Başkan Yalçın yaptığı açıklamada; ’Türk siyasi tarihinde maalesef kara bir leke olarak anılan ve muktedirlerin bu milletin mustazaflarına zulmettiği bir tarihinin adı olan 28 Şubat kararlan maalesef adeta milleti karşısına alan bir anlayışın ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
28 Şubat 1997 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda, Genel Kurmay Başkanlığı tarafından irtica ile mücadele amacıyla hazırlanan on sekiz maddelik bir bildiri kabul edildi. Bu bildiri ile resmen "28 Şubat Süreci" başlamış oluyordu. Aslında Milli Güvenlik Kurulu kararları, Anayasal olarak tavsiye niteliğindedir. Fakat 28 Şubat 1997 tarihinde toplanan MGK'da kabul edilen maddeler, bir tavsiye olmanın çok ötesinde, adeta seçilmiş Cumhuriyet hükümetinę emir verir bir tarzda kaleme alındı, bu vurgu ve istibdat havası ile kamuoyuna sunuldu.
Demokrasimizin çetin bir sınavdan geçtiği, yetkili ve üst düzey bazı devlet görevlilerinin birilerini "kazığa oturtmanın" hayalini kurduğu bu karanlık istibdat günlerinde yiğit bir ses "NAMLUSUNU MİLLETİNE ÇEVİRMİŞ TANKA SELAM DURMAM" diyerek mertliğini ortaya koymuş ve "TÜRKİYE İRAN OLMAZ, CEZAYİR OLAMAZ, SURİYE YAPILMASINADA BİZ MÜSADE ETMEYECEĞİZ" diyerek Türkiye üzerine oynanan oyunlara set çekmiştir.
Hamaset duyguları içerisinde değil toplumcu bir bakış açısı ile analiz edildiği vakit görülecektir ki; Bin Yıl sürecek denilen 28 Şubat süreci Türk toplumuna, anane ve maneviyatına açıkça saldın ve taarruzun ayyuka çıktığı, gencecik kızlarımızın sırf Allah'ın emri olan tesettüre sahip çıktığı için zulüm ve ta rize uğradığı okullarından edildiği, birinci bitirdikleri okullarında en temel hakları olmasına rağmen kürsülerde konuşturulmadığı, bizzat sınıf arkadaşları tarafından açıkça şiddet uygulanan, sırf başörtüsü var diye askerdeki oğlunun yemin törenine alınmayan analar ve yargıdan askeriyeye, bürokrasiden yürütmeye, parlementodan sokaktaki seküler olduğunu iddia eden vatandaşa kadar açık ve pervasız saldırı ve hakaretin olduğu bir dönemdi.
Ancak biz mütedeyyin ve İslam Ahlakını savunan kimselerin de kendince bir özeleştiri yapması 28 Şubat sürecine giden yolda hatalarımızın neler olduğunu, idrak etmemiz ve Resulullah'ın Mekke dönemi ile Medine dönemini iyi etüt etmemiz elzemdir.
Biz; "Bu Kadına haddini bildirin" diyen nobran sesin sahibini, halkın oylan ile başörtülü seçilen milletvekiline başını açtıran zalimleri, bu süreci siyasi ikballeri için makvevelistçe kullanan siyasileri, oportünist bürokratları, ve NAMLUSUNU MİLLETİNE ÇEVİRMİŞ TANKA SELAM DURMAM diyen yiğitleri asla UNUTMAYACAĞIZ.
Tarih tekerrürden ibarettir derler, ibret alınsaydı hiç eder miydi tekerrür "(M.Akif Ersoy)
Seher vakti ellerini semaya açan, Rabbine secde kılan ve geçmişi unutmayarak Allah Rızası için çalışana selam olsun’’dedi.
Haber: Güncel Haber Merkezi
