Evet, saygıdeğer okurlarım. Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim’in Rad Suresi Ayet 18’de şöyle buyurmaktadır: “Rablerinin emirlerine itaat edenler için daha güzeli vardır. Ona itaat etmeyenler ise yeryüzünde bulunanın hepsi bir misli ile kendilerinin olsa da kurtuluş fidyesi olarak tamamını verirlerdi. İşte onlar hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yerde Cehennemdir. O ne fena bir yataktır.”

Evet, ayeti kerimede de açıkça beyan ettiği gibi, Allah’ın davetine uyan ve hak yolunda bulunanlar için çok güzel sonuçlar vardır. Onlar büyük nimetlere ereceklerdir. Rablerinin davetine uymayanlara gelince onları bekleyen sonuç öyle korkunç olacak ki, o gün uğrayacakları azaptan kurtulmak için dünyadaki mevcut maddi varlıklar bir misli fazlası ile kendilerinin olsa o azaltan kurtulmak için bunların tamamını vermeye razı olacaklar, fakat artık böyle bir kurtuluş imkanları da kalmamış olacaktır.

Evet, işte bunlar hesabın kötüsüne çatmış olanlardır. Hesap vermeleri çok güçtür ve bunların varacağı yer Cehennemdir. İşte orası çok fena bir yerdir.

Yine Allah-u Teala Rad Suresinin 21 ve 22. Ayetlerinde de şöyle buyurmaktadır; “Onlar ki Allah-u Teala’nın riayet edilmesini emrettiği hukuka riayet edenler, rablerine saygı besleyenler ve hesabın kötülüğünden korkanlardır.” Mevlalarının rızasını kazanmak için sabredenler, namazı dosdoğru dürüst kılanlar ve kendilerine verdiğim rızıklardan gizli ve açık Allah yolunda sarf etmekte olanlar ve çirkin olanı güzel ile yok edenler, işte bütün bunlar dünya hayatının akıbeti lehlerine olacak kimselerdir.”

Evet, işte bu hakka teslim olanlar Allah-u Teala’nın riayet edilmesini emrettiği hakka riayet edenler rablerinden korkarlar ve neticede verecekleri hesabın kötü çıkmasından endişe duyanlardır. Evet, onlar Allah’u Teala’dan korkarlar ve ahrette bu dünyadaki yaptıklarından dolayı çekilecekleri hesabı düşünür ve o hesabın doğru ve kolay olmasını isterler.

Evet ayeti kerimelerde açıkça ifade edildiği üzere işte onlar sadece Allah’ın rızası için sabrederler, bazı zahmet ve eziyetlere sırf Allah-u Teala’nın rızası için tahammül gösterirler. Namazlarını kılarlar ve Allah Zülcelal Hazretlerinin kendilerine verdiği rızıklardan gizli ve açık olarak muhtaçlara ve fakirlere verirler. Kötülüğe iyilikle mukabele ederler. Kendilerine yapılan bir kötülüğe başka bir kötülükle karşılık vermezler. O kötülük yapanlara bile iyilik yaparlar. İşte ahret saadeti onlar içindir. Onlar ahrette kurtuluşa ermiş kimselerdir.

Yine Kuran-ı Kerim’in Rad suresi ayet 23’te Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır; “Adn Cennetlerine gireceklerdir. Atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden Salih olanlarla birlikte bulunacaklardır. Melekler de her kapıdan yanlarına vararak şöyle diyeceklerdir; “Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahret saadeti ne güzeldi.” Aynı Rad suresinin 25. Ayetinde ise şöyle buyrulmaktadır; “Fakat Allah’ın ahdini antlaşma ile vesikalandırdıktan sonra bozanlara ve Allah’ın birbirine bağlanmasını emrettiği bağları koparanlara ve yeryüzünü fesada verenlere gelince işte onlara lanet olsun, dünya hayatının kötü sonucu onlaradır.”

Ancak ahitlerini bozan, Allah-u Teala’ya ezelde vermiş oldukları sözü tutmayan ve Allah-u Teala’nın birbirine bağlanmasını emrettiği bağları koparan, ilahi emir gereği uymaları icap eden talimatlara uymayanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlara lanetler vardır. Bu dünya hayatının kötü sonucu onlaradır. Evet, bu ahitlerini bozanlar lanete uğramıştır. İşte ahrette bunları en kötü sonuçlar beklemektedir.

Evet, bir rivayette şöyle buyrulmuştur; “Anlaştığı zaman ahdini bozan, hasımlaştığı zaman günahkar olur. İşte bu sebepledir ki Allah-u Teala şöyle buyurur; “İşte lanet (rahmetten uzaklaştırılma) onlarındır. Yurtların (akıbetten) en kötüsü de onlarındır. Varacakları yer Cehennemdir ve orası ne kötü duraktır.” Saygılarımla.