Afganistan sonrası yeniden kendi konumlarını kontrol etme ihtiyacı duyan ülkelerin kendilerini koruma ve güvenli bir çatı içinde bulunma ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçlü ve etkin yapılar ile birlikte hareket etmeyi zorunlu hale getirmektedir.
Emperyal ülkelerin 21. YY planları karşısında ses veren ve buna direnen ülkelerin dik duruşları ile kayıp etmeye başlayan emperyal sistem;
Kadife Devrimden,
Arap Baharına,
Askeri Darbe Girişimleri,
Sosyal Ayaklanmalar,
Terör Örgütleri ile tehdit,
İç ayaklanma,
Düşman ülkeye karşı uydu ülkeleri kullanma dahil olmak üzere bir çok yöntemleri deneyerek hedeflerine ulaşmayı planladılar.
Kadife devrimleri daha çok doğu bloku ülkelerin Rusya yanlısı ülkelerin yönetimlerini hedeflerine alarak ülkeye barış, demokrasi ve insan hakları getireceğini ifade ederek, gruplar üzerinden eylemler yaptıran emperyal sistem ilk zamanlarında başarılı olsa da yönetimlere gelen kadife devrim ürünlerinin ihtiyaçlarına gerektiği gibi cevap vermemesi ve yalnız bırakmaları ile tekrar kayıp etmeye başladılar.
Arap Baharı ile Arap dünyasındaki yönetimleri hedefe koyan emperyal sistem halk ayaklanmaları ile yönetimleri devirmeyi

planlayarak İsrail için güvenli blok yaratma, İsrail ile işbirliğine zorlama, İsrail’in bölgede etkin olması kapalı olan havayollarının açılması dahil bir çok konuda istediklerini elde ederken yönetimlerine bizi terk ederseniz sonunuz felaket olur diyerek aynı zamanda bu ülkelerin kendi yönettikleri finansal sistem ve enerji kaynaklarını istedikleri gibi kullanma, düşman ülkeler yaratarak kullanıldıkları gerçeği ile Arap ülkelerini karşı karşıya bıraktılar.
Arap Baharı; sihirli formülünün aslında Arap ülkelerini bölmek ve paylaşmak üzere bir plan olduğunu anlamaları ile emperyal yapılanmaya karşı olan güçlerin kapılarını çalmaya başladıkları Afganistan sonrası dönem başladı.
Daha evvel yönetilen ülke konumunda olan ülkelerin kendi kaderlerini tayin etme ve yönetilen konumundan, yöneten konumuna gelmek istemeleri karşısında emperyal güçlerin bu ülkelerin içlerine daha önceden planlı bir şekilde yerleştirdikleri ve halen destekledikleri yapıları içeriden harekete geçirerek ülke yönetimlerini elde etmek istedikleri ancak başaramadıkları takdirde ise darbe girişimleri ile ülkeleri ele geçirmeyi planladılar.
Askeri darbe girişimlerine tarihsel geçmişlerinde belirili süre ile maruz kalmış bu ülkelerin halkları liderlerine sahip çıkmasıyla emperyal ülkelerin hedeflerine ulaşmakta zorlandıkları dönemler oluşmaya ve bu durum diğer ülkelere örnek teşkil etmesi ile emperyal sistemin ülkelerinde bulunan yapılarına karşı tedbirleri alınmasını sağladı.
Cazip ve merak ülkesi olarak insanların devamlı olarak izlediği ABD, tek başına küresel güç olarak Dünya’yı yönetmek isteğini kendinde manevi değerleri ölçeğinde gören başkanlarının olduğu devlet ve yönetim anlayışı ile egemen güç olarak sahip olduğu;
Ekonomik Güç
Üretim Kapasitesi ve Enerjide Hinterlant alanındaki ülkelerin finansal kaynakları kullanma gücü
Savunma Sanayisi ve Güvenlik Denizlerdeki hakimiyet alanları

Ülkelerde bulunan askeri üsleri Teknolojideki liderlik
Dünya insanlarına gösterilen yüzü ile cazibe merkezi olması(arka sokakları gösterilmemekte)
Askeri gücü ile egemen güç olarak dünya ülkelerine bakışında dünden bugüne çok değerler kayıp eden, kendisinin karşısına çıkan yeni güçleri kabul etme ve hoşgörü ile uluslararası ilişki kurmakta zorlandığı dönemlere gelinmiştir.
Yeni ittifakların hem ABD hemde diğer küresel ve bölgesel güçler tarafından oluşmaya başladığı 21.YY’da ABD’nin Afganistan hamlesi ile yeniden kartların karılmasını sağlayarak kendine zaman kazanma fırsatlarını değerlendirmek istemiş Çin karşısında oluşturduğu yeni ittifaklarla önünü kesme hamlelerini planlamıştır.
AB’nin lokomotif ülkeleri olan Almanya ve Fransa’nın bu yıl içinde Çin ile yapacakları yatırım anlaşmalarından ABD’nin güç merkezi olarak AB içinde sözünün geçmediği, AB ve Fransa’da siyasi ve askeri güç olarak baskısının sonuç vermediği ortaya çıkmıştır.
Fransa’nın Anglosakson ülkelerinindeki ekonomik anlaşmaları ve Hint Pasifik bölgesindeki etkisini kırarak göstermeye devam etmektedir.
Fransa’nın Yunanistan’la yaptığı savunma ve işbirliği anlaşmalarına sessiz kalan ABD yönetimi aslında tamamen kendi kontrolüne geçmiş olan Yunanistan yönetimini kullanarak hem AB hemde Fransa’yı kendi kontrol haritasının içinde tutmayı ve Türkiye’ye karşı kullandığı ülkeler konumuna getirmeyi başarmıştır.
Türkiye etrafındaki yeni stratejik yapılanmaların birinci hedefi Türkiye’nin bölgedeki güç merkezi konumunu ve çoklu küresel güç merkezi lider ülke konumunun önüne geçmeyi planladıkları ortaya çıkmaktadır.

İran’ın Türkiye ile birlikte bir çok sorunu masada çözme ve dar zamanında yanında yer aldığını ununtan bir şiir ile Türkiye karşıtı cephe içinde açıktan yer almayı tercih ettiği görülen İran’ın Azerbaycan sınırında askeri tatbikatlar yaparak Türkiye,Azerbaycan,Pakistan birlikteliğini kendi tehdit olarak görmesi aslında koyunun hangi postu giydiğinin açık göstergesidir.