Evet, saygıdeğer okurlarım. Duada ümit ile korku birlikte olacaktır. Allah Kuran-ı Kerim'in Arap Suresi ayet 55 ve 56'da aynen şöyle buyurmaktadır; "Rabbimize yalvara yalvara ve için için dua edin. Zira o haddi aşanları sevmez. Yeryüzünde nizam sağlandıktan sonra onu ifsad etmeyin. Allah-u Teala'ya hem korkarak, hem de isteyerek kulluk edin. İyilik yapanlara Allah'ın rahmeti pek yakındır."
Evet, rabbimize yalvara yalvara ve için için dua edin. Çünkü o haddi aşanları sevmez. Kendinizi bilin, kim olduğunu anlayın, haddinizi bilin, rabbinizi tanıyın ve onun hüküm ve iradesi altında yaşamayı kendinize şiar edinin. Şunu iyi bilin ki, onun iradesi altında yaşamak zorunda olduğunuzun bilincinde olun ve ona müracaatla her şeyi ondan isteyin. Daima ihtiyaçlarınızı ona arz edin ve ona müracaat etmeye mecbur olduğunu sakın unutmayın. Şunu da açıkça bilin ki, Allah Zülcelal Hazretlerinin hazinesi boldur ve onun ihsanında cimrilik yoktur. Dileklerinizi daima Allah-u Teala'ya sunun. Her şeyi ondan isteyin ama şunu da unutmayın ki çizilmiş olan ilahi sınırı sakın aşmayın. Çünkü Allah Zülcelal Hazretleri haddi aşanı sevmez.
Dua: Küçüğün büyükten, zayıfın kuvvetliden, ihtiyacını arz ederek dilekte bulunması, söz ve davranışlarıyla yalvarması demektir. Duada istekte bulunurken, bağırıp çağırmamak lazımdır. Zira Allah-u Teala gerek duada, gerekse diğer davranışlarda ileri gidenleri ve haddi aşanları sevmez. Allah Zülcelal Hazretleri dünyayı yaratıp nizama koymuş, ondan da faydalanmaları için insanların emrine vermiştir. O halde insanların da vazifesi dünyadaki tabii ve ihtimai düzeni bozmamak daima nizama riayet etmektir. Allah-u Teala'ya hem korku, hem de ümit içerisinde duada bulunulmalıdır. Duanın kabulü için bunun gerekli olduğu unutulmamalıdır. Allah-u Teala'nın rahmeti iyiler ve iyilik yapanlara erişecek ve yaptıkları en ufak ölçüde bir iyilikleri dahi zayi edilmeyecektir.
Duada acelecilik doğru değildir. Dualarınız er geç kabul edilir. Dua eden bunun kabul edileceğini bilmelidir. Bir veya 5 kere aynı şey için niyazda bulunabiliriz. Kapı geç açılabilir. Ama şunu iyi bilmeliyiz ki tabiat kanunlarına ters istekler içermeyen ve hayra yönelik olan dualar mutlaka kabul edilir. Dua kendimiz ve başkaları için hayır dilemek şeklinde olmalıdır. Rabbimizin intikam, gazab ve cezasını isteyerek dua etmek, alışılan deyimle beddua İslami değildir. Dostlarımız kadar düşmanlarımız için de dua etmeliyiz. İyilik dilemeliyiz.
Evet, saygıdeğer okurlarım. Alim bir hoca 9.54'te Heleteye gelmişti. Ben ondan şöyle bir geçmişe ait olayı dinledim: Maruf El Kerhi Hazretleri ölümü Miladi 816. Dicle Nehri üzerinde kayıkla gezinirken, başka bir grupta kayık içinde şarkı, türkü söyleyip içki içerek eğlenip geçerler. O anda Maruf El Kerhi'nin yanında bulunanlar, Maruf'a derler ki, şunlara bak. Allah-u Teala'ya açıkça isyan içindeler. Şunlara bir beddua et hocam derler. Maruf Hoca ise ellerini açıp havaya kaldırarak şöyle niyaz eder; Ey Yüceler Yücesi Rabbim. Şu yanımızdan kayıkla geçen insanları, bu dünyada şen şakrak kıldığın gibi, ahrette de sevindir. Böyle şen şakrak sevindir. diye dua edince hocaefendinin yanında olanların çok tuhafına gider ve hayret içinde, hocam biz böyle dua istemedik, biz sizden beddua etmenizi istedik deyince, o büyük zat şu cevabı verir, Allah-u Teala onları ahrette sevindirmeye karar verirse hepsine tövbe ve pişmanlık nasip eder ve böylece hepsi de iyi bir insan olur der.
Evet, dua sırf nefsimiz için olmamalı. Yalnız kendimiz için yapılan dua bir egoizmdir. Yapılan duanın kabulünü engeller. Nefsimizle birlikte başkaları için de dua ettiğimizde hayırlı bir iş yapmış oluruz.
Evet, Allah-u Teala Bakara Suresi 152. ayetinde; "Beni anın, bende sizi anayım?" demiyor mu? Yine Kaf suresi ayet 16 ve 17'de aynen şöyle diyor; "İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz. Sağında ve solunda oturmuş iki alıcı yaptığını alıp kaydediyorken, biz ona şah damarından daha yakınız." demiyor mu? Yine Mücadele suresinin 7. ayetinde; "Aralarında fısıldaşan 3 kişinin dördüncüsü, 5 kişinin 6.'sı odur." demiyor mu? Saygılarımla.