarıyla pelvik taban kasları arasındaki harmoninin de yeniden kurulması alt ıslatma rehabilitasyonu ve tedavisinde pelvik taban kaslarının önemini daha da artırmaktadır.

Kaynak : PHA