Emekçilerin uzun zamandır 1 Mayıs’ı bayram havasında kutlayamadığını ifade eden Başkan Yıldırım; “Yaşam koşulları zorlaştıkça emekçilerin üzerindeki baskılarda artıyor. Emeği ile geçinenlere yoksulluk sınırının altında çalışma koşulları dayatılıyor. Genç yaşında emeğini ülkesi için harcayan emeklimiz, geçinebilmek için çalışmak zorunda bırakılıyor. Gençlerimiz işsizlik ve yoksulluk nedeniyle umudunu başka ülkelerde arıyor. İşçinin, kamu çalışanının sendikal örgütlenme hakkı engelleniyor. Çocuk işçiliği artarken, 18 yaş altı ucuz iş gücü olarak görülüyor. Yurttaşın sofrasındaki ekmek küçülüyor. Ülke kaynakları yandaşa aktarılıyor. Vatandaş yoksullukla, yoklukla mücadele ederken; yandaş şatafat içinde yaşıyor. Ülkemizin içinden geçtiği zorlu ekonomik şartlarda çalışanlarımızın gelir seviyesini arttırdık. Ekonomik krizin faturasını çalışanlarımıza ödetmedik. Adaletsiz düzene teslim olmak yerine bir belediyenin israf yapmadığı, yolsuzluk yapmadığı zaman en iyi şartlarda sözleşmelerin de mümkün olabileceğini gösterdik. Her zaman mücadelenin destekçisi, işçi haklarının savunucusu ve koruyucusu olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin bir yurttaşı olarak, belediye başkanı olarak bütün çalışanlarımıza ayrı ayrı minnet duyuyorum” dedi.
1 Mayıs’ın emeğin bayramı olduğunu dile getiren Başkan Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu kötü gidişatı değiştirmek emeği ile geçinenlerin elinde. 31 Mart’ta emekçimiz, emeklimiz umudun ışığını yaktı. Umudu hep birlikte büyüteceğiz. 1 Mayıs emeğin bayramıdır. Emeğin hakla buluşması, işçinin ve emekçinin yüzünün gülmesi için olmazsa olmazdır. İş cinayetlerinin, işsizlik sorununun, gelir dağılımındaki eşitsizliğin son bulduğu, yoksulluğun sona erdiği bir Türkiye temenni ediyor, partimiz ve örgütümüz adına tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlarım. Yaşasın 1 Mayıs!”
